Gündem özgür değil

683 günlük yayın hayatı var. 683 günde üç kez otuz gün, on beş kez 15 gün, iki kez 10 gün olmak üzere, toplam 335 gün kapatılıyor.

Haberin Devamı

Düşüncelerine, yayın politikasına hiç bir biçimde katılmadığım Özgür Gündem gazetesi. Gazete yetkilleri toplam 147 yıl hapis, 21 bin lira para cezasına çarptırılıyor.
1994’te ismini değiştiriyor, Özgür Ülke adıyla yayınını sürdürüyor. Aralık 1994’te üç bürosu bombalanıyor. Yayın hayatı boyunca 30 muhabir, 76 çalışanı öldürülüyor. (Bu bilgileri dünkü Taraf Gazetesinden aktarıyorum).
Özgür Gündem geçtiğimiz yıl nisan ayında yeniden eski ismiyle yayına devam ediyor. Gazetenin 24 Mart tarihli sayısı “Çözüm de Belli, Muhatap da” başlığı ile çıkıyor. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi gazetede yer alan çeşitli haber ve yorumlarda “örgüt propagandası” gerekçesiyle, gazetenin bir ay kapatılmasına karar veriyor.
DEMOKRASİYE SIĞMIYOR
Her gün değil, Özgür Gündem zaman zaman benim de okuduğum bir gazete. Haber ve yorumları beni de rahatsız ediyor. Türkiye’de büyük çoğunluğu rahatsız edecek türde yayın yapıyor. Rahatsız etmesinin ötesinde, hiç bir biçimde katılmıyorum. Haber ve yorumlar özellikle Kürt Sorununa ilişkin.
Ancak, ikide bir o gazeteyi kapatmak, muhabirlerini tutuklamak, para cezası vermek, hatta bombalamak demokrasiye sığmıyor.
Özgür Gündem’in kapatılmasının zamanlaması dikkat çekici. Hükümetin Kürt Sorunu için Kandil ve İmralı yerine, doğrudan halkla ve halkın temsilcileriyle görüşme kararına rastlıyor.
Halkı temsil eden organlar arasında, kimin içine sinmezse sinmesin, BDP ile diyalog ve onların yayın organları önde geliyor.
Hem onlarla birlikte çözüm aranacak, hem de uzlaşma ve diyalog olmayacak, bu nasıl olacak, anlayan beri gelsin.
YASALARI DEĞİŞTİRMEK
Gazetenin kapatılması bir başka zorunluğu beraberinde getiriyor. Bu yöndeki engelleri kaldırmak, yasaklayıcı yasaları değiştirmek gerek.
Savcı ve yargıçlar önlerindeki yasalara bakarak kapatıyor, ceza veriyor. O halde, görev iktidara düşüyor. Diyalog için kapıları kapatmak yerine, açmak gerekiyor.

Haberin Devamı

Nabi Avcı’ya Haksızlık

FIRTINALI komisyon çalışmasının ardından 4+4+4 eğitim önerisi bugün Meclis Genel Kurulu’na geliyor. AKP öneriyi görüşmek için AKP’li bir Meclis Başkan Vekilinin yönetimini bekliyor, görüşmeler o nedenle iki hafta atıyor.
Milli Eğitim Bakanlığından habersiz, uygulamaya dönük altyapı oluşmadan palas pandıras Meclis Genel Kurulu’na gelen öneride en büyük haksızlık Komisyon Başkanı Nabi Avcı’ya yapılıyor.
Siyasal düşüncelerimiz çok farklı olabilir ve öyle. Nabi Avcı AKP milletvekili, öncesinde Başbakanın yakın danışman kadrosunda. Tanıdığım en muhterem insanlardan biri. Keşke her partide Avcı gibi insanlar bulunsa. Öneri komisyonda görüşülürken Avcı’ya yöneltilen eleştiriler yerinde değil. Avcı özünde diyaloğa ve uzlaşmaya açık bir kişi. Ne var ki, kendi iradesini aşan baskı altında.
Muhalefetin bugün Meclis’te bunu dikkate alacağını umuruyorum.

Haberin Devamı

‘Yok hükmünde’ ise meraka değer

4+4+4 sistemi eğitimde büyük bir dönüşümü sergiliyor. Komisyon görüşmeleri sonrasında CHP, MHP ve BDP aynı açıklamada buluşuyor:
“Bu önerinin komisyonun bu şekilde kabul edilmiş olması, yok hükmündedir”.
Muhalefetin itirazındaki gerekçe, yaklaşık yirmi maddenin hiç görüşülmeden, hızla okunup, kabul edenler, etmeyenler diyerek, komisyondan geçmesinden kaynaklanıyor.
Madem, “yok hükmünde”, bu durumda muhalefetin bugün Meclis Genel Kurulunda nasıl bir yol, yordam izleyeceği meraka değer.

Şampiyonları copla karşılayan ilk ülke

TARAFTARLAR büyük hata yapıyor, sabaha karşı hava alanına inen şampiyon takımlarını büyük sevinçle karşılamak istiyor. Yok öyle, herkes sevincine sahip çıkacak, yoksa gelsin biber gazı ve cop.
Cumhurbaşkanından ana muhalefet liderine, medya köşelerinden sokaktaki insanlara kadar herkes sevinçli, Fenerbahçe bayan voleybol takımı Avrupa Şampiyonu oluyor. Ölme, öldürme, çatışma haberleri arasında ihtiyaç duyduğumuz iyi bir haber.
Bir şampiyonluğu en içten ve en erken kutlamak isteyenler elbette taraftarlar. Onun için sabahın 3’ünde hava alanına şampiyonları karşılamaya gidiyorlar. Voleybolcular otobüse binince, taraftarlar onlara çiçek vermek, onlardan forma almak için otobüsün etrafını çeviriyor. Polis buna engel olmak için güvenlik koridoru oluşturuyor. Polisle taraftarlar arasında “kenara çekilirsin, çekilmezsin” tartışmasına kısa sürede biber gazı ve cop karışıyor.
Şampiyonları coşkuyla kucaklamak hevesi kursakta kalıyor. Şampiyonlar üzgün ve şaşkın, taraftarlar üzgün ve şaşkın.
Törenlere, bayramlara, kutlamalara bizde biber gazı, cop, tekme, tokat mutlaka damgasını vuracak, bayramları, şampiyonluğu hepimize zehir edecek. Polis izin verse, hoş görüyle davransa, çok mu.

 

Yazarın Tüm Yazıları