Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere hükümette yapılan toplantılarda, pandemide sonbahar-kış tablosu değerlendirildi. Eylülün ilk 10 gününde Ankara’da yaşanan büyük dalgalanma durağana geçti. Ekimin ilk haftalarında İstanbul için öngörülen artış ise gerçekleşme aşamasında. Geçen ay Ankara’daki artış İstanbul’un iki katıyken, son 10 gün içerisinde tam tersine döndü. İstanbul’daki vaka sayısı Ankara’nın iki katına çıktı. İstanbul’un Marmara bölgesindeki illeri tetikleme olasılığına karşı önlemlerin arttırılacağı belirtiliyor. İstanbul’da çalışıp çevre illerde yaşayan ya da tam tersi durumda olanlar nedeniyle geçirgenliğin yüksek olduğu, bu nedenle İstanbul’daki artışın, diğer illerde artışa neden olacağı kaydediliyor. İstanbul ve Marmara bölgesindeki pandemi yoğunluğunun aralık ayına kadar devam edeceği, bu nedenle de önlemlerde taviz verilmemesi gerektiği ifade ediliyor. Yapılan değerlendirmelerde, özellikle küçük yerleşim yerlerinde ilköğretimde eğitim konusunda sorun olmayacağı, dışardan giriş-çıkışlar olmadığı için köy, belde ve ilçelerdeki eğitimin pandeminin artışı sorunu yaratmayacağı belirtildi. Büyük yerleşim yerlerinde ise sınıf azaltılarak, kontroller arttırılarak eğitime devam edilebileceği hesabı yapılıyor. Bazı uzmanlar, aralık ayından sonra üniversitelerin ikinci yarı yıl eğitimine okullarda devam edebileceği görüşünü dile getiriyor. Yetkililer, bütün bunlar dikkate alındığında pandeminin yerinde kontrol edildiği döneme girildiği, büyük dalgalanmalar yaşanmadığı sürece bahar aylarına doğru, hem bağışıklıktaki artış hem de virüsün etkisinin azalmasıyla birlikte pandemide gerileme yaşanacağı görüşünde. Olağanüstü gelişme olmazsa, yaz aylarında pandeminin sona ereceğini savunanlar bulunuyor. Toplantılarda, İstanbul ve çevresi hariç tutulduğunda, Türkiye genelinde vaka sayısında düşüş ve durağanlık yaşandığı, ciddi bir hata yapılmaması durumunda kış aylarının bu düzeyde geçebileceği belirtildi. Diğer illerde geçirgenlik bittiği için, kendi pandemisini kolay yöneteceği hesabı yapılıyor. Özellikle geçtiğimiz mart-nisan aylarında getirilen kuralların, toplumun büyük bölümü tarafından kabul gördüğü, ihlal edenlerin ise denetimlerle kontrol altında tutulabileceği ifade ediliyor.