Her şey ustanın ölümüyle başladı: MASONLUK
Belki de her şey bir cinayetle; Hz. Süleyman devrinde (MÖ 971-931) inşa edilen Kutsal Mabet’in başmimarının ortadan kaybolmasıyla başladı. Üç kalfa, kendilerine meslek sırlarını açıklamayı reddeden ustaları Hiram Abif’i duvarcı aletleriyle öldürmüştü. Büyük Usta ser (baş) vermiş, sır vermemişti. Çünkü vakti gelmedikçe, ustalık sırları kalfalara açıklanmazdı.
‘Mason’, Batı dillerinde ‘duvar ustası’ demek. Ortaçağ Avrupa’sında esnaf ve çiftçiler feodal bir beye bağlıyken mabetlerin ve sarayların taş işlemelerini yapan duvar ustaları, engellenmeden şehirden şehre gitme hakkına sahipti. Ayrıca vasıfsız inşaat işçilerinin aralarına sızmasını önlemekte hayli titizdiler. Bunun için özel şifreleri vardı. Bu gezgin ustalar, serbestliğin ve sırları korumanın sembolüydü sanki. Masonluk, hızlı bir yükselişe geçti. ABD’nin kuruluşunda ve Fransız Devrimi’nde etkileri görüldü. Bunlara bilim, hukuk, sanat ve iş dünyasından pek çok ismi eklemek gerekir.
Masonluğa yönelik en yaygın suçlamalar, din karşıtlığı, kral/hükümet aleyhindeki komplolarda yer almak ve üyelerine haksız yardım sağlamak...
Günümüzde tüm dünyada 5 milyon kadar mason olduğu tahmin ediliyor. Mason ritüellerinin çeşitliliğine rağmen bazı genel standartlar var: Masonluğa kabul edilen bir kişinin önünde büyük ustalığa doğru giden 33 kademe bulunuyor. Her üye, en az yedi kişiden oluşan bir locaya, tüm localar Büyük Loca’ya ve tepedeki Üstad-ı Azam’a bağlı.Farklı localardan olup şahsen tanışmayanlar ortak semboller ve parolalar aracılığıyla birbirlerinin mason olduğunu anlayabiliyor. En çok bilinen mason sembolleriyse gönye, pergel, cetvel, çekiç, şakul, mala, kılıç, anahtar, üçgen, piramit, ışık saçan güneş, G harfi, üç nokta, önlük ve kuşak.
Mason binalarında zıtlığı temsil eden siyah-beyaz damalı zeminler vardır. Localar ‘hakikat ışığının yükseldiği’ yöne, yani doğuya dönüktür.