Gözünün önünde halası, öldüren kurşunlar haladan

NÜFUSA önce “kayıp” notu düşülüyor. 1978 doğumlu, Kürt kızı Emine için. Sonradan Emine’nin PKK tarafından dağa kaçırıldığı anlaşılıyor. Nüfus kayıtları yeni bilgiye göre değiştiriliyor. Emine 1992’de dağa kaçırıldığında on dört yaşında.

Haberin Devamı

Emine şimdi 33 yaşında, PKK’nın artık üst düzey yöneticilerinden biri. Dağdakiler ona “Rujen Jirki” kod adını takıyor.
PKK dört gün önce Siirt’in Pervari ilçesi Belenoluk Karakoluna saldırıyor. Arkadaşları anlatıyor, onbaşı Recep Gök saldırıda kahramanca çarpışıyor. Şehit düşen altı asker arasında Recep Gök de var.
PKK’lı Rujen Jirki Recep Gök’ün halası. Recep halasının kurşunlarıyla hayatını kaybediyor.
Manzaraya bakın. Emine, nam-ı diğer Rujen Jirki Kürt, şehit düşen yeğeni Recep Kürt, “Kürtlerin özgürlüğü için savaştığını” öne süren PKK artık Kürtleri de öldürüyor.
AİLE KORUCU
Bitmiyor.
Şırnak’a bağlı Beytüşşebap ilçesi Akçayol Köyü Kürtlerin yaşadığı bir köy. Şehit düşen jandarma onbaşı Recep Gök ve halası Emine bu köyün insanları.
Recep Gök’ün babası Hüseyin Gök aynı köyde korucu. Amcası da korucu.
Bir Kürt ailesinin yaşadığı trajediye bakın. Baba ve amca devletten yana korucu, kız kardeşleri PKK’lı, yirmi yıldır dağda. Oğlan devletin askeri, ayrıca askere gitmeden önce devlete baş vuruyor, babası ve amcası gibi gönüllü koruculuk yapıyor. Ve halasının kurşunlarından kurtulamıyor.
Bitmiyor.
Recep Gök Akçayol köyünde teröre can veren onuncu kişi. Daha önce aynı köyden dokuz korucu terör saldırısında hayatını kaybediyor.
Bitmesin mi, devam mı etsin bu trajedi? Ne ilk, ne de son. Yaşanan binlerce trajediden biri.
KÜRTÇE AĞIT
Akçayol Köyü üç yüz kişilik nüfusa sahip.
Recep’in cenazesine, resmi kayıtlarına göre, dört bin kişi katılıyor. Çevre köylerden gelen dört bin kişinin üç bin beş yüzü Kürt. PKK terörünü protesto için geliyorlar cenaze törenine. Çevredeki aşiret ağaları da katılıyor törene.
Cenaze büyük bir sessizlik içinde kaldırılıyor. Hiç slogan yok. Sadece sular seller gibi göz yaşı var. Recep’in annesi Kürtçe ağıt yakıyor, babası yutkunuyor, “her günkü halimiz budur” diyor.
HAVAN TOPUYLA UYANMAK
“Her günkü halimize” çok farklı bir ek yapmak gerek.
Köyün bağlı olduğu Beytüşşebap’ta ve o geniş bölgede bebekler haftalardır sabah, akşam, günün herhangi bir saatinde havan topuyla uyanıyor. Ağlayarak, feryatlarla. Bir PKK’nın, bir askerin topuyla.
Beytüşşebap’ta perde bir başka trajediyle iniyor.
Taş atan çocuklar, yerine göre üç, yerine göre beş yıl hapisten kurtulmak için dağa çıkıyor. Bu can pazarında, son bir ayda yirmi çocuk dağa kaçıyor.
Doğuda güneş erken batıyor.

Haberin Devamı

KCK’lılara garip sorular

Haberin Devamı

SON on günde yaklaşık 400 KCK’lı, son aylarda ise, toplam 3 bin 500 KCK’lı tutuklanıyor. Poliste ifadeleri alınırken ne soruluyor onlara? O sorulardan ikisi ilgimi çekiyor.
- ”Nevruz kutlamalarına katıldınız mı?” O soruyu soran kardeşim, Nevruz kutlamalarına bakanlar, valiler, kaymakamlar davul zurna eşliğinde katılıyor. Onlarla ilgili TV’lerde, gazetelerde boy boy haberler birbirini izliyor. Nevruz resmen kutlanıyor. Bu da soru mu?
- ”Kent meclisi toplantılarına neden katıldınız?” O soruyu soran kardeşim, kent meclisi yasalara dayanarak oluşturulan bir meclis. Hatta, o yasanın yurttaşların yönetime katılmalarını sağlamak açısından, bu toplantılarda bulunmayı özendiren maddeleri var. Bu da soru mu?
“Siyasetle müzakere” derken, bırakın ilkeyi, yasalara ve uygulamalara aykırı garip durumları “siyaseten” ortadan kaldırmak, bu gibi yanlışları bürokratik mekanizma içinde gidermek gerek.
Nevruz’a neden katıldın, diye sorduğun adamla hangi siyasi müzakere?

Haberin Devamı

Yer gök HES  protestoları

“ORMANIMA, yeşilime, köyüme dokunma. Su haktır, satılamaz”. Ve devamı. Türkiye’nin dört bir yanı bu sloganlarla ayakta. En son Erzurum’da.
Hidroelektrik santrallar (HES) nedeniyle halk örgütleniyor, platformlar kuruyor, kendi bölgesinde yapılacak HES’lere direniyor. Son resmi açıklamalara göre, 230 HES inşa halinde.
Ormanını, suyunu, yeşilini korumaya kalkan halk bir yandan fiili direnişe geçiyor, santralın yapılacağı yerde çatışmalar yaşanıyor, bir yandan da yasal yola başvuruyor.
O platformların üyeleri HES’lere karşı 120 dava açıyor. Bazen bir HES’e, birden çok dava. 120 davadan 107’si sonuçlanıyor. Mahkemeler 63 HES’le ilgili yürütmeyi durdurma kararı veriyor.
Bu kadar yürütmeyi durdurma kararı varken, verilen HES lisanlarına daha dikkat etmek gerekmiyor mu? Ayrıca, halk direndiğinde, güvenlik güçlerinin daha duyarlı davranması çok mu zor?

Yazarın Tüm Yazıları