#SoruHürriyeti'nin konuğu Emre Dorman: Saygısızlık Ramazan'da yiyip içmek değil...

Geçtiğimiz günlerde, İstanbul Cihangir Firuzağa'da yaşanan saldırı olayının ardından yazdığı yazıyı da hatırlatarak, "Ramazan'da yiyip içmek oruçluya saygısızlık mıdır?" diye sorduğumuz Dorman, "Maalesef Müslümanlar olarak dinimizi bilmiyoruz" dedi ve şöyle devam etti:

"Bundan dolayı oruç gibi, namaz gibi ibadetlerin neden yapıldığını çok farkında olmadan yapıyoruz. Oruç tutan bir insan orucu kendisi için, Allah rızası için tutuyorsa eğer, o orucu başkasının tutup tutmamasıyla ilgilenmiyor olması gerekir. 11 ayda, Ramazan dışında insanlar yiyip içebiliyorlarsa, Ramazan'da rahat bir şekilde yiyip içebilirler. Çünkü bunu Allah bir teklif olarak insanlara getirir. Bu teklifi yerine getirmek isteyen getirir, istemeyen getirmez. Allah bu tekliflerin hesabını kendisinin bizzat soracağını söyler. Oruç tutmayan insanların bir takım gerekçeleri olabilir. Ya da canı oruç tutmak istemiyor olabilir. Dinde baskı, zorlama olmadığını biz çok açık bir şekilde Kur'an-ı Kerim'de görebiliyoruz. O nedenle her sene her Ramazan'da böyle bir problem gibi karşımıza gelmesi gerçekten çok garip, çok içler acısı. Zaman zaman zokakra insanlara saldırılar olduğunu görüyoruz. İnsanların bu noktada oruçlu olmanın ne anlama geldiğini bilmediğini görüyoruz. Kesinlikle saygısızlık değildir, saygısızlık ancak şöyle olur. Bir insan özgür bir şekilde inancını yaşamak ve inancının gereklerini yerine getirmek istiyorsa ama buna fırsat bulamıyorsa ya da bu fırsatlar elinden alınıyorsa gerçek saygısızlık budur" dedi.

Dorman, "Dini bilgilerimiz çoğunlukla kulaktan dolma bilgilere dayanıyor. Dolayısıyla din Allah'ın dini, ama Allah'ın dinini göndermiş olduğu kitabı, Kur'an-ı Kerim konusunda Müslümanlar o kadar bilgisizlikler ki maalesef, böyle eylemlerde bulunabiliyorlar" dedi ve İslam dininde ne inanç ne de ibadet konusunda kesinlikle bir zorlama olmadığına dair çok sayıda Kur'an-ı Kerim ayetini izleyenlerle paylaştı.
Bir seyircinin, "İyi bir Müslüman bilim adamı olmak için üniversitede hangi bölümümü okumamı önerirsiniz?" sorusunu da yanıtlayan Dorman, şunları söyledi:

"Biz İslam bilim tarihine baktığımız zaman 7'nci yüzyılda Kur'an-ı Kerim vahyediliyor, sonra çok kısa bir süre içinde müthiş bir medeniyet kuruluyor. Bilimde, sanatta Müslümanların çok geniş örnekler ortaya koyduğunu görüyoruz. Bilinen ne kadar felsefi, bilimsel kitap varsa bunların hepsinin Arapçaya çevrildiğini görüyoruz. Bu çevirileri yapanlar, yazanların hangi inanca sahip olduğuna bakmıyorlar. Burada ciddi anlamda bir bilgiye açlık var. Bunun da nedeni Kur'an-ı Kerim ayetlerinin insanları hem dış dünyaya hem de kendi benliklerine yönlendirmesi. Dolayısıyla bugün Müslümanlar dinin özüne dönmek istemiyorlarsa, sadece ahlaki kurallardan ibaret olmadığını, bilime, felsefi düşünceye, insanlar arasındaki ilişkilere, sosyolojiye, psikolojiye, birçok alana hitap eden ayetler olduğunu fark etmeleri gerekiyor. Bundan dolayı her alanda, yani sosyal bilimlerde, beşeri bilimlerde her alanda kendini en iyi şekilde geliştirmiş Müslümanların ortaya çıkması gerekiyor."

Aynı şeyin sanat dalları için de geçerli olduğunu belirten Dorman'ın keyifli ve bilgilendirici sohbetinin tamamını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz...

YAYININ TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN