Doğal gaz tesisatının kapsamlı bir mühendislik projesi olduğunu vurgulayan Saygın, “Doğal gazın kullanım alanlarına göre kombi kapasiteleri de değişkenlik gösterebiliyor. Kullanım alanının ihtiyacından fazla seçilen yüksek veya düşük kapasiteli kombi, enerji sarfiyatını artırarak bütçeye zarar veriyor. Kombi ve radyatör seçimlerinin yanı sıra doğru su dolaşımının sağlanması da hayati önem taşıyor. Doğal gaz tesisat süreci profesyonel ve teknik bir yaklaşım gerektirir. Doğal gazın kullanıldığı yaşam alanlarında ya da çalışma alanlarında, kullanım için öncelikli olan, mühendislik projesinin hazırlanmasıdır. Doğal gaz kullanım alanının son haline getirilmeden önce yerinde tespiti ve analizi, proje ve mühendislik hesaplamaları oldukça önemlidir. Deneyimli mühendisler eşliğinde hazırlanması gereken bu projeler, doğal gaz dağıtım şirketlerinin kurallarına ve tüm yönetmeliklere uygun olacak şekilde düzenlenmelidir. Aksi takdirde herhangi bir proje ve mühendislik dışı bir çalışma, maalesef maddi ve manevi kayıpların yaşanmasının yolunu açacaktır” diye konuştu.
Doğal gazın sağladığı rahatlık ve konforun, kalitesiz tesisat çalışmaları sonucunda elim olayların yaşanmasına sebep olduğunu söyleyen Saygın, “Bir petrol türevi olan doğal gazın büyük bölümü Metan gazı (CH4) adı verilen hidrokarbon bileşiğinden oluşur. Havayla karışımı durumunda ateş veya kıvılcımla temas ettiğinde patlayabilir. Bu nedenle doğal gaz kullanılan cihaz ve tesisatta hiçbir şekilde gaz sızıntısı olmamalıdır. En küçük bir ihmal, doğalgaz zehirlenmelerine ya da yangınlara neden olabiliyor. Doğal gaz tesisat işleminin uzman ekiplerce yapılması, can ve mal kayıpları gibi istenmeyen üzücü durumlara karşı önlem olabilir” diyerek sözlerine son verdi.