Güncelleme Tarihi:
‘Erdoğan’ın listesi’ diyenler ağırlıkta ama listede Erdoğan’ın tercih hakkı olsaydı başka isimlerle değiştirmek isteyeceği Ali Babacan, Mehmet Şimşek, Mehmet Ali Şahin gibi isimler var. Aynı şekilde Davutoğlu’nun yakın ekibini, TBMM’ye taşıyor olması da ‘Erdoğan’ın listesi’ tanımını eksik hale getiriyor. Zira Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yakın isimler, listenin bu halinden memnun ve ‘MKYK listesinin yarattığı algıyı değiştirdi’ görüşünü dile getiriyorlar. Peki AK Parti milletvekili listelerinin sırrı ne? Madde madde gitmek gerekirse;
1-EN FAZLA OY HESABI
Öncelikli unsurun, Erdoğan’ın, Ahmet Davutoğlu’nun ya da Abdullah Gül’ün listelerdeki etkisinden çok, AK Parti’nin 1 Kasım’da alabileceği en çok oyu alması olduğu anlaşılıyor. Bu nedenle, Hüseyin Yayman, Muhsin Kızılkaya, Mazhar Bağlı, Uğur Işılak, Mahmut Övür, Ayşenur İslam, Abdurrahim Boynukalın gibi tabanı olmayan vitrin isimleri liste dışı bırakıp yerlerine partiyle özdeşleşmiş deneyimleri siyasetçileri yazmada bir dakika bile tereddüt edilmemiş. Güneydoğu illerinde, aşiretlerin, geniş ailelerin oyunu alabilecek adayların tercih edilmesi de partinin tek tek her oyun hesabını yaptığını gösteriyor.
2-MKYK’DAN SONRA GRUP
Diğer taraftan, Erdoğan’a çok yakın olmalarıyla bilinen Burhan Kuzu, Bekir Bozdağ, Binali Yıldırım, Ömer Çelik, Mustafa Şentop ve Mustafa Ataş gibi kritik isimlerin AK Parti’nin TBMM grubuna yön vereceği de ortada. Bu da AK Parti’nin sadece MKYK’sının değil, TBMM Grubunun da Erdoğan’ın izinden gideceğini gösteriyor.
3-MEYDANLARA DA ORTAK
7 Haziran seçimleri öncesinde meydanlara inen Erdoğan’ın 1 Kasım seçimleri için de sahada olması bekleniyor. Haliyle, Erdoğan, sadece parti yönetimi ve aday listesini etkilemekle sınırlı kalmayacak, meydanlarda kullanılacak söylemlere de büyük ölçüde ortak olacak.
4-KİMLER BAKAN OLACAK?
AK Parti yönetiminin ve TBMM Grubunun netleşmesinin ardından dördüncü bir gösterge de 1 Kasım’dan sonra şekillenecek. AK Parti’nin tek başına iktidar ya da koalisyon ortağı olması halinde kimlerin bakan olacağı da bu noktada öne çıkacak. Hem MKYK’yı, hem milletvekili listesini etkileyen Erdoğan, seçimden başarılı çıkılması halinde hükümet üyeleri konusunda daha net bir tavır sergileyebilir.(ANALİZ - DENİZ ZEYREK)
ZAYIFLADI... ÖNE ÇIKTI...
Ankara bu yaz tatil yapamadı. 7 Haziran seçimlerinin hazırlık sürecini de katarsanız, bahar aylarından yaz sonuna kadar milletvekili listeleri, seçim beyannameleri, seçim kampanyaları, hükümet arayışları, koalisyon krizi, siyaseti en son 1 Kasım seçimlerinin kapısına getirdi. Partilerin bir kez daha yenileyip revize ettiği milletvekili listeleri, sonuçları merakla beklenen ‘kritik’ seçim için büyük önem taşıyor.
Kongresiyle birlikte en çok tartışma yaşanan AK Parti’nin listelerine bu kez farklı açıdan baktık. Parlamento Büro Şefi Nuray Babacan ve AK Parti muhabiri Turan Yılmaz’ın analizleri şöyle:
Kongreyle başlayıp milletvekili aday listelerine uzanan süreç, AK Parti içindeki önemli güç merkezlerini de yerinden oynattı. Önemli güç kaymalarından biri de, liderlik kulislerinde adı geçen iki isim, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve eski Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın etki alanlarında yaşandı. Bir önceki kongrede Kurtulmuş’un ekibinden birçok isim çeşitli yönetim kademelerinde görev aldı. Kendisiyle birlikte Abdülhamit Gül ve Ahmet Demircan MKYK’da; Ahmet Cemil Tunç ve Hayrettin Dilekcan disiplin kurulunda, Musa Demirci demokrasi hakem heyetinde; Nazım Maviş, Emel Topçu, Remzi Çakır, Mustafa Alkayış ve Veli Tolu da MKYK yedek listelerinde yer aldı. 7 Haziran’da da Kurtulmuş ile birlikte Gül, Demircan ve yine HAS Parti kökenli Turhan Alçelik milletvekili oldu. 1 Kasım adayları arasında ise Alçelik yer almadı, ancak Maviş Sinop’tan liste başı yapıldı. Kurtulmuş ise İstanbul ısrarına karşın bu kez de Ordu’dan aday gösterildi. Son kongrede de Gül dışında yakın çevresindeki isimlerden hiçbiri yönetim listelerinde yer alamadı.
EKİBİYLE BİRLİKTE
Son kongrede Davutoğlu’nun karşısında adaylığı gündeme gelen Yıldırım ise çevresiyle birlikte öne çıktı. MKYK’ya da giren Yıldırım, İzmir birinci bölgeden liste başı olurken, bakanlığı dönemindeki birçok isim de listelerde yer buldu. Ahmet Arslan Kars listesinin başına çekilirken, 7 Haziran’da da milletvekili olan eski özel kalem müdürü Selim Dursun Sivas listesinin ikinci, eski müsteşarı Habip Soluk da dördüncü sırasında yer aldı. Yıldırım’dan sonra bakanlığa gelen Lütfi Elvan’ın görevden alıp müşavirliğe atadığı eski DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal da İstanbul 1. bölgede 17. sıradan listeye girdi. Yıldırım’ın ekibinden sadece, Erzincan’dan adaylık başvurusu yapan eski TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman listeye giremedi. Yıldırım’ın, başında yer aldığı İzmir birinci bölge listesine de kritik dokunuşlarda bulunarak, Mahmut Atilla Kaya ve Necip Kalkan gibi örgütten gelen isimlerin listeye girmesinde etkili olduğu belirtiliyor.
KAHVALTIDA ÇÖZDÜLER
AK PARTİ’nin milletvekili listeleri üzerinde önceki geceki analizler, daha çok aday yapılan veya yapılmayan sürpriz isimler üzerinden gerçekleşti. İşin perde arkasını bilenler ve son bir haftada yaşanan temasları alt alta koyanlar, listeleri farklı bir açıdan okudu. Bunun için AK Parti kongresinden bir gün önceye gitmek gerekir. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın, partinin MKYK’sında bulunacak isimlere yaptığı operasyon çok net. AK Parti içerisinde birçok isim de bu listenin tamamında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan damgası olduğunu reddetmiyor. Ancak, ertesi gün Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun durumuyla ilgili olarak yapılan yorumlar, Saray’ı bir adım geriletti.
KOLUNA GİRİP UĞURLADI
Kulislere göre Erdoğan, Davutoğlu’nun tamamen devre dışı kaldığı yorumlarını tamir etmek istercesine ertesi sabah çok önemli bir adım attı. Erdoğan ve Davutoğlu kongrenin ertesi sabahı, pazar kahvaltısında Saray’da bir araya geldi. O kahvaltıda, MYK için düşünülen isimler birlikte müzakere edildi ve sonuçta, Davutoğlu’nun istediği isimler yakın çalışma arkadaşı oldu. Elbette, “Erdoğan’ın belirlediği MKYK’nın içinden seçilen MYK’da Davutoğlu ne kadar tercih yapabilirdi” diyenler olabilir. Ancak bu listede, Davutoğlu’nun yakın çalışmak istemeyeceği isimler vardı. Hatta Davutoğlu, Teşkilat Başkanlığı ve Seçim İşleri Başkanlığı gibi önemli görevlere istemediği isimleri açıkça söyleyerek, görevlendirmenin istediği gibi olmasını sağladı. Kulislerde, Saray’la yumuşamanın o sabah kahvaltıda sağlandığı anlatılıyor. Erdoğan’ın daha sonra Davutoğlu’nun koluna girerek uğurladığı da anlatılanlar arasında.
ARKADAŞLAR LİSTEDE
İlişkilerin onarılması yönünde ikinci adımın, milletvekili listelerinde atıldığı belirtiliyor. Parti içinde, MKYK operasyonunun ardından Davutoğlu’nun yakın çalışma arkadaşlarından bir tek ismin bile listelere girmeyeceğini söyleyenler yanıldı. Davutoğlu, yakın çalışma arkadaşlarının tamamını milletvekili listelerine koydurdu ve kritik yerlerde istemediği isimlere de geçit vermedi. Listelerin verileceği cuma gününden bir gece önce AK Parti Seçim İşleri Başkanı Bekir Bozdağ ve Teşkilat Başkanı Mustafa Ataş’ın listeyi Saray’a götüren isimler olduğu da kulislere yansıdı. Bir genel başkanın, milletvekili listesindeki hâkimiyetinin bununla sınırlı olması, siyasette eleştiri konusu yapılabilir. Ancak AK Parti’nin dengelerini ve Tayyip Erdoğan faktörünü bilenler, atılan bu iki adımı ‘gönül alma’ operasyonu olarak değerlendiriyorlar. Hatta partide, Cumhurbaşkanı’nın biraz sert gittiğini fark edip geri adım attı diyenler de bulunuyor. Seçime giderayak, yara almış bir genel başkanın varlığı da milimetrik oy hesabı yapan partide taşınabilir bir durum olmasa gerek.
(NELER OLDU? - NURAY BABACAN / TURAN YILMAZ)
Milli Görüş’e derin mesaj
YILLAR önce Refahyol döneminde bakanlık yapan İsmail Kahraman’ı AK Parti listelerinde görenler şaşırdı. Kahraman’ın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’daki karşılığını bilenlere ise hiç de sürpriz gelmedi. Kahraman, Milli Türk Talebe Birliği’nde Erdoğan’la birlikte hareket eden, ardından da bu tabanda itibarı olan Birlik Vakfı’nı kuran bir isim. Bu partinin tabanında ve Milli Görüş geleneğinde karşılığı bulunuyor. Hatta ittifak çalışmaları sonuç vermeyen Saadet Partisi tabanında da. Üstelik Kahraman’ın sık sık Erdoğan’ı ziyaret ederek uzun sohbetler yaptığı anlatılıyor. Bu vakfın AK Parti’deki temsilcilerinden birinin de Kayseri milletvekili Yaşar Karayel olduğu bilinir. Karayel, bu dönem sadece MKYK üyesi olarak kaldı. Karayel ailesini 1 Kasım seçimlerinde oğlu Emrah Karayel temsil edecek. Oğul Karayel’in özelliği de Birlik Vakfı’nın avukatı olması. Erdoğan’ın, eski yol arkadaşının fikirlerine önem verdiği anlaşılıyor.
37 vekil 8 oturum
SİYASET son altı ay içerisinde ilklere imza attı. Türk siyaseti, Geçici Seçim Hükümeti’ne tarihinde ilk kez tanıklık etti. 37 milletvekilinin sadece 5 ay süren milletvekilliği de bir başka ilk oldu. 4 yıl parlamentoda görev yapmak için yola çıkan, zorlu siyasi mücadelenin sonunda seçilmeyi başaran bu vekiller, daha TBMM’nin karışık koridorlarını keşfedemeden eşyalarını toplamak zorunda kaldılar. 7 Haziran seçimlerinin tek başına iktidar olanağı vermemesi, koalisyon görüşmelerinden sonuç çıkmaması üzerine 1 Kasım için alınan seçim kararı, en çok 37 vekili etkiledi. AK Parti’den 31, CHP’den 1, MHP’den 2 ve HDP’den de 3 isim yeni listeye konmadığı için milletvekilliği sadece 5 ay sürmüş oldu.
Şimdi bu vekiller, kurada isimlerinin çıkmasını haftalarca bekledikten sonra zar zor yerleştikleri Meclis’teki odalarını en geç kasım ayı içinde boşaltmak zorundalar. Sekreterleri, danışmanları ve şoförleri de kendilerine yeni vekil aramak zorunda. 5 aylık sürede TBMM Genel Kurulu’nun yaptığı sadece 8 oturuma katılan bu vekillerin toplam çalışmaları da 22 saat 23 dakikada kaldı.
EMEKLİ OLAMIYORLAR
Eski milletvekili denildiğinde kamuoyunun dikkati hemen kazandıkları özlük haklara çevrilir. Kimse sormadan biz söyleyelim; bu vekillerin maaşları dışında pek bir kazanımları olmadı. Yani milletvekili emeklisi falan değiller. Milletvekili emekliliği statüsüne hak kazanmaları için en az iki yıl vekillik yapmaları gerekiyordu. Eski vekil olarak sadece, sağlık tesislerinden yararlanma ve ulaşım olanaklarını sayabilirsiniz.
MASRAFI ANCAK ÇIKARDILAR
Bu süre zarfında kendilerine, iki kez üçer aylık maaş ödendi. Yani 90 bin liraya yakın maaş aldılar. Tabii 3.5 yıllık bir siyaset geleceklerini kaybettiklerini de unutmayalım. Kulislerde ‘Seçim için harcadıkları masrafı ancak çıkardılar’ diye bakanlar da var.