Gerekçede şu cümle olacaksa

DEVAMI, dehşet yolculuğuna dönüşebilir. Hiç arzu etmiyorum.Devamı, bilinen ve bilinmeyen dosyaların kapaklarını aralayabilir. Hiç arzu etmiyorum.

Devamı, Türkiye’de siyasetin ne kadar engebelerle dolu olduğunu yeniden gösterebilir. Hiç arzu etmiyorum.

Devamı, bir cümleye bağlı.

Anayasa Mahkemesi’nin türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasını öngören Anayasa değişikliğini iptal etmesi, tek başına iptalin çok ötesinde. Kararın pek çok hukuki ve siyasal sonuçlar yaratacağı ortada.

O sonuçlardan biri şu anda perde gerisinde. Çünkü, iptal gerekçesine bağlı.

TEKLİF EDİLEMEZ


İptal kararı kadar, gerekçesi de önemli. Hatta, gerekçe kararın ötesine geçen anlam taşıyabiliyor. Sonuçlar yaratabiliyor.

Gerekçe henüz ortada yok. Birkaç ay içinde yayınlanması söz konusu. Eğer, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı gerekçesinde şu cümle olacaksa:

"Türbanı yükseköğrenimde serbest bırakan değişiklik, Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeleriyle ilgili bir değişikliktir".

Böyle bir cümlenin gerekçede yer almasını hiç ve asla arzu etmiyorum.

Eğer, gerekçede böyle bir cümle yer alırsa, işte asıl o zaman siyasal ve hukuksal anlamda, dehşet yolculuğu başlayabilir. Pek çok bilinen ve bilinmeyenle birlikte.

Çünkü, bu cümle, Türk Ceza Kanunu’nun belli maddelerinin kapsamına girebiliyor. Ağır cezalar öngören maddeler kapsamına.

AKP VE MHP BİRLİKTE

Kaldı ki, gerekçeye eğer böyle bir cümle yazılırsa, bu, değişikliğe imza atan iki partiyi de etkileyebilecek.

AKP ve MHP’yi, birlikte

Onun için, gerekçe, kararı aşabilecek gelişmelerin kapısını aralayabilecek.

Onun için, devamında, gerekçede böyle bir cümlenin yer almasını hiç arzu etmiyorum.

Onun için, AKP’nin, hatta MHP ortaklığında, artık türban dayatmasından vazgeçmesini arzu ediyorum. Kaldı ki:

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin arka arkaya kararları, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’nin geçmişteki ve bugünkü kararlarından sonra, yükseköğretimde türban artık yıllar ve yıllarca mümkün değil.

İki çelişkili doğru

DEMOKRATİK toplumlarda dayatmayla özlenen sonuç elde edilmiyor. Dayatma sadece türbanla ilgili değil. Türban bir simge.

Laik düzen, demokrasilerde kendisini hukukla koruyor. Anayasa Mahkemesi’ne kızmak onun için yanlış.

Şu doğru: Anayasa Mahkemesi Meclis üzerinde bir iradeye sahip.

Ama, şu da doğru: Demokratik düzen, demokrasi içinde kalarak, kendisini hukuk yoluyla savunuyor, hukuk yoluyla denetliyor.

YA YÖK BAŞKANI

Denklemde şu anda gündemde bulunmayan başka biri daha var. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan.

Türban değişikliği daha Meclis’ten geçer geçmez, Yusuf Ziya Bey üniversitelerde türbanın artık serbest olduğuna ilişkin genelge yayınlıyor. Erken bir genelge.

Şimdi Yusuf Ziya Bey’in durumu da tartışılıyor. Ama, o tartışma henüz geride. Ona gelinceye kadar, şimdi çok daha ciddi sorunlar var.
Yazarın Tüm Yazıları