Edinilen bilgiye göre, devreye giren yeni yasaklar önce Bilim Kurulu, ardından Bakanlar Kurulu’nda yapılan toplantılarda alındı. Koronavirüs salgınında, kapalı mekanların kullanılmaya başlamasıyla birlikte yaşanan hızlı artışla ilgili aşamalı plan yapıldı. Bu önlemlerin etkisi 2 hafta boyunca takip edilecek. 10-15 gün sonra vaka yayılım hızında düşüş olmazsa, bir sonraki aşamaya geçilecek. Hafta sonu için kısmi sokağa çıkma yasağı, 14 saatlik bir kesme anlamına geliyor. Bu yasağın daha çok geç saatlere kadar kalabalık ortamlarda dışarıda kalan gruplara ve ev ziyaretlerine yönelik olduğu belirtiliyor. Toplantılarda, okulların bulaşma kaynağı olmadığı ancak, bunun yarattığı hareketlilik, servisler ve velilerin oluşturduğu kalabalıkların risk yarattığı değerlendirmesi de yapıldı. Okulların online eğitime geçmesi, 20 yaş altına getirilen yeni kurallar ve 65 yaş üstüne getirilen sınırlandırmalarla birlikte toplamda 35-40 milyon nüfusun hareketliliğinin azalacağı, bunun da salgının yavaşlamasını sağlayacağı düşünülüyor. Kademeli olarak kısıtlamalar arttırılarak devam edecek. Salgın hızı kesilmezse, hafta sonu tamamen yasak getirilmesi veya sokağa çıkma yasaklarının belli saatlerde hafta içine de kaydırılması planlanıyor. Uzmanlar, şehirlerarası seyahat yasağı beklemediklerini belirtiyor. 15 gün sonra yeniden yapılacak değerlendirmelerde, il pandemi kurulları ve hıfzıssıhha kurulları şehrin ihtiyaçlarına göre bu yasakları genişletebilecek. Genel yasakların yanı sıra illere göre farklı uygulamalara geçilebilecek. Bazı illerde, vaka bulunan binalara ‘uyarı tabelası’ asılma uygulamasının, diğer illerde de yapılabileceği belirtiliyor. Ev ziyaretlerinin yasaklanması da tartışılıyor. Türkiye’de şu anda aktif vaka sayısının 500 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Testlerin pozitif çıkma oranının geçtiğimiz nisanda yüzde 20 olduğu, şimdi de bu rakama ulaşıldığı belirtiliyor. Filyasyon çalışmalarında, bulaşma hızının çok yüksek olduğunun saptandığı, mutlaka ev içi bulaşmaların önüne geçilmesi gerektiği, komşu ve akraba ziyaretlerinin önlenmesi için kampanyalar yapılması gerektiği ifade ediliyor. Koronavirüs salgınında Türkiye sekizinci ayına yeni tedbir kararlarıyla girerken vaka ve ağır hasta sayıları hızla yükselmeye devam ediyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Gönen, hem Avrupa’daki büyük kentlerin hem de İstanbul’un büyük bir tsunami dalgasıyla karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Nisanda gördüğümüzden çok daha büyük sayıda bir bulaşma hızı ile karşı karşıyayız maalesef. Virüsün bulaşması arttı ama öldürücülüğü azalmadı. Biz salgının ilk aylarında testi pozitif olanların hepsini hastaneye yatırıyorduk ve çok sayıda hastayı aynı anda taburcu edebiliyorduk. Şu anda testi pozitif olan ama semptomu olmayanların tedavisi evlerinde sürüyor. Yatırdığımız hastalar ise ciddi sağlık sorunları, diyabeti, hipertansiyonu, böbrek hastalığı veya kronik başka bir hastalığı olan, risk grubundaki hastalar. Bunların da maalesef tedavileri daha uzun sürüyor. Yoğun bakım ünitelerimizde de bu tür hastalardan oldukça fazla. Bugün itibarıyla yoğun bakım ünitemizdeki doluluk oranı, nisan ayındaki doluluk oranını aşmış durumda. Servislerimiz de hızla doluyor.” (Özlem YURTÇU KARABULUT / DHA) Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bakanlığının 2021 yılı bütçesinin Plan Bütçe Komisyonu’ndaki sunumu sırasında gazetecilerin salgına ilişkin sorularını da yanıtladı. Vatandaşlardan önceki gün alınan tedbirlere hassasiyet göstermeleri çağrısında bulunan Bakan Koca, “Tedbirlere uymak şartıyla ben yeni tedbirlerin gelebileceğini düşünmüyorum. Ancak bu tedbirlere uyum gösterilmezse yeni tedbirler kaçınılmaz olur” dedi. Koca, komisyondaki sunumunda özetle şu bilgileri de verdi: “Kış aylarının gelmesiyle birlikte insanların kapalı ortamlarda birlikte bulunmasının da getirdiği riskle tüm dünyada adeta patlama şeklinde hızlı bir artış başladı. Virüs bulaştırıcılığından hiçbir şey kaybetmeden adeta kitlesel bulaşma dönemine geçti. Salgın döneminde yoğun bakım kapasitelerinin arttırılması, çağrı sistemiyle evlerin aranması, mobil doktor ekiplerin evlere giderek hasta takibi yapılması gibi ek tedbirleri devreye koyduk. Çin aşısında aralık ayında en az 10 milyon gibi bir aşıyı alabilir olacağız. Bizim aşımızın devreye girmesi en erken nisan olur. Aralık ayında aşı çıkar çıkmaz en güvenilir olanı önce kendimden başlamak üzere vatandaşımıza yapmak istiyorum. Aşıda Pfizer’le ilgili en erken 15 Aralık’tan sonra ruhsat alınabilir. Olursa bize, verebileceği rakam 1 milyon. Yıl içinde 25 milyona kadar olabilirliği görüşmelerimiz var. 1 milyon 100 bini aşan sağlık çalışanı ile 83 milyonu aşkın insanımıza hızlı ve kaliteli sağlık hizmeti sunmanın uğraşı içindeyiz. Tüm insan gücü planlamalarımıza rağmen hekim sayımızda OECD ülkelerine göre geride olduğumuzu biliyoruz. Açığımızın bir süre daha devam edeceği anlaşılıyor.