GAP’tan Washington’a eğitime gittiler üç günde mucize gibi değiştiler

Washington’da Türklerin kurduğu sivil toplum örgütü HasNa, Güneydoğu Anadolu’da sosyal gerilimi azaltmayı hedefleyen projeler yürütüyor.

Farklı illerden GAP yönetiminin seçtiği kişileri Amerika’ya davet edip, iki haftalık iletişim ve mesleki beceri kursu veriyor. Sonuçlar şaşırtıcı.

Kaşlar çatık, yüz asık, dediği dedik. Yumruk gibi sıkılmış ruh hali içinde, yıllarca hep ve sadece kendisi haklı. Doğduğu ve büyüdüğü yerde hayat böyle.

Amerika’ya geliyor. Üç gün, tam üç gün sonra, şunları söylüyor: "Biz hep kendimizin haklı olduğunu sanıyoruz, başkalarını dinlemeyi bilmiyoruz, birbirimize tahammül edemiyoruz, başkalarının sorununu dinlemediğimiz için, hata yapıyoruz. Şimdi köye döndüğümde, aynı sorunla karşılaşırsam, yapıcı yaklaşırım."

Mucize gibi değişim. Üç gün içinde. Sihir nerede?

Washington’da HasNa isimli bir sivil toplum kuruluşu var. Kurucuları Türk. ABD’de yaşıyorlar, ama Türkiye ile sıkı bağları var. HasNa uyuşmazlıkların çözümüyle uğraşıyor. Toplumsal bağlar zayıfsa, insanlar farklı kültürlerden geliyorsa, okuma-yazma parlak değilse, orada uyuşmazlık çok fazla. Orada toplumla ve birbiriyle çatışma çok fazla. Üstelik, alabildiğine önyargı. Hele Türkiye, nereye baksak, uyuşmazlık ve çatışma.

SEKİZ ÇİFTÇİ ABD BAŞKENTİNDE

HasNa bu tip insanlara ulaşarak, çatışmaları önlemeye çalışıyor. O insanlara iki ayrı program uyguluyor. Bir, iletişim, iki, mesleki beceri geliştirme programı.

HasNa, bizim GAP yönetimi ile bağlantı kuruyor. GAP değişik illerden, o bölgenin lider çiftçilerini seçiyor. Kimi köyünde muhtar, kiminin geniş arazisi var, kimi köyünde kendini kabul ettirmiş. GAP sekiz kişi seçiyor ve Washington’a gönderiyor.

Urfa’dan Mustafa Aktar, Batman’ın Kuyubaşı Köyü’nden Vehbi Gönülaçar, Mardin’in Çağıl Köyü’nden Halil Karahan, Siverek’in Kes Köyü’nden Mehmet Tahir Karakeçili, Gaziantep’in Ermiş Köyü’nden Fikret Kurt, Adıyaman’ın Kahta ilçesinden Sırrı Öztürk, Urfa’nın Çanakçı Köyü’nden Ahmet Polat, Siverek Aşağı Alinca Köyü’nden Ahmet Tokdemir. Yanlarında GAP’tan iki ziraat mühendisi İsmail Uğur Gümüş ile Deniz Özcan. Masrafların çoğu, kaynağı kıt olan HasNa’dan, küçük bir katkı GAP’tan.

ÇOK SİNİRLİYİZDİYALOG ŞART

Geçen hafta Washington’da bu insanlarla bir süre sohbet ediyorum.

Köylerden gelenler arasında, bırakın yurtdışına çıkmayı, kendi ilinin dışına ilk kez çıkan var. Güneydoğu’da bir köyden Washington’a. Çatışmanın merkezinden, çatışmaların çözümüne dönük üç günlük iletişim programına. Üç günde ne öğrenebilir insan? Sorularıma aldığım yanıtların özeti şöyle.

"- Biz insanlarla kopuk yaşıyoruz. Çok sinirliyiz, oysa diyalog şart.

- Sert mizaçla değil, sakin ve yavaş yavaş konuşmak, anlaşmak lazım, bu benim beynime yerleşti.

- Karşımdaki kişiyi kabul etmem, kolektif hareket etmem lazım.

- Amerikalılarla farkımız sosyal davranışta, altyapıda.

- Kimse korna çalmıyor, kimse kırmızı ışıkta geçmiyor burada. Çünkü, insanlar birbirine saygılı.

- Çevreye nasıl zarar vermem, anlayışı var burada. Dönünce ben de öyle yapacağım.

- İnsan önce kendisiyle barışık olacak, sonra ailesiyle ve köyündekilerle uzlaşacak. Bizde sosyal dayanışma yok."

Kapalı bir dünyada yaşayanlar, üç günün sonunda aynı dünyaya farklı bakıyor:

"Kürt sorununu kendinden başlayarak çözeceksin. Birbirimize kardeş gözüyle bakarsak, mesele kalmaz. Amerika’ya adamlar dünyanın her yerinden gelmiş, ama şimdi hepsi Amerikalıyım diyor. Bunu öğrendik."

İçlerinden biri atılıyor:

"İletişim dersini bizim siyasilere vermek lazım. Bir hafta ders alsalar, hem Türkiye’yi daha iyi yönetirler, hem birbirleriyle kavga etmezler."

BUGÜN DÖNÜYORLAR

İletişim programının ardından tarım programı başlıyor. Her gün bir çiftliğe gidiyorlar. Hayvancılık, tarım, pazarlama teknikleri. "Bir tohum ekici makine var, bizim dört seferlik işi, bir seferde yapıyor, bu makine bizde olsa, var ya, ne çabuk ekeriz."

Programlardan sonra, kendilerine iki haftalık iletişim ve çiftçilik programında neleri öğrendikleri soruluyor. Gördüğü üç en iyi, üç en kötü uygulama nedir, sorusunu yanıtlamak üzere.

Bir insan, gözle görünür biçimde değişiyor. Hem de, kısa sürede. Çünkü, çatışmadan uzak yaşamak istiyorlar.

Onlar bugün Türkiye’ye dönüyor. HasNa, para bulursa, yeni insanları davete hazırlanıyor.

HasNa’nın eğitim programı için Washington’a gelen Güneydoğulu çiftçilerden bazıları kendi ilinin dışına bile ilk kez çıkmıştı. Üç gün süren iletişim programından sonra dünyaya farklı baktıklarını hissettiler. Bu programın ardından tarım programı başladı. Her gün bir çiftliğe giderek bu alanda da eğitim aldılar.
Yazarın Tüm Yazıları