Güncelleme Tarihi:
Teravih namazı, Ramazan ayı boyunca yatsı namazından sonra kılınan nafile bir namazdır. Ramazan gecelerini ibadetle ihya için sünnet-i müekkede olarak meşru kılınmıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.s) ile dört halife döneminden itibaren günümüze kadar camilerde veya evlerde cemaatle ya da ferdî olarak eda edilegelmiştir. Teravih, orucun değil Ramazan ayının sünneti olduğu için oruç tutamayan kimselerin de teravih namazını kılmaları sünnettir.
Hz. Peygamberin (S.A.S) kıldığı teravih namazlarının kaç rekât olduğu konusunda, üzerinde ittifak edilen bir rivayet bulunmamaktadır. Her ne kadar onun vitir dâhil yirmi üç rekât teravih kıldığı yönünde bazı rivayetler varsa da (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, III, 395; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, II, 698) bunlar fukaha tarafından farklı değerlendirilmiştir. Dolayısıyla bu konuda Hz. Âişe’nin, Hz. Peygamberin (s.a.s.) Ramazan ayındaki gece namazlarıyla ilgili hadisinden ve Hz. Ömer’in teravihin cemaatle kılınmasını başlatmasıyla ilgili haberlerden hareketle bir sonuca ulaşılmaya çalışılmaktadır. Bu konudaki haberler şöyle değerlendirilebilir:
Teravih namazı, iki rekâtta bir ya da dört rekâtta bir selam verilerek toplamda yirmi rekât olarak kılınır. Hasta veya yorgun olanlar, yirmi rekâtın tamamını kılmakta zorlanırlarsa, bu fazileti kaçırmamak için teravih namazını sekiz rekât olarak da kılabilirler. Zira Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Faziletine inanarak ve mükâfatını umarak Allah rızası için ramazan gecelerini (teravih vb.) ibadetlerle geçiren kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari, Teravih, 1 (2008); Müslim, Namaz, 173 (759).
Teravih namazı, yatsı namazının son iki rekât sünneti kılındıktan sonra eda edilir, yatsıdan önce kılınması caiz değildir. Vitir namazı ise genellikle teravihten sonra kılınır.
Teravih namazı her iki rekâtta bir selamla kılınacaksa sabah namazının sünneti gibi kılınır. Dört rekâtta bir selamla kılınacaksa, ikindinin sünneti gibi kılınır. Vaktinde kılınmayan teravih namazı sonradan kaza edilmez. Teravih namazının tamamı tek namaz hükmünde olduğundan bu namaz için baştan bir niyet yeterli ise de aralarda verilen selamdan sonra namazdan çıkılmış olduğundan yeniden namaza başlarken tekrar niyet edilmesi ihtiyata daha uygundur.
- Yatsı namazının farzı ve son sünneti kılındıktan sonra teravih namazına başlanır.
- Niyet ettim Allah rızası için teravih namazını kılmaya, bana uyanlara imam oldum" diye niyet ederek iftitah tekbirini alıp eller bağlanır.
-Sübhâneke okuınur.
-Sübhaneke'nin okunması bitince, Eûzü-Besmele, Fatiha ve bir sûre okunur. Rükû ve secdeleri yaptıktan sonra ikinci rekata kalkılır.
- Besmele, fatiha ve bir sûre okuyup rükû ve secde yapılır ve oturulur. İkinci rekatın sonundaki bu ilk oturuşta "Ettehiyyatü, Allâhümme salli ve Allâhümme barik" okunur ve üçüncü rekata kalkılır.
- Üçüncü rekatın başında Sübhaneke okunur. Sonra Eûzü-Besmele, fatiha ve bir sure okunur. Sonra rükû ve secdeler yapılarak dördüncü rekata kalkılır.
- Besmele, fatiha ve bir sure okunur ardından yine rükû ve secdeler yapılıp oturulur.
- Bu son oturuşta da Ettehiyyatü, Allâhüme salli, Allâhümme barik, Rabbenâ âtina ve Rabbena firli okuduktan sonra selâm verilir. Böylece teravih namazının ilk dört rekatı kılınmış olur.
- Bundan sonra ayağa kalkılarak tıpkı tarif ettiğimiz gibi dörder rekat kılınmaya devam edilerek yirmi rekat tamamlanır.
- Sonra da vitir namazı kılınır.
Hz. Peygamber (s.a.s.), kadınların mescide gelebileceklerini, ancak evdeki ibadetlerinin daha üstün olduğunu çeşitli vesilelerle dile getirmiş ve şöyle buyurmuştur: “Kadınların mescidlere gitmesine engel olmayın. Fakat evleri onlar için daha hayırlıdır.” (Ebû Dâvud, Salât, 53; Hâkim, el-Müstedrek, I, 327)
Hz. Peygamberin, kadınların mescide gitmelerine izin verdiği, hatta Ramazan ve Kurban bayramları gibi toplumun beraberce kutladığı sevinçli günlerde onların da bayram sevincini yaşamaları için Bayram namazına gelmelerini teşvik ettiği bilinmektedir (Buhârî, Îdeyn 15, 21; Müslim, Salâtü’l-îdeyn, 1-3, 10-12). Bununla birlikte Allah Resulü (s.a.s.) camiye gelecek kadınlara birtakım tavsiyelerde bulunmuş; dikkat çekecek şekilde giyinmelerini (Müslim, Libas, 125) ve koku sürünmelerini yasaklamıştır (Müslim, Salât, 141-142).Buna göre kadınların namazlarını evlerinde kılmaları daha faziletli ise de farz namazları ve teravih namazını gerekli hassasiyeti göstermeleri kaydıyla camide cemaatle kılmalarında da bir sakınca yoktur. (Zeylaî, Tebyîn, I, 139, 168; İbn Nüceym, el-Bahr, I, 380).