Gerilimli bahar

KADINLARA futbol sahalarının kapılarını yeniden açan İran rejimi, radikal kararlarını ülke içinde fazla sürdüremeyeceğini biliyor.

Bu noktada Ahmedinecad’ın dış baskılara ihtiyacı olduğunu görmek zor değil. Bu baskılara karşı meydan okumak için her fırsatı değerlendiriyor.

Zafer işareti yaparak poz verirken de, kürsüden "Umursamıyorum" diye seslenirken de aslında öncelikle iç kamuoyunu hedefliyor.

Ve başarıyor. Bugün, İran’da kendisine karşı olanların bile ulusal gururu inciten dış baskılara karşı onun arkasında yer almalarının başka açıklaması yok.

İran yönetim yapısına göre Ahmedinecad, aslında nükleer çalışmalarla ilgili karar mekanizmasının tek yetkili ağzı değil.

Tahran rejimi, onun ağzından meydan okuyor. Ama bir yandan da diplomasi kapısını açık tutmaya çalışıyor.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na Tahran’ın geçen hafta yolladığı bir mektup da bunu doğruluyor zaten.

Mektup, uzlaşma arayışının kanıtı.

Güvenlik Konseyi’ne gidilmemesi koşuluyla üç hafta içinde bütün soruların yanıtlarının temin edileceği ve gözlemcilerin bütün nükleer tesislere sürpriz ziyaretlerine izin verileceği söyleniyor mektupta.

Ahmedinecad’ın, "BM’nin saçma kararlarını umursamıyorum" demesi bir ince ayar meselesi.

Ama dozunu şaşırabilecek tehlikeli bir yol. Hele de işin altında popülizm varsa.

***

BU
iş nereye gidiyor? Şimdi herkesin merak ettiği soru bu. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın raporu İran’ın, Güvenlik Konseyi’nin kararını ihlal ettiği sonucuna varıyor.

Rapor dikkatle incelendiğinde, en kritik noktanın İran’ın nükleer çalışmalarını saklamaya çalışarak, şeffaflıktan kaçınması olduğu görülüyor.

Bu sonucun İran’a yönelik askeri bir harekata yol açabileceğini söylemek için çok erken.

ABD Başkanı Bush bile yaptığı açıklamada, "diplomasi süreci şimdi başlıyor" diyor.

Öncelik, yeni tasarının hazırlık çalışmalarında. Takvimi de önümüzdeki Salı gününden başlıyor. Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve Almanya’nın siyasi direktörleri Paris’te bir araya gelecek ve verilecek yanıtın ilk taslağı tartışılacak.

9 Mayıs’ta bu ülkelerin dışişleri bakanları ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice tarafından New York’ta ağırlanacak.

Birleşmiş Milletler’deki Amerikan Büyükelçisi Bolton, Güvenlik Konseyi’nden İran’a yaptırım kararının çıkartılması beklentisini dillendiriyor.

Hatta BM anlaşmasının 7’inci faslına atıfta bulunuyor. Savaştan önce Irak ile ilgili yaptırımlar ile ilgili kararda da, askeri seçeneğin dile getirildiği aynı fasla atıfta bulunulmuştu.

Çin ve Rusya ise yaptırımlara tamamen karşı.

Avrupa ortada. Bağlayıcı bir karar çıkmasını istiyor ama askeri seçenek ve ağır yaptırımları dışlıyor Avrupa.

Bir uçtan diğerine geniş bir yelpazeye yayılan bu siyasi pozisyon çeşitliliğinin bir anlamı var. Gerginlik.

***

GERGİNLİK
, yani İran’ın uzlaşmaya yanaşmaması halinde atılacak adımlarda yine uzlaşmaya varılamamasının yaratacağı durum bizim açımızdan en kötü senaryo.

Çünkü Washington "gönüllü ortaklar" arayışına girecek. İran’a BM dışı yaptırımların uygulanmasını isteyecek.

Ticari ambargolardan, İranlı yetkililerin seyahat özgürlüklerinin kısıtlanmasına kadar uzanabilecek bir dizi uygulama en fazla Türkiye’yi iki arada bir derede bırakacak. Bu bahar gergin geçecek.
Yazarın Tüm Yazıları