Güncelleme Tarihi:
"Ertesi gün. Yarın. Yarın vardı nasılsa, yeniydi. Şimdi geçmiş zaman olan bir yarın. Bir uykuluk mola..."
"İki kişi yalnız kalmaktansa, kalabalıkta yalnız olmak çok daha kolay."
"Diyorum ki kişinin doğum tarihi pek önemli değil aslında, dünyaya gözlerini açmak daha önemli."
"Yine de duymak istiyorsun ama. Bir erkeğin bir kadına söyleyeceği şeyleri. O senin kadın yanın.”
"Paragraflar tıkışık, soluksuz. Ne olduğu belirsiz, korku yüklü simgeler, olağandışı diyaloglar, gerçekten başarılı doğa betimlemeleri ile doğada eşine rastlanmayan silik soluk masalsı tipler içiçe."
"Yorgunum. Verebileceklerimden, veremediklerimden yorgunum. Biriktirdiklerimden. Bir alsalardı, o yürekliliği gösterselerdi..."
"Oysa onun gözünde, üslup insanın ta kendisiydi, dünyayı kavrayış biçimiydi; konu ne olursa olsun üslup değişmezdi."
"Armağan kabul etmenin, armağan verebilmek kadar incelik gerektirdiğine inandığımdan, zorlanıyorum."
"Konuşmak da tehlikelidir. İçte biriken sözcükleri boşaltmak... Hele konuşmayı bir kez unutmuşsan..."
"Unutma' dedi ihtiyar demir kapıyı açarken, 'Düşlerini kimseye emanet etmeyeceksin,kaptırmayacaksın!"
"Bir şeylerden kurtuluyorum galiba. Kabuklardan. Alışkanlıklarımdan."
"Belki içe kapanık, duyarlı bir kadın olduğu için kendi dünyası yetiyor ona."
"Sevememek acı veriyordu, gurur kırıyordu."
"Ölüme yaklaştıkça insanın yüreği daha da insancıl duygularla,iyilikle dolup taşar."
" Yerinde kullanılan bir sözcük, rastgele yükselen bir şarkı, nasıl kavratır yaşamayı!"
"Günlerin tam içinde yaşayamayınca, olanlara akıl erdiremeyince, bunlarla oyalanıyoruz işte, kahve pişirmek, çay demlemek... Anılar da öylesine çoğalmış ki bastırıveriyorlar, günü karartıyorlar erkenden."
"Gittikçe artarak mı eksildi? Yinelendikçe mi? Duruldukça mı? Nerede başlamıştı taşlaşma?"
"Çocukken de sözcüklerini seçmede, sevgini belirtmede tutumlu davranırdın."
"Alınmayan bir kitabı beyaza çevirmekten, hiç yazılmamış, hiç yaşanmamış saymaktan başka ne gelirdi elden?"
"Sevilmemeyi rahatça kaldırabiliyorsun da sevilmek zor geliyor sana, sen de bunu anlamıyorsun."
"Yaşamak, gitmek demek onun için. Yeryüzü, iki deniz arasında bir nokta demek, iki kent arasında bir istasyon."
Turgut Uyar 7 senelik bir duraklama süresi ardından Tomris Uyar ile tanıştıktan sonra yeniden şiir yazmaya başladı. İşte o şiirlerden biri:
Bir Bozuk Saattir Yüreğim, Hep Sende Durur
Herkes seni sen zanneder.
Senin sen olmadığını bile bilmeden,
Sen bile..
Seni ben geçerken,
Derim ki,
Saati sorduklarında;
Onu ”O” geçiyordur.
Kimse anlam veremez.
Tamir ettirmedin gitti derler şu saati.
Ettirmek istiyor musun demezler.
Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.
Zamanı durdururum yüreğimde,
Sensiz geçtiği için,
Akrep yelkovana küskündür.
Şu bozuk saat çalışsa benim için ölümdür.
Bil ki akrep yelkovanı geçerse,
Atan bu yüreğim durur.
Bırak bozuk kalsın, hiç değilse;
Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.