Güncelleme Tarihi:
Londra’daki seminerde konuşan Alman arkeolog Dr. Lee Clare, Göbeklitepe’yi şöyle anlattı: “Göbeklitepe’nin sadece toplanma yeri değil aynı zamanda bir yerleşim yeri de olabileceğini, düşünüyoruz.”
“Sütunlardaki çizimler, yapıların büyüklüğü, ortadaki iki büyük sütunun insan şeklinde olmasının daha derin anlamları olduğunu düşündürüyor. Sosyal bir oluşumun yer aldığı, fikir alışverişi yapılan, ritüellerin yanı sıra insanların tanışıp, kaynaştığı bir mekan da olabilir.”
“Uzmanlar, Göbeklitepe’de mezarların olabileceği, kazılar derinleştikçe kemik kalıntıları bulunacağını düşünürken, şimdiye kadar yapılan kazılarda parçalanmış insan kalıntıları çıktı. Ana yapılarda hiçbir gömülme izi yok.”
“Ölülere nasıl muamele ettiklerine dair elimizde pek veri yok. Gömü işleminden kısa bir süre sonra mezarları tekrar açıp, ceset çok bozulmamışsa, özellikle kafatasının çıkarıldığını düşünüyoruz. Teşhir etmek ya da yeniden gömme merasimi için.”
“Bazı kafataslarının üzerinde derin yaraların açıldığını da bulduk. Kafatası çok önemli bu dönemde, muhtemelen oradan ip geçirip, asıp kafataslarını sergiliyorlardı. Avcı bir toplum olduklarını biliyoruz, evcilleştirilmiş hayvanları ve ehlileştirilmiş tohumları yoktu.”
“Boğa, ceylan, yabani keçi, domuz, tilki avlayıp, yabani buğday tüketiyorlardı. Taşların üzerindeki resimlerde, yılan, böcek, tilki, ördek ve kuşlar görüyorsunuz. Oldukça gelişmiş ve derinlik kazanmış bir inanç sistemine sahip olan avcı-toplayıcı gruplar açısından önemli bir merkezdir.”
“Dikili taşlardaki çizimlerde toplum olarak yasadıkları dönüşümü anlatmış olabilecekleri bir anlatım var. Nüfus artışı, toprağa sahip olma fikri ve yol açtığı çatışmalar, eşit olmayan mal ve mülk dengesi, toplumdaki hiyerarşik çatışmayı da meydana getirmiş olabilir.”
“Tüm bu nedenlerle Göbeklitepe bize insanoğlunun gecesini anlatma da çok büyük bir önem kazanıyor. Burası sadece ayinle ilgili merkezi değil, bu anıtlar aynı zamanda bir topluluk kimliğini ortaya koyuyor. Toplumda yaşanan tüm bu değişimler insanlar arası ilişkiyi daha da samimi hale getirmiş olabilir.”
“Erkek egemen bir bölgeden bahsediyoruz, hem erkek hem hayvan figürlerinin çoğu erkek, cinsel organları belirgin. İnsan figürleri biyolojik açıdan bugünkü insanlarla aynılar. Bir tane kadın figürü var bacakları açık bir figür, büyük ihtimalle doğum anını anlatıyor.”
“İngiltere’deki yapımı ve kullanılış amacıyla ilgili çeşitli tezlerin öne sürüldüğü, günümüz insanın şaşkınlıkla izlediği dev kaya parçalarının diziliminden oluşan Stonehenge’den ve Mısır’ın devasa piramitlerinden yaklaşık 800 yıl daha yaşlı Göbeklitepe kalıntıları bilinen dünyanın en eski dini ve sosyal merkezi.”