Gazeteci Ku Ying Pu İki arada bir derede

Atletler mavi-yeşil bant takıyor. "İnsan hakları için spor" etiketiyle. Yüzücüler safran rengi mayo giyiyor, Tibetli rahiplere armağan olarak. 140 ülkeden gelen, çeşitli dallarda yarışan sporcular beyaz şala bürünüyor, Dalay Lama’ya selamın simgesi olarak.

Ağustosta başlayacak 2008 Pekin Olimpiyatları daha şimdiden bu ve benzeri gösterilere gebe. Pekin daha şimdiden 1980 Moskova ve 1984 Los Angeles olimpiyatlarındaki politik tavırların, soğuk savaşın rekorunu kırmak üzere.

Geleneksel olarak dünyayı dolaşan Olimpiyat meşalesi, gittiği her yerde Tibetlilerin protestosuyla karşılaşıyor. Tibet, Çin’in özerk bölgesi. Belli dönemlerde bağımsızlık için ayaklanan Tibetliler, Çin’in insan haklarını ihlal ettiğini öne sürüyor. Çin ise, Tibetlilerin ayrılık talep edeceği kaygısıyla, bu etnik ayaklanmaları zaman zaman silahla bastırıyor.

Pekin Olimpiyatları Tibetliler için bulunmaz bir propaganda aracı. Her yerde meşaleyi söndürmeye ve parçalamaya çalışıyorlar. Söndürmek istedikleri olimpiyat meşalesi, sanki onlara ışık tutuyor.

ŞİMDİ TİBET YA SONRA

Tibetlilerin tepkisi artık dünya politik arenasında. Batılılar arasında, "Pekin’e gitmeyeceğim" diyen lider sayısı her geçen gün artıyor. Hatta, Moskova ve Los Angeles misali, "Pekin’i boykot" lafları duyuluyor. Çin’in diplomatik protestoları etkisiz kalıyor.

Karşılıklı müthiş bir kampanya. Batılılar Tibet’e sempatiyle bakıyor ve Pekin yönetimini "baskıcı" davranmakla suçluyor. Buna karşılık Çin, Batı’nın Tibet’i "kışkırttığı" iddiasında. Çin basınında, Tibet’i destekleyen Batılılar için "Fransız domuzları, Tibet köpekleri" gibi başlıklı yazılar okumak mümkün.

Çin’de 55 ayrı etnik grup var. 55 etnik grup ülkenin yüzde 80’ine yayılmış durumda. O nedenle, Pekin yönetiminin işi zor. Şimdi Tibet ya sonra?

Olimpiyatları bile tehlikeye atabilecek bu karmaşa içinde, talihsiz biri var. Ku Ying Pu. Ateşten gömlek şimdi onun sırtında. Hem kara kara düşünüyor, hem çılgın gibi, dünyayı dört dönüyor. Olimpiyat meşalesiyle birlikte.

Ku Ying Pu Pekin’de İngilizce yayınlanan China Daily gazetesinin genel yönetmenliğine vekalet ediyor. Yetenekli, ama sadece vekalet ediyor. Çünkü, siyasal duruşu Çin yönetimiyle bağdaşmıyor. "Çin’de özgür ve bağımsız basını" savunanlar arasında. Ülkeyi yönetenlerin basından elini çekmelerini istiyor. Bu mücadelenin saflarında o da yer alıyor. Üstelik, ön sırada.

Pekin yönetimi ne yapıyor? Ku Ying Pu’ya müthiş bir görev veriyor.

Her yerde söndürülmeye çalışılan Olimpiyat meşalesini ayakta tutmak görevi. Protestolara karşı, basın bildirisi hazırlamak, halkla ilişkiler kurmak, Batı basınına Çin’in derdini anlatmak görevi.

Ku Ying Pu’nun ağzından sık sık, "Batı, ektiği bu kin tohumlarını nasıl biçecek, merak ediyorum" cümlesi duyuluyor. Kendi ülkesinde yönetimle mücadele ediyor, dünyada aynı yönetimin arkasında duruyor.

Çin yönetimi açısından, akıllı bir seçim. Ülkesindeki rejimi eleştiren bir gazeteci, Olimpiyat meşalesine gösterilen tepkilere karşı çıkıyor. Bundan daha inandırıcı ne olabilir?

Ku Ying Pu açısından ise dramatik. Kendi ülkesinde, yönetimle karşı karşıya. Olimpiyat meşalesiyle tur atarken, kendi ülkesinin arkasında. O iş ayrı, bu iş ayrı, demek mümkün.

Bu onun dramı. Tam münazara konusu.
Yazarın Tüm Yazıları