Güncelleme Tarihi:
YBP’nin teamül yoklamasıyla aday yaptığı, hükümetin ve Köşk’ün de sıcak baktığı öne sürülen 13’üncü Ceza Dairesi Başkanı İsmail Rüştü Cirit’in ilk turda gerekli 259 oyu rahatlıkla aşarak başkanlık koltuğuna oturacağı savunuluyor. YBP koalisyonunun, başkanlık için Cirit, mayıs ayındaki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı için de Yargıtay 14’üncü Ceza Dairesi Başkanı Mehmet Akarca ismi üzerinde anlaştığı, karşılığında 8 daire başkanı, Yargıtay Genel Sekreteri ve iki genel sekreter yardımcısının YBP’nin sosyal demokrat kanadının istediği isimlerden atanacağı da kulislere yansıyan bilgiler arasında. Yargıtay Başkanı Ali Alkan’ın bugün yaş haddinden emekliye ayrılmasıyla boşalacak olan başkanlık yarışına 5 aday girmiş bulunuyor. YBP adayı Cirit’in karşısında, 6’ncı Ceza Dairesi üyesi Ali Suat Ertosun, 3’üncü Ceza Dairesi Başkanı Erdal Gökçen, 20’nci Hukuk Dairesi Başkanı Feyzi Altınok, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili Mehmet Ekmekçi bulunuyor. Soru ve yanıtlarıyla Yargıtay’daki eski-yeni dengeler, ittifaklar ve seçim kulisi ise özetle şöyle:
2010 ÖNCESİ
Yargıtay’da 2010 öncesindeki güç dengesi nasıldı?
Bugünkü tabloyla kıyaslandığında, Yargıtay, 2010 öncesinde farklı eğilimlerin bir arada var olduğu bir çeşitlilik görüntüsü veriyordu. Üye sayısı 250’ydi. Sosyal demokrat, ulusalcı ya da laik çizgilerde tanımlanabilecek üyelerin sayısının 80 dolayında olduğu tahmin ediliyordu. Yargıtay’da buna ek yaklaşık 60 kişilik muhafazakâr bir kanat vardı. Kilitlenen seçimlerde bu muhafazakâr grup anahtar rolü üstleniyordu. Yargıtay üyeleri arasında Gülen Cemaati’ne yakın isimlerin bulunduğu biliniyordu ancak bu küme sayıca pek güçlü değildi. Kalan grup içinde milliyetçi eğilimleriyle bilinen ya da ortada duran üyeler söz konusuydu. Bu arada o dönemde, hiçbir grupla birlikte hareket etmeyen, yalnızca hukukçu çizgileriyle temayüz eden pek çok üyenin de bulunduğunu vurgulamak gerekiyor.
2010 SONRASI
2010 referandumunda Yargıtay’daki güç dengesi nasıl değişti?
2010’daki anayasa referandumunun ardından 14 Şubat 2011’de yasa değişikliği yapılarak Yargıtay için 137 yeni kadro ihdas edildi. Ardından boş bulunan üyeliklerle birlikte Yargıtay’a toplam 160 yeni üye seçildi. Yargıtay böylelikle 387 üyeli hale geldi. Üye toplamının salt çoğunluğu 194’e çıktı. Referandumdan sonra yapılan seçimlerle oluşan ve 2014 yılına kadar görevde kalan eski Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) hükümet-Cemaat ittifakını temsil eden isimlerden oluşmuştu. Bu HSYK’nın Yargıtay’a gönderdiği 160 yeni üyenin 130’dan fazlası Gülen Cemaati’ne yakın isimlerdi. Diğerleri de çoğunlukla hükümete yakın duran isimler olarak dikkat çekiyordu. 2010 öncesi dönemden gelen kıdemli üyeler arasındaki muhafazakâr grup da dikkate alındığında, güç dengesi açısından Cemaatçiler ve muhafazakâr küme Yargıtay’da çoğunluğu sağlamış oldu.
KAZANDIRAN ‘160’
2014 öncesindeki Yargıtay’da yapılan seçimler nasıl bir tabloyu gösteriyordu?
HSYK’dan gelen ve “160”lar olarak adlandırılan Cemaat ağırlıklı yeni üyeler, seçimlerde genellikle blok oy kullandılar. Yargıtay’ın eski dönemden gelen muhafazakâr isimlerinin önemli bir bölümü de bu blokla işbirliğine gitti. 2011’de Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’in emekliliğiyle boşalan başkanlık için yapılan seçim yeni güç dengesini bütün çıplaklığıyla gösterdi. Muhafazakâr çizgideki Nazım Kaynak, 2 Haziran 2011 tarihinde yapılan seçimde bu büyük ittifakın desteğini alarak ilk turda 197 oyla başkanlığa kolaylıkla seçildi. Kaynak, yaklaşık bir yıl sonra emekli oldu. 7 Mayıs 2012’de yapılan seçimde ise muhafazakâr çizgideki Ali Alkan, yine ilk turda bu kez 201 oyla kazandı Yargıtay Başkanlığı’nı. Bu blok, 17 Aralık 2013’te patlak veren yolsuzluk operasyonuna kadar birlikte hareket ederek Yargıtay’da iktidarı elinde tuttu ancak bu tarihten sonra çatladı.
17-25 KOPMALARI
Hükümet 17 Aralık sonrasında Yargıtay’da hangi operasyonu yaptı?
17-25 Aralık soruşturmalarından sonra Gülen Cemaati ile hükümet arasında savaş başladı. Bunun Yargıtay’a yansıması, Cemaat grubu ile hükümete yakın duran muhafazakâr üyelerin arasında iplerin kopması ve 2010 sonrasında etkili bir şekilde işleyen ittifak bloğunun dağılması oldu. Hükümet, 18 Haziran 2014’te çıkardığı bir yargı paketiyle Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 12 üyesinin Yargıtay Genel Kurulu tarafından yeniden seçilmesi suretiyle “Yargıtay’ın yeniden yapılandırılması” planını devreye soktu. Ancak, Cemaat kanadı hükümetin bu planını engellemek üzere Başkanlık Kurulu seçimini kilitledi. 3 Temmuz 2014’te başlayan üyelik seçimleri yasadaki takvime rağmen 14 Temmuz 2014’e kadar sonuçlandırılamadı. Bu seçimlerde hükümetin desteklediği adaylar kaybetti. Burada ilginç olan nokta, sayısı 130 dolayındaki Cemaatçi grubun Yargıtay içindeki hükümete muhalif sosyal demokrat ya da ulusalcı çizgideki üyelerle ittifak yapmasıydı. Yargıtay’daki güç dengeleri altüst olmuştu. Sonuçta Başkan Alkan’ın gösterdiği adaylar seçildi. Yeni seçilen Birinci Başkanlık Kurulu, “Yargıtay’ın yapısı istinaf mahkemeleri kurulana kadar aynı kalsın” şeklinde bir karar alarak, hükümetin istediği yeniden yapılandırmaya geçit vermedi. Yasa gereği Başkanlık Kurulu kararının bütün üyelerin katıldığı Yargıtay Genel Kurulu’nda oylanması gerekiyordu. 17 Temmuz 2014 tarihinde 321 üyeyle toplanan Yargıtay Genel Kurulu, ‘ret’ kararını 287 oyla ve ezici bir çoğunlukla kabul etti. Hükümetin planına destek veren üye sayısı yalnızca 34’te kalmıştı. Bu sonuç hükümetin prestiji açısından sıkıntı yarattı.
YBP’NİN DOĞUŞU
Hükümet bu duruma nasıl bir karşılık verdi?
Hükümet, bu sonuca iki ayaklı bir stratejiyle karşılık verdi. A) Yargıdaki sosyal demokrat ve laik kesimlerle ittifaka yönelerek bu kesimin Cemaat ile işbirliğini kırmaya çalıştı. Bu amaçla Yargıda Birlik Platformu (YBP) kuruldu. Bazı sosyal demokrat ve milliyetçi eğilimli yargıç ve savcılar, YBP’de Cemaat’e karşı hükümet çizgisindeki isimlerle ittifak yaptılar. Nitekim, 12 Ekim 2014’te yapılan yeni HSYK seçimlerini YBP koalisyonunun adayları kazandı. Bunlar arasında sosyal demokrat ve milliyetçi isimler de vardı. B) Cemaat’in sayısal gücünü etkisizleştirmek üzere Yargıtay’daki üye ve daire sayısı bir kez daha artırıldı. Hükümet, bu amaçla 12 Aralık 2014’te ikinci bir yasa daha çıkarttı. Yargıtay’ın 2011’de 387’ye çıkartılan üye sayısı 129 kişi daha artırarak 516’ya yükseltildi. Ayrıca yeniden seçilecek olan 12 kişilik Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun yetkileri genişletildi, burada alınacak kararların Genel Kurul’da onaylanması şartı kaldırıldı. YBP ittifakına dayanan yeni HSYK’dan Yargıtay’a gidecek listedeki isimlerde artık Cemaat faktörü söz konusu olmayacaktı.
YENİLER İTTİFAKTAN
Yeni Yargıtay’daki grupların oy dağılımı nasıl oluştu?
Yeni HSYK, 15 Aralık 2014’te 129 yeni kadro ve 15 boş üyelik olmak üzere 144 yeni üye seçti Yargıtay için. Yeni üyelerin tamamı YBP ittifakındandı. Tahminlere göre, yeni üyelerin 32’si sosyal demokratlardan, geri kalan 112’si HSYK seçiminde YBP’ye tam destek veren milliyetçi-muhafazakâr isimlerden oluştu.
‘413-406’ ZİRVESİ
YPB ittifakını temsil edenlerin katılımı yeni Yargıtay’daki güç dengelerini nasıl etkiledi?
YBP koalisyonu, Yargıtay’daki ilk sınavını, Yargıtay Genel Kurulu’nda yapılan Birinci Başkanlık Kurulu üyelerinin seçiminde verdi. 12’si asıl, 8’i yedek üyelerden oluşan bu kurulun önemi, Yargıtay’daki yeniden yapılandırmayı gerçekleştirecek ve dairelerin üye dağılımını yeniden yapacak yetkilere sahip olmasıydı. 29 Aralık 2014 tarihinde yapılan seçime 516 üyeden 488’i katıldı. Oyların 6’sı boş çıktı, 9’u geçersiz sayıldı. YPB adayları seçilmek için gerekli 259 oyun çok üzerinde 413-406 oy bandındaki sonuçlarla seçimi kazandılar. Bu sonucun anlamı şuydu: Güç dengeleri bir kez daha değişmiş, geçen yaz Cemaat ile işbirliği yapan sosyal demokrat ve milliyetçi üyeler bu kez YBP koalisyonuna destek vermişti. Bu durumda Cemaat’e yakın grubun yalnız kaldığı söylenebilir.
‘5’ FARKLA SIKINTI
YBP seçimlerde hiç sıkıntı yaşadı mı?
Geride bıraktığımız haftalarda Yargıtay Genel Kurulu’nda daire başkanlıkları için de seçim yapıldı. YBP’nin bu seçimlerde karşılaştığı sıkıntılar sınırlı kaldı. YBP birkaç daire başkanlığı seçiminde zorlandı. YBP, 7’nci Hukuk Dairesi Başkanlığı’na seçilmek için gerekli salt çoğunluk oyunun (259) ancak 5 fazlası olan 264 oyla başkan adayını seçtirebildi. Aynı şekilde 8’inci Hukuk Dairesi Başkanı da 264’le, 2’nci Hukuk Dairesi Başkanı 282 oyla seçimi kazandı.
CEMAAT ETKİSİZLEŞTİ
Cemaat’in Yargıtay’daki etkisi ne durumda?
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu 3 Şubat’ta üyelerin dairelere dağılımını da yeniden yaptı. Cemaat’e yakın olduğu iddia edilen üyeler tasfiye edilerek, Balyoz mahkûmiyetini onayan Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi’nin üyeleri de dağıtıldı. 9’uncu Ceza Dairesi’nin görevlerinin devredildiği yeni terör ve örgütlü suç dairesi olan Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi’nin üyeleri de yeniden belirlendi. Eyüp Yeşil başkanlığındaki 16’ncı Ceza Dairesi, 1’inci Ceza Dairesi Üyesi Muhsin Şentürk dışında yeni seçilen üyelerden oluştu. Kamuoyunun yakından izlediği Ergenekon, 28 Şubat, 12 Eylül ve KCK davaları gibi davaların incelemesini artık bu daire yapacak. Yeni seçilen 144 üyenin çok büyük bölümü de yeni kurulan dairelerde görevlendirildi. Rüşvet ve tazminat davalarının temyiz incelemesini yapan kritik daireler başta diğer dairelerin tamamına yakınında da üye değişikliğine gidildi. Şike davasını onayan, ihaleye fesat karıştırma, rüşvet ve memur suçlarının temyiz incelemesini yapan 5’inci Ceza Dairesi üyeleri ve tazminat davalarının temyiz incelemesini yapan Yargıtay 4’üncü Hukuk Dairesi’nin üyeleri değiştirildi. Bütün bu yapılandırma sonucunda Cemaat’e yakın isimlerin etkisizleştirildiği söylenebilir.
ÖZ’LE YEMEK!
Yarın yapılacak başkanlık seçimiyle ilgili beklentiler nasıl özetlenebilir? YBP ittifakı açısından sonuç garanti mi?
YBP ittifakı İsmail Rüştü Cirit’i destekliyor. Cirit, “Bir yıl içinde yeni bina ve özlük haklarında iyileşme” vaat ediyor. Ancak 17 Aralık sonrası dönemde 28 Aralık 2013’te Bursa’da Zekeriya Öz ile yemek yediği için kulislerde Cirit’e bazı tepkilerin de olduğu öne sürülüyor. Bu tepki, YBP koalisyonunu çatlatırsa, seçimin ilk turda sonuçlanmayabileceği, son iki tura kalması halinde ibrenin Ertosun’a kayabileceği ve bu noktada Cemaat’in de kazanacak adayı destekleyeceği iddia ediliyor. Ancak YBP’nin sosyal demokrat ve milliyetçi kanadındaki isimlerin içlerine sinmese de “YBP koalisyonu bozulmasın” gerekçesiyle son aşamada yine Cirit’e oy verecekleri ifade ediliyor. Bu dengeler ışığında, Cirit’in seçimi 350’nin üzerinde oyla zorlanmadan ilk turda seçileceği belirtiliyor. Cirit’in başkan seçilebilmek için salt çoğunluğu gösteren 259 oy alması gerekiyor. İlk üç turda adaylardan biri 259 oyu sağlayamazsa, üçüncü turda en çok oyu alan 2 aday dördüncü ve beşinci turda yarışacak. Bu turlarda da sonuç alınmazsa yeniden başa dönülerek turlara devam edilecek.
ADAYLAR
İSMAİL RÜŞTÜ CİRİT 23 Mart 1955’te Balıkesir Burhaniye’de doğdu. İÜ Hukuk Fakültesi 1978 mezunu. Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı’yken AKBİL davasında dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beraatına karar verdi. 19 Temmuz 2004’te Yargıtay üyeliğine seçildi. 13. Ceza Dairesi Başkanı, evli, 3 çocuk babası.
ALİ SUAT ERTOSUN 13 Nisan 1953’te Manisa’da doğdu. AÜ Hukuk Fakültesi 1974 mezunu. Ceza Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü yaptı ve Devlet Üstün Hizmet Madalyası ile ödüllendirildi. 10 Eylül 2003’te Yargıtay üyeliğine, 5 Mayıs 2008’de de Gül tarafından HSYK üyeliğine seçildi. HSYK üyeliği sırasında 2009 yaz kararnamesi krizi yaşandı. 12 Eylül 2010 referandumu sonrası 7 HSYK üyesi istifa ederken, Ertosun istifa etmedi. Evli, 2 çocuk babası.
ERDAL GÖKÇEN İnebolu’da 1951’de doğdu. İÜ Hukuk Fakültesi mezunu. İstanbul DGM Cumhuriyet Savcılığı ve Başsavcılığı görevlerinde bulundu. 2000 yılında Yargıtay’a, 2010’da Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanlığı’na seçildi. Fransızca biliyor, evli, 3 çocuk babası.
FEYZİ ALTINOK 10 Ocak 1955’te Ankara’da doğdu. AÜ Hukuk Fakültesi 1977 mezunu. 19 Temmuz 2004’te Yargıtay üyeliğine seçildi. Gül tarafından 30 Eylül 2008’de HSYK Yedek Üyeliğine seçildi. Ertosun gibi, o kriz sonrası HSYK yedek üyeliği görevinden istifa etmedi. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi görevini sürdürüyor. Evli, 2 çocuk babası.
MEHMET EKMEKÇİ 22 Nisan1951’de Aydın Ortaklar’da doğdu. AÜ Hukuk Fakültesi 1977 mezunu. 10 Eylül 2003’te Yargıtay üyeliğine seçildi. Yargıtay 5. Ceza Dairesi üyesiyken Cumhurbaşkanı’nca 5 Mayıs 2011’de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine seçildi. Evli, 3 çocuk babası.