Güncelleme Tarihi:
Sıkı bir 'Kedici' olduğunu Ayşegül Aldinç'ten öğrenmiştik Sedef Yılmabaşar Otyam'ın. Aldinç'in evindeki iki siyam yavrusu, Otyam’ların bebekleriydi.
Yaz başında 'Kedici' adını verdiği sergisiyle gündeme geldi.
Müthiş bir sergiydi. Tüm tablolara, onun kedi sevgisi ve yaratıcılığı yansımıştı.
Sergiden aylar sonra görüşebildik Sedef Yılmabaşar Otyam ile. Tam 10 kedisi vardı, Etiler'deki evinde. 5 akvaryum dolusu da balığı. Evinin duvarlarında dev kedi resimleri. Sehpalarda kedi bibloları. Bu ev kedilerin hakimiyetindeydi.
Şahane bir sergiydi
Sergiyi sorduk hemen:
'Işık Lisesi'nde açtığım ilk sergimde kedi severler beni çok mutlu ettiler. Maddi ve manevi açıdan şahane bir sergiydi. Kedisi ile beni ziyarete gelenler oldu. Gözleri yaşararak kedileri seyredenler oldu. Daha önce kedi sevmediklerini belirten kişiler resimlerini gördükten sonra kedileri sevmeye başladıklarını belirttiler.'
Sedef Otyam Yılmabaşar, sergi broşüründe bakın kedileri nasıl anlatıyor:
‘‘Kediler! Mükemmel yaratıklar! Onlarla birlikte yaşamak, sarılarak uyumak, onları dinlemek, seyretmek büyüleyicidir. Kedisi olanlar beni anlar. Kedilerim bana öyle büyük bir mutluluk verdiler ki içimden fışkıran duyguları takibederek 'Kedilerimin resmini yapmalıyım' diyerek başladım işe. Ve hiç durmadım. Onların bende uyandırdıkları duyguların peşisıra izlenimlerimi yansıttım resimlerimde. Esrarengiz bir yanı vardır kedilerin, kendine özgü, bağımsız bir sır saklarmış gibi. Ürkütücü bir yanları da vardır bazen, mesafeli ve soğuk tavırları, herşeyi anlarmış gibi bakışları, bizim görmediğimiz şeyleri görür, bilir gibi davranışları...’’
Ortaçağda korkulurmuş kedilerden. Karakedilere 'Uğursuz' denilmiş, asıl uğursuzluğu kendi kafalarında taşıyan cahiller tarafından.'
İlk kedim, sürpriz
Çocukken hayallerini resmeden Otyam, kendisini çevresinde papağanlar, kuşlar, kediler, köpekler ve akvaryumlar, tavşanlarla çizmeyi pek severmiş. Evlendikten sonra, akvaryumları, tavşanları olmuş. Ama ilk kedi, sürpriz bir şekilde girmiş yaşamına:
'Çocukken bahçeden kedileri toplardım. Ancak annem bir yolunu bulur bir iki gün içerisinde bana hissettirmeden bahçeye bırakırdı. Evlendikten sonra ilk kedimizi sokaktan bulduk. Onu, eşim Ali Otyam getirdi. Bir gün eve geldiğimde bir not buldum. Eşim bırakmış. 'Ben gelene kadar kızımıza iyi bak' diyordu. Evin her tarafına baktım. En sonunda üst kata çıktığımda lavabo içinde mini minnacık siyah-beyaz bir kedi gördüm. İlk kedimizin adı Fistan'dı. Bir yıl boyunca tek kedi olarak kaldı. Çok mutlu idi. Daha sonra Kiraz'ı bulunca onuda aldık. Fistan'ın siniri bozuldu. Üçüncü ve dördüncü kedilerde gelince bizi terk ederek yandaki komşuya gitti. Allah'dan yan komşu onu çok severek evlat edindi.
Daha sonra hiç niyetimiz yokken bir pet shopda siyam kedisini görünce aşık olup aldık. Bu bizim beşinci kedimizdi. Yaklaşık 40-50 tane kedimiz oldu. Bunlardan bir kısmı kayboldu. Bir kısmı öldü. Bir kısmını da dağıttık. Hatta siyam kedilerimden iki tanesini Ayşegül Aldinç'e verdik. Şu anda dört tane Siyam, bir tane İran, beş tane de melez olmak üzere 10 tane kedim ve 5 akvaryum balığım var.'
Oynuyor kazanıyor
Bu günlerde petler için özel üretilmiş, onların zekalarını geliştiren oyuncaklar çok moda. Her gün bir yenisi çıkıyor. Özel plastikten imal edilen bu oyuncaklar hayvanınıza zarar vermiyor.
Uzay Topu
Planet Pet tarafından tasarlanan ürün çok yumuşak plastiğe sahip. Ancak petiniz ne kadar dişlese de topa herhangi bir zarar veremiyor. Köpeğiniz patilerinin yardımıyla topun köşelerinden tutuyor ve özel deliğine yerleştirilmiş mamasını yiyor.
Bu oyuncak Vo Toys tarafından köpekler için imal edildi. Köşeleri oval küp içine kuru köpek
mamalarından konuluyor. Köpeğininiz küpü yuvarlamasıyla mamalar delikten dökülmeye başlıyor.
Balıkları birbirine düşman etmeyin
Rahatlatıcı atmosferine bakarak günün stresinden kurtulmak için kurduğunuz akvaryumdaki balıklar birbirini mi yiyor? Yapmayın, kim dedi size sevimli Tetralarla tül kuyruk Japonların birarada yaşayacağını.
Tropikal akvaryum kurmanın temel kurallarından biri de uyum içerisinde yaşayacak balıkları seçmektir. Öyle, gözünüze güzel gözüken ve birbirine yakışacak gibi gözüken cinsleri akvaryumunuza doldurduğunuzda bir katliamla karşılaşabilirsiniz. Tropikal balıklar saldırgan, uysal ve tepkisiz olarak üçe ayrılırlar. Saldırgan balıklar genellikle diğer cinslerle pek geçinemezken, uysal ve tepkisiz balıklar tavsiye edilmemekle birlikte aynı akvaryum içerisinde bulunabilirler.
Amacınız hem akvaryumunuzla ilgilenmek, hem de balık üretmekse size tavsiyemiz aynı ailenin dışındaki balıkları birarada tutmayın. Mesela Lepistes, Plati, Kılıçkuyruk ve Moliler canlı yavrulayanlar olduğundan birarada bulunmalarında sakınca yok. Aslında, Plati ve Kılıçları ya da Moli ailesini yalnız başına bir akvaryumda bulundurmak daha sağlıklıdır. Lepistesleri ise birbirleriyle çiftleşerek renksiz yavrular almamanız açısından tamamen ayrı kategoride değerlendirmek lazımdır.
Yukarıda saydıklarımız uysal balıklar sınıfına girdiğinden her karma akvaryumda bulunabilirler. Diğer balıklara zarar vermemelerine karşın küçük boyda olanları büyük ölçülü balıklarınıza canlı yem olabilirler. Guramiler de diğer balıklarla aynı ortamda yetişebilir. Ancak, bu balıklar büyüdükçe küçük kalan diğer cinsler için tehlike oluşturabilirler.
Saldırgan cins balıklar içerisinde başta Chicled ve Tetralar gelir. Özellikle Chicledlerin, yırtıcı balıklar dışındaki tüm tatlı su sakinlerine zarar verici bir mizaçları vardır. Özellikle Japon, Zebra ve Lepisteslerin kuyrukları onlar için didiklenmekten vazgeçilmeyecek birer unsurdur.
Japon balıklarını da tepkisiz balıklar sınıfında sayabiliriz. İri cüsseleriyle akvaryum kumunu karıştırarak vakit geçiren bu alımlı balıklar genellikle küçük balıkları mideye indirmeleriyle sabıkalıdır. Ancak diğer balıkların kuyruklarını yemelerine de kolay kolay engel olamazlar.
İdeal karma akvaryum balıkları
Lepistes, Kılıçkuyruk, Plati, Zebra, küçük çöpçüler, küçük boy Guramiler (Öpüşen Gurami hariç)
Büyük Tetra cinsleri, Chicled, ergen çöpçüler, öpüşen Guramiler, Penguen, tül kuyruk olmayan Zebralar.
Japonlar, ergen olması şartıyla bir tek erkek Beta ve birkaç dişi, orta ve büyük boy çöpçüler, Labeo Bicolor cinsi ot çöpçüleri, orta boy tatlı su köpek balığı olarak bilinen Labeolar.
4. Astronot, Piranha, Discus, Melek gibi balıkların yalnız başlarına yetiştirilmelerinde fayda var.
Yetişin öldürüyorlar
İtlaf ihbarlarının ardı arkası kesilmiyor.
İstanbul'un dört bir yanından telefonlar geliyor.
‘‘Dört köpek zehirlediler. Yavruları da öldü’’.
‘‘Burada eli tüfekli belediyeciler geziyor’’.
‘‘Çocuklarımızın gözü önünde vurdular’’.
‘‘Gece zehir atmışlar. Sahipli köpeklerimiz de öldü’’.
‘‘Zehirlediler. Hayvanlar hala çırpınıyor’’.
Halkın tepkisine rağmen katliamlar sürüp gidiyor.
Kaç tane öldürüyorlar belli değil. İstatistik yok.
ABD'de var.
İnternet'e de geçmişler.
Yılda 6 milyon pet katlediliyor Yeni Dünya'da.
Öldürülen hayvanların ağırlıkları her yıl 85 bin tona ulaşıyor.
Neredeyse Titanic'in ağırlığına eşit.
İstanbul'da İtlaf haberlerinin geldiği belediyelerin CHP'lisi de var FP'lisi de. ANAP'lısı da var DYP'lisi de.
Siyasi görüşleri farklı.
İtlaf konusunda hepsi Amerikalı.
MEKTUP
Hürriyet Medya Towers / Pet Corner / Güneşli-34544 İSTANBUL
Faks: 0212 677 03 40 e-mail: bovacik@hurriyet.com.tr
EĞİTMEN GÖZÜYLE
Savaş köpekleri
Şimdi nereden çıktı savaş köpeği, ‘Bir de savaş köpeği türü mü var?’ demeyin. Köpeğin hayatımıza girmesi ilk insanın köpeği avda kullanması ardından insanoğlunun savaşırken yararlanmasına borçluyuz. Ateşli silahlar icat edilmeden önce, savaş köpekleri hiç de küçümsenmeyecek bir silah türü idi. Keltler köpeklerini, süvari atlarının burunlarını ısırması ve böylece binicilerini sırtlarından atmasını sağlamak için eğitmişlerdi.
Birinci Dünya Savaşı'nda köpekler savaş meydanlarına geri döndü. Almanlar II. Dünya Savaşı'nda da 200 000'in üzerinde köpek kullandılar. Vietnam'da, Kore Savaşı'nda, hatta günümüzde Körfez Savaşı'nda Amerikalılar binlerce köpekten yararlandılar.
İyi bir savaş köpeği olabilmek için hayvanın yoğun bir bölge koruma içgüdüsü ve savaşmaya hazır olmasının dışında cesaret ve sadakati de önemlidir. Doğal olarak fiziklerinin, dolasısıyla güçlerinin de yerinde olması şarttır. Bir koruma köpeğinin ana fonksiyonu ürkütmesidir. Sert ve savaşçı görünüm bir saldırıyı önlemeye yeter. Korkak bir Kangal köpeği bile ne olursa olsun fiziği ile herkesi etkiler, caydırıcı olur. Beden yapısı ve güç bir bekçi köpeğinin değerini önemli ölçüde etkiler.
Köpekler savaşta yalnız bekçilik veya saldırıda kullanılmaz. Haber alma, arama ve kurtarma işlerinde görev yaptılar. Hatta radar kullanılmaya başlamadan önceleri gemilere de yaklaşmakta olan uçakları haber verebiliyorlardı.
Uzmanlarca yapılan çalışmalar sonrasında yukarıda saydığım yeteneklere sahip öğrenme IQ'su yüksek değişik türlerin koruma yeteneklerini de değerlendirdiler ve bunun için köpeklerin saldırganlığını, bedenlerinin gücünü, cesaretlerini ve karşı saldırıya dayanıklıklarını ölçtüler. Bu sonuça göre işke en iyi koruma köpekleri:
Bullmastiff, Doberman, Rottweiler, Komondor, Puli, Dev Şnauzer, German Shepherd (Alman Kurt), Rhodesian Ridgeback, Kuvasz, Staffordshire-Terrier, Chow Chow, Mastiff, Belçika Kurt Köpeği.
Cihan ÖZYAĞMUR Köpek Eğitmeni