Tüketim çılgınlığını eleştiren 10 film
Güncelleme Tarihi:
Mutluluk gerçekten satın alınabilir olsaydı tüm bu karmaşaya gerek kalmayacaktı. Tüketim kültürünün bireyin hep daha fazlasına ulaşma arzusunu amansız bir şekilde körüklemesi üzerine doğan bu çılgınlık, sonu olmayan bir kabus gibi. Bu kabusun sinemaya yansımalarını ise 109. sayımızın SineList köşesinde sizin için derledik.
The Neon Demon (2016)
Güzelliğin her şey değil, tek şey olduğuna inananların evreninde kendimize pay çıkarabileceğimiz metaforlara sahip saykodelik tonda bir gerçeklik portresi.
They Live (1988)
Görünmeyen ama orada olduğu hissedilen bir gücün tüm hayatınızı yönettiğini düşündüğünüz oluyor mu hiç? Sistemin devam edebilmesi için hepimizin küçük hazlarla yetinmesi gerekir. Tam da böyle bir evrende, bulduğu bir gözlükle tüm gerçekleri alenen görmeye başlayan kahramanımız Nada’yla tanışın.
BAKMADAN GEÇME!
Der Siebente Kontinent (1989)
Toplumsal rollerimiz öyle ha deyince değişen bir şey değil nihayetinde. Pozisyonunuzun yükselmesi demek erişmek isteyeceğiniz hayat standartlarını yakalamak üzeresiniz demek isterdik ama değil. Bir Haneke filmi bu durumu içselleştirmenizi sağlayabilir.
Falling Down (1993)
Bir metropolde yaşamak demek sinir hücrelerinize veda edeceğiniz o günü illa ki yaşayacağınıza işaret eder. Sıcak bir yaz günü, akmayan bir trafiğin tam ortasında bir adamın o gününe şahit oluyoruz.
BAKMADAN GEÇME!
Trainspotting (1996)
Evlen, çocuk yap, iş kur ve dahası diğerlerine ayak uydur. Bu kült filmin tüketim kültürüne dair eleştirileri oldukça çarpıcı.
The Truman Show (1998)
Sahip olduğunu düşündüğün hayattan ne kadar tatminsen, onun gerçek bir hayat olması o kadar olası. Televizyon dünyasına dair akılda kalıcı bir eleştiri sunan Truman Show, başımıza gelme ihtimali o kadar da uzak olmayan hikayesiyle dikkat çekiyor.
BAKMADAN GEÇME!
Fight Club (1999)
Gündelik telaşının ortasında küçük hazlar aranan milyonlarcasından birisin. Kendinle tanışmak için bu filmi izlemeye ne dersin? İzlemeyen kaldıysa tabii!
Into the Wild (2007)
Üniversiteden mezun olduktan sonra ondan beklenen iş, aile kurma gibi sorumlulukları elinin tersiyle iten McCandless’ın gerçek hikayesinden uyarlanan bu film, hepimizi biraz yüzeyden kurtarıp derinliğine çekiyor.
BAKMADAN GEÇME!
99 Francs (2007)
Yarın ne isteyeceğinize bugün o karar verir. Tüketim çılgınlığının baş kahramanlarından bir reklamcının hikayesi, bu kabusun dinamiklerini içselleştirmemizi sağlıyor.
Wall-E (2008)
Ruhu olan bir robotla daha önce benzerini izlemediğimiz bir gelecek tasvirinin ortasında, içimizi ısıtan bir aşk hikayesinin yanı sıra gezegenimizi ne hale getirdiğimizi görelim.