Güncelleme Tarihi:
DAVA dosyasına göre Er Murat Oktay Can, dağıtım izninden döndükten 47 gün sonra 4 Ekim 2009 günü, trafik kazası geçirerek yaralanan kız arkadaşına ulaşmadığı ve bu sebeple moralinin bozuk olduğunu ve izne gitmek istediğini komutanlarına bildirdi. Askerin moralinin bozuk olması gerekçe gösterilerek, yanına refakatçi verildi ve sabaha kadar kontrol altında tutuldu. Ertesi gün Murat Oktay Can, babasıyla görüşüp kız arkadaşının iyi olduğunu öğrendiğini ve izin istemediğini üstleriyle paylaştı.
DAĞLAR ÜZERİME GELİYOR
Davranışlarnın normal olduğunun gözlemlenmesi ve iyi olduğu beyanı esas alınarak Can, saat 18.00 nöbetine gönderildi. Can, nöbet sırasında görüştüğü asker arkadaşına “... İyiyim ama canım çok sıkkın. Dağlar üzerime geliyor, ne yapacağımı bilemiyorum, hasrete dayanamayacağım” dedi. Can, nöbet bitimine az zaman kala üzerine zimmetli silahla yaşamına son verdi. Can’ın üzerinde “Seni seviyorum Seda. Dayanamıyorum artık, bu hasrete, Murat. Hakkınızı helal edin” yazılı not bulundu.
MAHKEME: İDARE KUSURLU
Askeri savcılık, soruşturma sonrası olayın intihar olduğuna karar verdi. Baba Oktay Can’ın savcılığa itirazı reddedildi. Baba Can, intihar olayında idarenin kusuru olduğu gerekçesiyle Savunma Bakanlığı aleyhine Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire Başkanlığı’na dava açtı. Mahkeme, 2013’te, ölüm olayında idarenin kısmen kusurlu olduğu gerekçesiyle baba Can’a 5 bin TL maddi, 1500 TL de manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Şüpheli Ölümler ve Mağdurları Derneğini kuran baba Can, 2016’da avukatı İsmail Kılıç aracılığıyla SGK’ya başvurarak, çocuğunun vazife malulü sayılmasını istedi. SGK’nın bu talebi reddetmesi üzerine avukat Kılıç, Ankara 17. İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Mahkeme, askeri vazife malulü sayarak ailesine aylık bağlanmasına karar verdi.
BİR ANNE, BABA FERYADI
Avukat Kılıç, yargının bir şehit babasının 10 yıl süren çilesine son verdiğini belirterek, “Bu dava aslında oğullarını askerde kaybeden bir babanın ve bir annenin feryadı, 10 yıldır çektikleri acının ise bir aynasıdır. İdare Mahkemesi’nin vermiş olduğu bu karar kendi acılarını biraz da olsa dindirmiştir ve kendileriyle aynı durumda olan bir çok aileye umut ışığı olmuştur” dedi.