Güncelleme Tarihi:
AKUT'UN ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞİ
Her ne kadar, ‘‘değiliz’’ deseler de, AKUT üyelerinin hepsi halkın gözünde birer kahraman
AKUT'un misyonu:
Dağ ve diğer doğa kazaları, doğal afetler ve yetkin olduğu tüm koşullarda, ihtiyaç duyan herkes için, eğitimli, disiplinli, standartları yüksek ekipleriyle gönüllü olarak arama ve kurtarma yapar. Toplumu bilgilendirir. AKUT, kamu yararına çalışan dernek konumundadır ve siyasetle uğraşmayan bir sivil toplum örgütüdür.
AKUT'un değerleri:
Gönüllülük, karşılıksız yardımseverlik, güvenilirlik, dürüstlük, insan hayatına değer vermek.
AKUT'un elindeki ulaşım araçları:
1 adet Fiat Ducato minibüs,
3 Land Rover Defender pikap,
5 Mazda pikap (2'si 4x4),
1 Isuzu midibüs, 2 Suzuki Samurai pikap,
1 Peugeot Boxer minibüs (panelvan), 3 Proton otomobil,
2 kar motosikleti,
2 motosiklet, 20 bisiklet.
ABD'den bağışlanan özel kurtarma römorklu GMC pikap ile Almanya'dan bağışlanan Opel Frontera cipi ise gümrükten çekemiyorlar. Tüm ulaşım araçlarıyla, kurtarmada kullanılan malzemeler, jeneratörler düzenli olarak elden geçiriliyor.
AKUT'un ayrıca Ankara ve Antalya'da birer ekibi bulunuyor. Antalya'daki ekip yaz sporlarına bağlı meydana gelebilecek kazalarda, Ankara ekibi ise kış ve dağ sporları kazalarına müdahale ediyor. Ankara ekibi 14, Antalya ekibi ise 12 kişiden oluşuyor.
ARAMA Kurtarma Derneği yani hepimizin bildiği ‘AKUT’un adı, ilk kez, 1995'in aralık ayında, Uludağ Keşiştepe'de yapılan bir arama kurtarma çalışmasıyla duyuldu. Resmi yapılaşmasını 1996 Şubat ayında tamamlayan dernek, önce dağ ve diğer doğa koşullarıyla ilgili kazalarda arama kurtarma yapmak üzere yurtiçi ve dışındaki eğitim programları ve faaliyetlerine katıldı. 1997 yılı ocak ayından itibaren de resmi kurumlara yardımcı olarak deprem ve sel gibi doğal afetler konusunda çalışmalara başladı. 1999 Şubat ayında ‘kamu yararına dernek’ konumundaki AKUT'un kaderini, 17 Ağustos depremi değiştirdi. 17 Ağustos öncesinde sadece 26 üyesi ve kasasında 10 doları (yaklaşık 6.5 milyon lira) olan derneğin bugün, 130 asil, 200 kadar aday üyesi, 370 milyar lirası, toplam 500 milyar lira değerinde arama kurtarma, ulaşım, araç ve gereci bulunuyor.
YAPISINDA REVİZYON YAŞADI
Şu anda nakit para artı araç gereçlerinin değeri 870 milyar lirayı yani 1 milyon 350 bin doları buluyor. 2000 yılından itibaren hükümet de yardım etmeye başladı. 2 kez, toplam 25 milyar liralık ödenek gönderdi.
Ayrıca, Kadıköy Belediyesi'nin Ataşehir'deki Afet Yönetim Merkezi içinde AKUT'a verilen 145 metrekarelik alanda İskender Iğdır Eğitim Merkezi kuruldu. Yine Kadıköy ve Bakırköy belediyelerinin Afet Yönetim Merkezi'ndeki konteynerlerinde malzeme depoları oluşturuldu. THY'nin bakım onarım atölyelerinde de bir malzeme deposu kurulacak. Küçükbakkalköy'de yine bir konteyner dolusu arama kurtarma malzemesi bulunuyor. Mecidiyeköy'de bir açık otoparkta malzemelerle yüklü ulaşım araçları konuşlanmış durumda.
Deprem bölgelerindeki çalışmalarda AKUT, başkanları Nasuh Mahruki önderliğinde ‘kahramanlık destanları’ yazdı. Deprem bölgelerinde, diğer resmi ve sivil toplum kuruluşlarıyla omuz omuza görev yapan AKUT'çular her ne kadar ‘kahraman’ sıfatından rahatsız olsalar da kamuoyundan büyük sempati ve destek görmeye başladılar. Bağışların yanısıra, yüzlerce genç derneğe girmeye heveslendi. AKUT'tan beklentiler arttı. Derneğin depremden önceki, az sayıdaki üyeye göre oluşturulan yönetim şekli büyüyen teşkilata yetmemeye başladı. Kasım 1999'da revizyonun, daha doğrusu ‘kurumsallaşması’nın ilk adımları atıldı. Daha sonra 2 firma, AKUT üyeleriyle tek tek görüşerek misyon, vizyon ve değerleri tespit etti, organizasyonu yeniden tanımladı. 22 Mart'ta yapılan seçimlerden sonra da AKUT yeniden yapılandı.
KAMUOYU SORUMLULUK VERDİ
AKUT 2'inci Başkanı Demir Kardaş, revizyonun gereğini şöyle açıklıyor:
‘‘AKUT, 1999 depreminden sonra çok hızlı gelişmesinin getirdiği iç ve dış sıkıntılar yaşadı. Depremden önceki mütevazı yapısı içinde daha çok sportif ve kişisel fiziki kondisyonlara bağlı olarak yapılan arama ve kurtarma faaliyetleri, deprem sonrası artık acilen kurumsallaşmaya ihtiyaç gösteren dinamik ve çok hızlı büyüyen bir yapı haline dönüştü. Daha önceki sportif kişiliklerin ağır bastığı insan kaynakları, çeşitli branşlarda eğitim almış çok sayıda aday üye ve aktif gönüllülerle 300'ü buldu. AKUT kuruluş misyonuna bağlı kalmak şartıyla, uluslararası 2 firmanın desteği ve yönlendirmesiyle, aktif gönüllülerinin katılımları sonucu misyon, vizyon ve değerlerini tespit etti buna bağlı olarak organazisyonunu yeniden yapılandırdı.’’
Kardaş'ın verdiği bilgiye göre, eski yapının, az sayıdaki dernek üyesinin yönetime çoğulcu katılımını sağlayan iş ünitelerine dayalı bir biçimi vardı. Yönetim Kurulu ve onun altında birbirinden bağımsız, sayıları 32'yi bulan, iş üniteleri (ulaşım, lojistik, eğitim, tıp, basın ve diğerleri) vardı. Bu yapıda, birimlerden oluşan her türlü problem doğrudan Yönetim Kurulu'na geliyordu. Yönetim Kurulu başka iş yapamıyordu. Planlama ve koordinasyon yönü de zayıf kalıyordu. Çünkü bilgi akışı düzensizdi. Kardaş, ‘‘AKUT olarak, kurumsallaşma yolunda ilerlemekten başka seçeneğimiz yoktu. Kamuoyunun bize uygun görerek verdiği sorumluluk bizlere bu yönde devam etmemiz mecburiyetini getirdi. AKUT, devletin resmi kurum, kuruluşları ile temas halinde ve birçoğu ile yapılmış protokollerle ortak çalışmalar içinde’’ diyor.
DÜNYA STANDARTLARI
Depremlerden sonra yapılan bağışlarla dünya standartlarına eşdeğer teknolojiye ve birikime sahip olduklarını anlatan Kardaş, ‘‘Halkın bize bu konudaki desteği çok büyük oldu. 17 Ağustos 1999'da kasamızda 10 dolar ve elimizde tek nakil vasıtası vardı. Malzemeler, teknik ekipmanlar, ulaştırma ve iletişim imkanlarımız, yurtdışındaki arama kurtarma ekipleriyle eşdeğer düzeyde. Hem bilgi hem de teçhizat olarak’’ diyor.
ABD'DE EĞİTİM GÖRDÜLER
AKUT'un sadece organizyon yapısı değil, eğitim programı da revize oldu. Önceleri aralarında para toplayarak yurtdışından eğitmen getiren AKUT'çular artık eğitime daha profesyonel yaklaşmaya başladılar. 3 eğitmenleri eğitim almak üzere ABD'ye gitti. Sertifakalar aldı. ABD'nin ulusal felaketlerle ilgili kurumu FEMA'da aldıkları eğitimi Türkiye'ye adapte ettiler. Şu sıralarda bunu FEMA'ya onaylatmaya çalışıyorlar. Eğitim kadrosunu profesyonelleştirmek zorunda olduklarını belirten AKUT Dış İlişkiler Birim Sorumlusu Sarp Yelkencioğlu, gerekçelerini anlatıyor: ‘‘Bunu yapmaya mecburuz. Adamlar ABD'ye eğitime gidiyor. 1 ay yok. Hangi meslekte 1 ay işinizden uzak kalabilirsiniz? Planladığımız 8-9 aylık bir eğitim programımız var. Bu gerçekleşirse aylarca dış dünyayla bağlantıları kesilecek. Bir insan hayatına bu kadar yüklendiğinizde otomatikman profesyonel oluyor. Olması gereken de bu. Örneğin ABD'deki acil yardım sistemi 911'in yüzde 80-90'ı gönüllüdür. Ama eğitim kadrosu profesyoneldir.’’
KÖPEKLERİNE SERTİFİKA ALACAKLAR
Artık arama kurtarma standartlarının oluşturulması için de çalışacaklarını söylüyor Yelkencioğlu: ‘‘Standartların Türkiye genelinde kabul görmesi gerekiyor. Bunun için de bir ortak lisan oluşturmalıyız. Arama-kurtarmanın temel bilgilerini, hocalık sertifikalarını ABD'den alacağız. FEMA'da ders alan eğitimcilerimiz, Türkiye'de ders verecek. Terminolojiyi Türkçe'ye adapte etmek lazım. Bunlar için uzmanlara danışılıyor ve adapte ediliyor.’’
AKUT'un arama kurtarma için eğitimleri sürdürülen 4 köpeğine önümüzdeki ay uluslararası sertifika almak için başvuru yapılacak. FEMA'dan gelecek ekibin olumlu görüş belirtmesi halinde uluslararası sertifika alacak köpekler, dünyanın her yerinde arama kurtarma faaliyetlerine katılabilecek.
KURTARMADA REKABET OLMAZ
Görev aldıkları tüm arama kurtarma faaliyetlerinde resmi kurumlarla işbirliği içinde olduklarını, hiçbir kurum ya da kuruluşun üstünde olmak gibi bir iddiaları bulunmadığını belirtiyor, Yelkencioğlu: ‘‘Her zaman işbirliğinden yanayız. Görev yaptığımız yerlerde bizlerin bir kahraman gibi gösterilmesinden rahatsızız. Çünkü oradaki herkes çalışıyor. Bizim hiçbirinden üstünlüğümüz yok.’’ Kardaş da, arama kurtarma faaliyetlerinde rekabetin söz konusu bile olamayacağını söylüyor: ‘‘Ekipler birbirlerinden üstün olduklarına dair bir çaba içinde olamazlar. Mutlaka ve mutlaka birbirleriyle koordineli çalışmaları gerekir. AKUT bir noktaya vardığında, resmi kurum ve kuruluşların altında çalışmaya başlar. Yerel idarelerle, emniyet teşkilatlarıyla, arama kurtarma gruplarıyla, sivil savunmanın, itfaiyenin altında gider teslim olur. Onların bize göstereceği noktalar ve emir komuta zincirlerin altında çalışır.’’
Kardaş'a göre hırsları veya bir beklentileri yok: ‘‘Özel hayatımızın afişe edilmesine ihtiyacımız yok. Ben sokağa çıktığımda bilinmek, tanınmak, herkes tarafından rahatsız edilmek istemiyorum. Amacım bu değil. Bir insanın yaşamını 1 dakika uzatmaya çalışıyorum.’’
Yelkencioğlu, ilk oldukları için dikkat çektiklerini düşünüyor: ‘‘Biz gönüllüyüz ve bu bizim seçimimiz. Kolay değil, farkındayız. Maddi ve manevi olarak zor. Karısından, sözlüsünden ayrılanlar, okulunda çakanlar, işinde sorun yaşayanlar oldu. Ama biz yapılması gerekenleri, isteyerek yaptık. Bu kahramanlık veya bir meziyet değil. Birçok insanın seçmeyeceği bir yol, çünkü zor. Tehlikesi ve külfeti var ama kahramanlık değil.’’