Güllü'nün başına neler geldi neler

Güncelleme Tarihi:

Güllünün başına neler geldi neler
Oluşturulma Tarihi: Haziran 21, 2003 00:00

BİR Beşiktaş taraftarı olan Latif Demirci'nin benim bildiğim bütün kahramanları Muhlis Bey olsun, Mirsat olsun hep Fenerbahçe taraftarıydı.Latif'in Beşiktaşlı ilk kahramanı Güllü oldu. Bir Galatasaraylı olarak özellikle bu sezon şampiyonlukla ilgili çizdiklerini gördükçe hem eğlendim hem de kıskançlıktan çatladım tabii ki.Bu arada yeri gelmişken söyleyeyim. Yaratıcılık konusunda hakikaten tribün alemlerinde hakkı her zaman iade edilen Beşiktaş tribünleri Güllü'yü bugüne kadar değerlendirebilmiş değil.Bir sopalı pankart olsun yapmadılar. Neyse, kendi bilecekleri mesele ama bence güzel olur bir Güllü pankartı...Beşiktaş şampiyon olunca, Latif en yakınındaki Galatasaraylı olarak bana bulaştı haliyle. Eh normaldir, kızdıracak tabii.Ben de fırsat kolluyorum tabii karşı atak için bu arada.Aradığım fırsat, hiç çalışmadığım yerden geldi. Malumunuz, çok güzel bir sokak sergisi yapılıyor İstanbul'da şu sıralar. Her yerde haberi yapıldığı için biliyorsunuzdur.Sergi kapsamında meşhur karikatür sanatçılarının, meşhur kahramanlarının seramik heykelleri yapıldı ve sokaklara taşındı.Güllü'nün de yerleri silerken bir pozunu (Pozu doğru laf değil galiba ya, her neyse) kullandılar. Serginin başlayacağı gün Tahtakale'ye gitmiştim. Dönüşte klasik olarak Karaköy'e geçtim, oradan tünele bindim ve Tünel Meydanı'na çıktım.İlk heykelleri burada gördüm ama baktım Lato'nunki yok. Güllü, biraz daha ileride Odakule'nin önünü siliyordu. Çok başarılı buldum. Avni'den makas almaya kalktım hatta ama güvenlik görevlisi haliyle izin vermedi.Öyle şuursuz şuursuz Taksim'e doğru yürürken aaaaa bir baktım yine Güllü. Hem de bu kez Galatasaray Lisesi'nin önünü siliyor.Yani arkadaşlar, benim bu topu sektirmememe sizce imkan olabilir mi? Hemen aradım Lato'yu tabii ki:- Usta geçmiş olsun ya.- Ne geçmiş? Ne diyorsun?- Güllü için şey etmiştim, aramıştım. Üzüldüm bak samimi olarak.- N'oldu ki Güllü'ye?- Usta senin Güllü'yü Galatasaray Lisesi'nin önünü silerken gördüm. Abi, yer mi kalmamıştı senin gibi has Beşiktaşlı adamın, has Beşiktaşlı kahramanını koyacak.- Ne?Hayır, ben muhitteki çocukları uyardım, ‘‘Başına bir şey gelmesin. Misafirimiz sayılır Güllü Hanım. Yardımcı olursunuz bir şey isterse’’ diye.Lato ‘‘Ne? Ne?..’’ derken de kapattım tabii. Cimbom'la fazla uğraşmayacaksın abi tamam mı. Heh-he!Bu arada yine bu sergiyle ilgili olarak perşembe günü yaşadığım trajikomik hadiseyi de anlatayım size.Yapı Kredi Yayınları'ndan bir şey almam gerekiyordu. Malum, Galatasaray Lisesi'nin yanıbaşında YKY.Lisenin önünde bazen çevik kuvvet duruyor. Yine gelmişler. 6-7 tane midibüsü park etmeleri gerekiyor lisenin önüne. Ama sergi var, nasıl olacak.Emniyet güçleri o dakikada küratörlük görevini üstlendi ve sergi -umarım- geçici olarak polis araçlarının arkasına taşındı. Güllü iki parça olduğundan ortadan böldüler. Piyale Madra'nınki biraz ağır olduğundan zorlandılar. Abdülcanbaz ise biraz daha kenarda durduğundan ona dokunmadılar.Yaa, işte böyle!Mor ve Ötesi bir de GökselKABAKULAK'ta sadece yabancı müzik albümlerini yazdığım için, Türkçe müziğe karşı olduğumu düşünüyorlar. Yok böyle bir şey.Eski ve yeni sanatçılar arasında dinlemeye bayıldığım, albümlerini el altında bulundurduğum isimler var.Uzun süredir müzik markete gidip, Türkçe bir albüm almışlığım yok. Çok uzun bir aradan sonra Duman'ın albümünü alacaktım ama plak şirketi yollamış. Mor ve Ötesi'nin son albümünü alacaktım, onda da aynı şey oldu.Şu sıralar Naim Dilmener'in yazdığı ve İletişim Yayınları'nın çıkardığı ‘‘Hafif Türk Pop Tarihi-Bak Bir Varmış Bir Yokmuş’’ adlı kitabı okuyorum.Kitabın da etkisiyle normalden fazla Türkçe müzik dinlemeye başladım. Evdekiler kesmeyince, Beyoğlu'ndaki müzik marketlerden birine daldım.Mor ve Ötesi'nden Harun, 1-2 ay önce karşılaştığımızda bir Ajda Pekkan, bir de Bulutsuzluk Özlemi şarkısı söyleyip, yanına da çok sevdiğim ‘‘Bazen’’ adlı kendi şarkılarını ekleyip single yapacaklarını söylemişti.O çıkmış onu aldım. 3,5 milyon lira. Almayana hakikaten yuh derim. Ajda Pekkan acaba ne düşünmüştür. ‘Yaz Yaz Yaz’ı ben çok beğendim. Bulutsuzluk Özlemi'nin en sevdiğim şarkılarından biri olan ‘‘Güneye İnerken’’i de süper söylemişler.Bu single'ı beğenmemde teşekkür listesinde adımı görmemin etkisi olup olmayacağını soracak olanlara şimdiden ‘‘Hayır’’ diyeyim. Ama çok havalı bir şey, bir rock grubunun teşekkür listesinde olmak.Bir de Göksel'in hastasıyız. Onun yeni albümünü aldım. Adı ‘‘Söz Ver.’’ Esengül'ün ‘‘Ayrılık Günü’’ güzel olmuş ama benim en beğendiğim şarkı ‘‘Firar’’ oldu.Siz de dinleyin bence, Athena'nın dediği gibi ‘‘Sen de yap, güzel oluyor...’’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!