10 cephede 202 bin esir

Güncelleme Tarihi:

10 cephede 202 bin esir
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 29, 2001 00:00

Çanakkale'den Bakü'ye, Galiçya'dan Arabistan'a tam on cephede savaÅŸan ve saÄŸ kalan; Fransa'dan Sibirya'ya, Myanmar'a kadar dağılan esir kamplarında yaÅŸamayı baÅŸaran bu kiÅŸiler memleketlerine döndüklerinde unutuldular; parasız, pulsuz ve madalyasız bir halde, kimi sakat kimi hasta kaderlerine terk edildiler.1914-1918 arasında dünyanın dört bucağındaki esir kamplarına dağılan 202 bin Türk askeriyle kimse ilgilenmedi. Kimi kıyıma uÄŸradı oralarda, kimi intihar etti, kimi de döndü ve savaşı Milli Mücadele'de yakaladı. Onlar bu toprakların kayıp kuÅŸağıydı. Ä°ÅŸte Myanmar'dan Malta'ya, Sibirya'dan Mısır'a kadar yayılan esir kamplarındaki hayatlar... Esir Türkler, 1921'de topluca yurda döndü. Tek tük de olsa dönüşü 1923'e sarkanlar vardı. Doç. Dr. Cemalettin TaÅŸkıran 1. Dünya Savaşı'ndaki Türk esirleri hakkında dünyadaki ilk araÅŸtırmayı yaptı. Gürsel Göncü Atlas Dergisi için bu araÅŸtırmayı temel alan ama büyük bir dünya savaşının Türkiye'deki kayıp kuÅŸağını anlatan bir yazı kaleme aldı. AÅŸağıda bu yazından bazı bölümler okuyacaksınız.Doç. Dr. Cemalettin TaÅŸkıran 1. Dünya Savaşı'ndaki Türk esirlerini araÅŸtırırken Türkiye'deki askeri ve diÄŸer arÅŸivlerde, yurtdışında Fransız, Rumen, Ä°ngiliz, Ä°srail ve Kıbrıs arÅŸivlerinde çalıştı, hiç yayımlanmamış belgelere, fotoÄŸraflara ulaÅŸtı.Esir Türkler! Ãœrpertici, irkiltici bir ibare. Neden peki? ÇoÄŸumuzun hiç duymadığı bir durum ve tanım. Halbuki söz konusu olan bir büyük savaÅŸtır, cihan savaşı. Ama yıkılan imparatorluÄŸun tozu dumanı altında kalan, can havliyle yeni bir baÅŸlangıca yeltenmenin telaşı içinde unutulan, hamaset edebiyatının kaypak ama arsızca yayılan ÅŸiÅŸinme ve kendinden kaçma kolaylığı saÄŸlayan ortamında başını çıkaramayan, iniltisini duyuramayan askerlerimiz. Evet esir Türkler. Cemalettin TaÅŸkıran da ÅŸaşırmış zaten: ‘‘Askeri tarih seminerleri sırasında araÅŸtırmalar yaparken bir belge geldi önüme: Myanmar'daki esir kampı! Åžaşırdım. Nereden nereye!’’ Ä°lk kıvılcım böyle olmuÅŸ. ArÅŸivlerde çalışmaya baÅŸlamış 1998'de. ATASE, BaÅŸbakanlık, Kızılay ArÅŸivi...‘‘Raporları okudukça, mektuplara baktıkça hüngür hüngür aÄŸladım’’ diye anlatıyor TaÅŸkıran, ‘‘hem esarette hem de döndükten sonra sahipsiz kalmışlar.’’ Ama aÄŸlamakla yetinmemiÅŸ. ‘‘AraÅŸtırdıkça ilgim daha da arttı’’ diyor. TaÅŸkıran Cenevre'deki Kızılhaç arÅŸivlerine girmiÅŸ. Burada, tuvaletlerden yastıklara kadar bütün ayrıntıları içeren binlerce sayfa tutan kapsamlı raporları taramış. Nerelere, hangi yollarla, nasıl götürülmüşler? Götürülüş hikáyeleri, kamp hayatı, mektuplar, ÅŸehit olanlar ve dönüş hikáyeleri... 1914-18 arasında 10 ayrı cephede savaÅŸan Türk ordusu 202 bin esir verdi. Esir Türklerin 150 bini dönmüş. Åžehit ve kayıpların sayısı ise 50 bini aşıyor: ‘‘En kötü durumdakiler Rusya'daki esirlerdi. Açlık ve soÄŸuÄŸa neredeyse her zaman kötü davranış da eÅŸlik ediyordu.’’ En fazla Türk esiri 135 binle Ä°ngilizlerin elindeydi. Bu esirlerin durumu genelde daha iyiydi. Dayak vardı bu kamplarda da, güneÅŸ altında acımasızca çalıştırma da. Ama öldüresiye eziyet etme, öldürme, yaÅŸanamaz iklim koÅŸullarına terk etme gibi uygulamalar çok nadirdi.Esir kamplarında erlerle subayların mekánları daima ayrıydı. Ama çok da katı bir kural deÄŸildi bu, geçiÅŸ serbestisi vardı. Bir ilginç nokta Mısır'da Ras el Tin Kampı'ndaki sivil esirlerdi. Bu kamptaki esirlerin çoÄŸu 1917'de hacca giden Türk sivillerdi. O sırada Mekke Åžerifi Hüseyin ayaklanmış, bu insanları tutuklayıp Ä°ngilizlere teslim etmiÅŸti. Yine Ä°ngiliz kontrolündeki Mısır'da, Maadi Kampı'nda Sina'dan ve Çanakkale'den gelen 6 bine yakın esir vardı. Bunların arasında Abdülmuhsin isimli 8 yaşında bir Türk çocuÄŸu da bulunuyordu babasıyla beraber. Bunların dışında Fransızlarda iki bin, Romanya'da 605, Ä°talya'da ise 100 Türk esiri vardı.TaÅŸkıran'a göre, esir Türkler genel olarak mertçe davrandı esaretleri boyunca. Memleketlerine yazdıkları mektupların hemen hepsinde vatan hasreti dile getirildi. Hastalıklarla, kötü muamelelerle ve esir düşmenin yol açtığı psikolojik sorunlarla da boÄŸuÅŸuyordu askerler. YaÅŸamanın zor geldiÄŸi durumlar da vardı tabii. Ä°ntiharlar bunun kanıtı. Myanmar'da Thatmyo Kampı'nın hastane defterinde bulunan bir Türk doktorun mütalaası bu durumu gösteriyor. Kendisi de esir olan yarbay doktor, intihar giriÅŸiminden kurtulan askerlere sormuÅŸ: ‘‘Niçin?’’ Aldığı cevap ÅŸu: ‘‘Ne yapayım! Sabahtan akÅŸama bu tel örgüyü görmekten bıktım.’’Türk esirleri arasında okuma yazma bilenler çok azdı ve bilenler de rütbelilerdi. Onun için, kamplardan gelen mektupların çoÄŸu aynı el yazısıydı; eratın mektuplarını zabitler yazıyordu çünkü. Yine de esirler arasında okuma yazma öğrenenler vardı. Erlere okuma yazma dersleri veriliyordu. Hatta öğrenme azmini kamçılayıp Ä°ngilizce, Rusça, Arapça öğrenenler de bulunuyordu. Esir Türkler, Ä°ngilizler ve Fransızlarla yapılan anlaÅŸmalar uyarınca 1921'de topluca yurda döndü. Yine de, dönüşü 1923'e sarkanlar vardı. Bu, normal karşılanması gereken bir aksama aslında. Zira esirlerin devleti (Osmanlı) yıkılmıştı, vatan iÅŸgal altındaydı ve kimsenin bu esirlerin durumunu takip edecek hali, vakti, gücü yoktu.Dönüş noktası Ä°stanbul Limanı'ydı. Dönüşte, o zamanın genelkurmayı tarafından esirlerin ifadeleri alındı. Nasıl, nerede, ne zaman esir düşmüşlerdi? Neler yaÅŸamışlardı? Erlerin ifadeleri ÅŸu anda Genelkurmay ArÅŸivleri'nde bulunuyor. Peki gelenlere ne oldu? Cemalettin TaÅŸkıran cevaplıyor: ‘‘Eli silah tutanlar Milli Mücadele'ye katıldı. Tekrar savaÅŸa gittiler. Ãœstelik, içlerinde bu sefer de Yunanlılara esir düşenler oldu.’’Doçent TaÅŸkıran'ın Esir Türkler araÅŸtırması Ä°ÅŸ Bankası Yayınları'ndan çıkacak.RAKI VE TAVUK İçki düşkünleri içkilerini kendileri imal ediyorlardı. Her tür rakı yapıyorlardı. Mesela Myanmar'daki esirler burada bol bulunan muzdan da rakı yapmayı becermiÅŸti. Kızılhaç raporlarında ‘‘Küçük endüstri’’ diye zikredilen tavukçuluk da bu kamplarda yapıldı. Ä°ngilizler'den tavuk yetiÅŸtirme izni alan Türk erler kısa sürede bu iÅŸi büyüttüler.Doçent Cemalettin TaÅŸkıranTam liste Kızılay'daBu çalışmayı yaparken sizi en çok etkileyen olay hangisiydi?- Dört yıl boyunca Rusya'da esir kalan askerlerimiz 1919'da serbest bırakılıyor. Rus hükümeti, bu esirleri Japon hükümetinin desteÄŸiyle Ä°stanbul'a gönderiyor. Gemi Ä°stanbul'a doÄŸru yol alırken ikmal için Ä°zmir Limanı'na yanaşır. Gemide Türk esirleri bulunduÄŸunu tespit eden Yunanlılar askerlerimizi almak istiyor. Japon Kaptan Yarbay Çomora ‘‘Ben esirleri Türk hükümetine teslim etme emri aldım. Bunun dışında hiç kimseye teslim etmem’’ diyor. Esirler ve Japon personel aylarca gemide kalıyorlar. Yani yeni bir esaretle karşılaşıyorlar. Kızılhaç'ın çabalarıyla gemi Ä°talya'daki Azinora denilen ıssız bir adaya götürülüyor ve 1922'de dönebiliyorlar.Çalışırken zorluklarla karşılaÅŸtınız mı?-Bizim arÅŸivlerimizden fotokopi bile almak oldukça zordur ama Romanya, Cenevre, Londra gibi yerlerdeki insanlar bütün imkanlarını bize açtılar. Esirlerimize kim yardım ediyor?-Kızılay. ArÅŸivlerde gönderilen paketleri, malzeme listelerini gördüğümde bunu anladım. Kızılay, savaÅŸ yıllarında en iyi çalışan kurumlarımızdan biriymiÅŸ. Kızılhaç'ın da çok büyük yardımları olduÄŸunu tespit ettim. Kızılhaç, tüm ÅŸikayetleri deÄŸerlendiriyor, esir kamplarına müfettiÅŸler göndererek denetim yapıyor, koÅŸulların iyileÅŸtirilmesi için mücadele veriyor. Ä°laç ve gıda desteÄŸi veriyor.Esirlerimiz hakkında tam teÅŸekküllü bir liste mevcut mu?-Çok enteresan, listenin tamamı Kızılay arÅŸivlerinde mevcut. Kaç kiÅŸi nerede esir düşmüş, isimleri doÄŸum tarihleri vs. HerÅŸeyi Kızılay'dan çıkardık.EŞİ GÖRÃœLMEMÄ°Åž KAYIPLARBugün seferberlik türkülerinde kalan bu insanlar, dünyanın ateÅŸe düştüğü bir dönemde yaÅŸamıştı. Verdikleri kayıplar korkunçtu. Silah altına alınan 2 milyon 900 bin kiÅŸiden 250 bini muharebelerde, 450 bini hastalık nedeniyle ölmüştü. 60 binden fazla asker kaybolmuÅŸtu (yüzde yüze yakını, mezarı belli olmayan ÅŸehitler). Türk ordusundaki bu yüzde 27'lik ölüm oranı, 1. Dünya Savaşı'nda hiçbir ülkenin ordusunda yaÅŸanmamıştır. Ä°NGÄ°LÄ°ZLER'Ä°N ELÄ°NDEKÄ°LER Hindistan'dan Malta'ya kadar 7 ülkedeki 20'den fazla esir kampına dağıtılmıştı Ä°ngilizlerin elindeki Türk askerleri. Esirler önce BaÄŸdat ve Basra esir kamplarına götürüldü. Bu kamplar geçici ikmal kamplarıydı. BaÄŸdat'takiler Kıbrıs ve Malta gibi batıdaki kamplara, Basra'dakiler ise Hindistan ve Myanmar'a gönderildi. Basra'dan gemilerle Hindistan'a gönderilen esirler Birmanya sınırına kadar trenle yol aldı.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!