Sonunda Boğaziçi Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’ne girdim. Bir daha da Boğaziçi’nden hiç kopmadım. Şimdi okulun Mütevelli Heyeti Yönetim Kurulu’ndayım ve halen bahçesinden girdiğimde kendimi çok mutlu hissederim. Bütün ev ve ofis tercihlerimi okul civarında yaptım. Bu sohbeti yaptığımız yer okula 10 dakika uzaklıkta, üç gün önce taşındığım yeni evimden de Boğaziçi’ni karşıdan görüyorum!” Aydın’ın aktif sosyal hayatı üniversitede de devam etti. Anlatıyor: “Radyo Boğaziçi’nde haftada bir 2-3 saat program yapardım. O zamanlar özel radyo sayısı az olduğundan herkes bizi dinlerdi!. ‘Ulubilge’ adıyla, Kafkalı aforizmalardan Freud’a geyik muhabbeti yapar, Brit rock tarzı parçalar çalardım; Depeche Mode, Pulp... Bunun dışında en çok vakit geçirdiğim yer Boğaziçi Sualtı Sporları Kulübü’ydü. Dışarıda gece barlara gider, Film seyreder, müzik dinlerdik… Kemancı, Mojo, Leman Kültür vardı, haftasonu Roxy’e giderdik, Hayal Kahvesi’nde Bulutsuzluk Özlemi çıkardı…” Peki dersler nasıl gidiyordu? Aydın, “Çok da iyi bir öğrenci değildim. Zaten o sebeple okul altı senede bitti!” diye gülerek yanıtlıyor.