Hep Kore üzerinden konuştuk ama tabii bir de 3 Yabancı 1 Türk var. Bu projenin de hikayesini merak ediyoruz, nasıl aklınıza geldi böyle bir iş yapmak? Bilmeyenlere nasıl anlatırsın projeyi?
Zaten koltukta oturup bir şeyler konuşmak çok yaygın bir format. Tüm dünyada da olan bir şey. Ama tabii ilk başta bunları düşünmeden başladım. İlk JJ, benim videolarıma yorum attı. Benim gibi bir şey ama Afrika’dan dedim, irtibat kurdum ve pazartesi stüdyoya gelir misin dedim. Şimdi Asya, Afrika okay, bir tane de beyaz tenli bulayım dedim, aklıma kız arkadaşım Gülce’nin arkadaşı Amerikalı Louis geldi. Onu da aradım. Sonra da başladık. Konseptimiz bu, bir koltukta oturan 4 farklı kıtanın insanları, gelmişler İstanbul’a, Türkçe konuşarak geyik yapıyor ve kültürleri tartışıyorlar.
“Kore’ye dönme planım yok. Valla yaşlanınca şöyle Datça’da ufak bir evim olsun, çoluk çocuk koşuşturayım isterim.”
Büyük ilgi gördünüz 3Y1T ile. Gittiğiniz şehirlerde de büyük kalabalıklar karşılıyor sizi. Sence sizde ne buluyor insanlar? Daha şık soralım, bu başarının sırrı sence ne? (samimiyet dışında ☺)
Ya aslında yok. Yani samimiyet dışında sırrımız yok. İnsanlar gerçekten programa katılmak istiyorlar. Ayda 100 mail alıyoruz. Başvuru yapıyorlar. Bunun sebebi, ben de gelsem sizinle sohbet ederim ya, olması ve bu da bizi çok yakın hissettiler anlamına geliyor.
Memlekette akrabalar gurur duyuyor mu seninle? İlginç bir şey sonuçta. Dünyanın bir ucunda, bambaşka bir ülkede ünlü oldun. Nasıl tepkiler alıyorsun halalardan, eniştelerden?
Ayla filminde yapım asistanı olarak ve filmde de bir rolüm vardı. O Kore’de vizyona girmişti, tüm akrabalarım gitmiş ona. Ama pek konuşamıyoruz. Saat farkı, bir de on bir senedir buradayım. Biraz kopuğuz maalesef.
Aile dışında Kore’de hiç haber oldun mu? Memleketinde nasıl bir bakış var durumuna? Ayrıca merak ediyoruz, hayatın boyunca Türkiye’de mi yaşamayı planlıyorsun yoksa bir gün döneceğim diye planlar var mı?
Aslında Kore’de de tam haberlerin sevebildiği bir içeriğim ama hiç tanınmadım. Bir tane dergiye röportaj vermiştim ama o da çok kısaydı. Ama zaten gerek yok, çünkü Kore’ye dönme planım yok. Valla yaşlanınca şöyle Datça’da ufak bir evim olsun, çoluk çocuk koşuşturayım isterim.