Oluşturulma Tarihi: Eylül 01, 2005 14:05
Arınç, şöyle devam etti: “Bu sorunun muhatabı bu terör örgütü ya da onun sözde liderinden emir alan ama kendilerini legal gösteren taraflar da değildir. Bu sorunun muhatabı, bu ülkede yaşayan, çeşitli nedenlerle ekonomik ve kültürel sorunlar çeken, farklılıklarını kültürel bir zenginlik sayan ve bu topraklara ait olduğunu düşünen, savunan, şiddeti reddeden Türkiyeli Kürt kökenli vatandaşlarımızdır. Bizim başka bir muhatabımız yoktur.” TBMM Başkanı Arınç, terörle mücadelede en küçük tavizin verilmesi ve gevşeklik gösterilmesinin büyük hata olacağını vurguladı. Bu sorunun çözümünü isteyen herkesin terörü, terör örgütünü, şiddeti lanetlediğini deklare etmesi gerektiğine değinen Arınç, “Aynı şekilde Kürt sorunu konusunda cesur adımlar atacak olan hükümetin terörle mücadelede vatandaşlarımızın haklarını korumada hassas davranması gerekir” diye konuştu. -İNANÇ HÜRRİYETİ KONUSU- Meclis'in dünyanın ve Türkiye'nin barışı için öncülük etmeye hazır olduğunu belirten Arınç, 5 Eylül'de New York'ta yapılacak Dünya Parlamento Başkanları toplantısında da daha çok barış ve daha çok demokrasi istediğini bütün dünyaya duyuracağını söyledi. Türkiye'de daha özgür daha demokratik bir ortam için Meclis'in çalışmaya azimli olduğunu kaydeden Arınç, şöyle devam etti: “Sadece adına (Kürt sorunu ya da Güneydoğu sorunu) değil, aynı zamanda toplumsal barışımızı zedeleyen inanç hürriyeti konusunda da cesur adımlar atmamız gerekir. Bugün ülkemizde inanç hürriyetinin önündeki engeller yüzünden binlerce insanımız mutsuzdur, huzursuzdur. Onların huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamaları için ciddi adımlar atılması gerekir. Özetle bu ülkede bizim bir arada yaşamamızı engelleyen ne kadar sorunumuz varsa hepsini tek tek çözmemiz gerekiyor. Bunu ülkemiz için yapmamız lazım. Bunu daha güçlü, daha büyük bir Türkiye için yapmamız gerekiyor. Zira biz kendi iç sorunlarımız yüzünden çok enerji kaybediyoruz. Oysa yapacak daha çok işimiz, daha önemli misyonlarımız var. Dünya barışına katkı sağlayabilecek en önemli ülkelerden biriyiz. Buna tarihi köklerimiz, coğrafi konumuz ve gücümüz yeterlidir. Daha büyük düşünmemiz gerekiyor. Daha büyük adımlar atma vaktidir artık.” -SİLAHSIZ YAŞAM KAMPANYASI- AK Parti Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa ve AK Parti Ordu Milletvekili Enver Yılmaz'ın kırmızı plakayla gittikleri düğünde tabancalarıyla ateş etmeleri yönündeki soruları cevaplandıran Arınç, bu davranışın çok yanlış olduğunu söyledi. “Silahsız bir yaşama ihtiyacımız var” diyen Arınç, ANAVATAN Şanlıurfa Milletvekili Turan Tüysüz'ün silahını iade etmesi jestini uygun bir davranış olarak gördüğünü ifade etti. Milletvekillerinin İçtüzük gereğince Meclis'in bazı bölümlerine silahlarıyla girmediğini belirten Arınç, alınan tedbirler sonucunda herhangi bir olumsuzluk yaşanmadığını, Meclis'in rehberlik ettiği ”silahsız yaşam” kampanyası başlatacaklarını söyledi. Düğünde ateş eden milletvekillerinin görüntü ve fotoğraflarının her gün defalarca yayınlandığını, bunun da Meclis'in saygınlığını yaralayacağına dikkati çeken Arınç, “Basından ricam, Meclisimizin saygınlığını zedeleyecek bu görüntülerin artık kullanılmamasıdır. Eğer gerçekten ciddi adım atılmazsa bolca bu görüntüleri kullanabilirsiniz. Ama şimdilik sizden bir avans istiyoruz. Pozitif yaklaşarak, bu konunun kamuoyunda yerini almasını sağlayabilirsiniz” diye konuştu. -KIRMIZI PLAKALI MAKAM ARAÇLARI- İçtüzük'te kırmızı plakalı makam araçlarının kullanılmasıyla ilgili herhangi bir hüküm olmadığını belirten Arınç, emre ve zatlara tahsis edilen 50 makam aracının istendiği gibi kullanılabildiğini, bu uygulamanın doğru olmadığını ancak kanunun bu imkanı verdiğini bildirdi. Arınç, şöyle devam etti: “Kırmızı plakalı makam aracıyla istenilen yere gidilebilir. Kanunda bir engel yok. Tek engel vicdanları, hukuk anlayışlarıdır. Bırakın düğüne gitmelerini aklınıza gelemeyecek her yere gidebilirler. Kanun devletinde takılır kalırsak yapılan iş doğrudur. Ama 'Türkiye Cumhuriyeti, laik demokratik sosyal bir hukuk devlettir' diyorsak, hukuk devletinde bunu tartışmamız lazım. Nereye gidebilir? Araçları nasıl kullanabilir? Etik olanı nedir? Bunu deklare etmeliyiz.” Ekim ayında Meclis açıldıktan sonra Başkanlık Divanı'na konuyu getireceğini bildiren Arınç, yasal düzenlemeyle veya etik kurallarla bu araçların nerede ve ne şekilde kullanılması gerektiği yönünde Başkanlık Divanı'nda bir karar alacağını kaydetti.