Gaziantep Ülkü Ocakları'ndan Türklük şöleni

GAZİANTEP, (DHA) – GAZİANTEP Ülkü Ocakları 3 Mayıs Türkçülük gününde Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezinde 'Kosova'dan Gaziantep'e Türk Toyu' adlı etkinlik düzenledi.

Gaziantep Ülkü Ocakları'nın düzenlediği etkinlik, saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunduktan sonra şehit olan güvenlik güçleri ruhuna Kuran-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Şaman dansı ve halk oyunları gösterisi ile devam eden gösteri Suriye Türkmeni sanatçı Adil Şam'ın sahne almasıyla devam etti. Etkinlik sonunda Kosova Prizren Doğruyol Türk Kültür Sanat Derneği üyelerinin seslendirdiği balkan müzikleri dinleyenlere keyifli dakikalar yaşattı.

Etkinliğin açılışında konuşan Ülkü Ocakları İl Başkanı Fuat Yozbatıran Türk Milliyetçilerinin hüzünlü ve zorlu günlerle imtihana tabi tutulduğunu, ancak yenilmediğini ifade ederek şöyle dedi:

"72 yıl önce kabuğunu çatlatan Türk gençliğinin milli değerlere sahip çıkma şuuru ve mücadele azmi, Türk milliyetçiliğini fikri bir yapıdan, siyasi ve toplumsal bir harekete dönüşmesinin temellerini atmıştır. Hüseyin Nihal Atsız merkezli şekillenen Türk milliyetçiliği fikri yapılanması, dönemin bazı yöneticilerini rahatsız etmiş, akabinde aralarında Alparslan Türkeş'in de bulunduğu 165 Türk milliyetçisine atfedilen suçlamalarla mahkeme salonlarına taşınmıştır. Türk milliyetçiliği, zorlu ve hüzünlü günlerle imtihana tabi tutulmuştur; tutuklanmışlardır, baskı altına alınmışlardır ama asla yenilmemişlerdir. 3 Mayıs 1944 tarihinde mahkeme salonlarından taşan milli hassasiyet ve direniş, Türk milliyetçileri için milli şahlanışın da önemli bir ilham kaynağı olmuştur."

Ülkü Ocakları'nın Türk milliyetçiliği fikrinin ana merkezi olduğunu da vurgulayan Yozbatıran, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Günümüz Türk milliyetçilerine düşen görev, 3 Mayıs 1944 ruhunu iyi kavramak, yaşananlardan ders çıkartmak ve bu doğrultuda Türk milletinin müreffeh ve onurlu geleceğini inşa etmektir. Bunun için Ülkü Ocakları olarak Türk milliyetçiliği fikrinin ana merkezi, Türk milliyetçiliği hareketinin de en sağlam kalesiyiz. Adalar Denizi'nden Altaylar'ın daha ötesine kadar bütün Türk Dünyası'nın bir gün kucaklaşacağı umudumuzu asla yitirmedik. Bosna'dan Güney Azerbaycan'a, Doğu Türkistan'dan Kosova'ya, Suriye'den Kuzey Afganistan'a, Kuzey Irak'tan Kırım'a ve Karabağ'dan Batı Trakya'ya nerede bir Türk varsa ve yaşıyorsa, yüreğimizin orada, onlarla attığı bir hakikattir. Türk coğrafyası bir bütündür, sınırlara mahkum edilemez. Bilinmelidir ki beşeriyetin ve medeniyetin huzuru, Türk'ün adaleti ile mümkün olacaktır."

FOTOĞRAFLI