Son dakika haberler.. Uzmanlar yorumladı: Koronavirüs bulaş zinciri ancak böyle kırılabilir.. Kritik 21 gün!
Güncelleme Tarihi:
Son dakika haberi.. Koronavirüs salgınında vaka ve ölüm sayıları artarken tüm gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında yapılacak Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'ne çevrildi. CNN Türk canlı yayınına katılan ve koronavirüs salgınındaki son durumu değerlendiren Dr. Meltem Özen ve Prof. Dr. Seyhan Alkan, muhtemel kısıtlamaları yorumladı. Uzmanların 21 gün kapanma uyarıları dikkat çekti..
Dr. Meltem Özen, "Bütün dünya 21 gün tümden şalteri kapatırsak bu 14 günlük bulaşma dönemini ve aralardaki birbirine bulaşacak hastalıkları da engelleriz" dedi. Prof. Dr. Seyhan Alkan ise, "Artık bıçağın kemiğe dayandığı noktadayız. Bir insan kişisel olarak tedbir aldığı zaman bulaş riski yüzde 1'in altında ama bunu yapmıyoruz. Hastanelerimizin durumu iyi değil" değerlendirmesini yaptı.
CNN Türk canlı yayınında Dr. Meltem Özen şunları söyledi:
BAKMADAN GEÇME!
Tabii ki kapanma gerekiyor. Çünkü virüsün bulaş zincirini kırmamız gerekiyor. Bu İstanbul için 14 gün olabilir diğer iller için de illerin durumuna göre mutlaka ayarlanması gerekiyor. Benim bilim kurulundan karar olarak beklentim genel de daha yavaş adım adım gidiliyor. Muhtemelen daha yavaş hafta sonu kapanmaları şeklinde olacaktır.
Belki İstanbul için daha büyük bir kapanma olacaktır ama böyle 14 gün, 20 gün kapanma gibi bir karar hemen beklemiyorum. Daha önceki Mart ayındaki tedbirlere baktığımızda hep yavaş yavaş adım adım ilerlendiğini gördük.
BAKMADAN GEÇME!
"İSTANBUL İÇİN 14 GÜN OLMALI"
Benim düşüncem İstanbul için bir 14 gün olmalı ve o salgın zincirini kırmalı, diğer illerde de ya hafta sonu ya 5 gün, 7 gün şeklinde illerin durumuna göre ayarlanma yapılması gerekir diye düşünüyorum.
"İLÇE BAZINDA 10 GÜNE TAMAMLANMASI GEREKİR"
Ayarlama yapılacaksa semt bazında ilçe bazında yaygın olan ilçelerde yasakların bir hafta 10 güne tamamlanması gerekir diye düşünüyorum. Çünkü oraları kaynak. Siz kapanma yaptığınız zaman marketler açık kalacak kişiler yine marketlere aynı şekilde doluşursa bu yine sorun olacak.
BAKMADAN GEÇME!
Elimizde İtalya, İngiltere örnekleri var. Mesela markete giderken karakoldan izin alıyorlar ve karakol kimin hangi saatte gideceğine karar veriyor. Uzun kapanmalarda ancak bu şekilde önlemlerle yığılmaları engelleyebiliriz. Bilinçli ve hedefe yönelik kapanmalar yaparsak tabii ki başarılı oluruz. Başarılı olmamamız için bir sebep yok yeter ki önlemlere uyulsun.
Şu anda hastanelerin genel olarak doluluk oranları çok yüksek. Pandemi çok yoğunlaşır ise diğer hastalara bakmak da mümkün olamayacak artık hastaneler tümden pandemi hastanesi haline gelecek. Bu da çok sakıncalı. Acil ameliyat gerektirecek birçok durum var. Normal hastaları ayırabileceğimiz yoğun bakım ünitelerinin de olması gerekiyor.
BAKMADAN GEÇME!
"BÜTÜN DÜNYA 21 GÜN TÜMDEN ŞALTERİ KAPATIRSAK..."
Hastaneler çok yoğun kimsenin oturup dinlenecek bir vakti yok. O yüzden sağlık sisteminin üstünden yükü biraz almak gerekir. Elbette ki 14 gün önlemlerle biz bu salgını sonlandıramayız bütün dünya aynı anda yapsak bakın sonlandırabiliriz bütün dünya 21 gün tümden şalteri kapatırsak bu 14 günlük bulaşma dönemini ve aralardaki birbirine bulaşacak hastalıkları da engelleriz. 21 güne tamamlarsak. Şalteri kapatır gibi bütün dünyaya bir anda kapatırsak olur ama onun dışında bu salgını böyle sonlandıramayız. İşte sağlık sisteminin nefes almasını sağlarız. Hastanelerin elini rahatlatırız.
İşte Prof. Dr. Seyhan Alkan'ın açıklamaları:
BAKMADAN GEÇME!
Henüz biz tablonun ciddiyetinde ve tehlikesinde herhangi bir azalma görmüyoruz. Günlük ölüm sayıları 200'lere yaklaşmış, ağır hasta sayısı 5 binlere yaklaşmış, günlük vaka sayısı 30 binlere yaklaşmış, bir de tespit edilmeyen vakalar var. Dolayısıyla toplumda şu anda hasta olduğunu bilmeden dolaşan insanlar da var. Herkesin şapkasını önüne koyup, tehlikeyi görmesi lazım. Şu anda hastanedeki doluluk oranları çok tehlikeli boyutlara ulaşmış durumda. Sağlık sisteminde tedavi alınamaması gibi bir durum olduğunda toplumsal kaos daha da büyüyecek.
Sağlık çalışanları aylardır çok büyük bir zorluk içinde çalışmaktadır. Yasaklamalar, kısıtlamalar çok yaklaşmış durumdadır, belki de çok büyük kısıtlamalar gelecektir.Herkesin kendi kişisel sorumluluğunu hissetmesi ve buna göre davranması gerekir.
BAKMADAN GEÇME!
Açıkçası kısmi tedbirlerin çok ciddi bir katkısı olmadığı gibi bir veri var elimizde... Ben çok sert tedbirler bekliyorum, eğer bir kapanma olacaksa bunun minimum 2 hafta olması lazım. İnsanlar arasındaki bulaş zincirini kırabilmek için bunun çok uzun bir süreye yayılması lazım. Biz bu şekilde devam edersek, bu tedbirin çok kısa bir zamanda karşımıza çıkacağını düşünüyorum.
Kısıtlamalar hafta sonu ile başlayacaktır büyük ihtimalle, eğer insanımız bu konuda bir sorumluluk almazsa tam kapanma kaçınılmaz olacaktır. Bu hızla ve bu yoğunlukla devam edersek daha sert tedbirler gelecektir.
BAKMADAN GEÇME!
"BIÇAĞIN KEMİĞE DAYANDIĞI NOKTADAYIZ"
Artık bıçağın kemiğe dayandığı noktadayız. Bir insan kişisel olarak tedbir aldığı zaman bulaş riski yüzde 1'in altında ama bunu yapmıyoruz. Hastanelerimizin durumu iyi değil. Yeni yoğun bakımların yapıldığına dair sahadan bilgi alıyorum.
Bazı aşı çalışmalarında problemler görüldü ve bu çalışmalar durduruldu. Şu anda 10 aşı piyasaya sürülmeden önceki aşamada... İlk tespitlere göre bir yan etkisi görülmedi. Bilimsel veriler şu anda aşılarla ilgili ortaya olumsuzluk koymuş değil. Virüsten kurtulmak için aşı tek alternatif olarak gözükmekte.
BAKMADAN GEÇME!
Ankara Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı ve Bilim Kurulu üyesi Doç. Dr. Sema Turan, koronavirüsün akciğerde yarattığı tahribata dikkat çekerek, "Virüsün şiddeti devam ediyor. Yarattığı akciğer hasarı inanılmaz. Bir yoğun bakım hekimi olarak söyleyebilirim ki gördüğümüz akciğer filmleri ve tomografileri olayın şiddetinin oldukça fazla olduğunu ve bu hasta gruplarının da zannedildiği gibi çok ileri yaş olmadığını; yaşamı içerisinde aktif yaşamını devam ettiren bireylerin de çok ağır klinik tablolarla bize başvurduğunu söylemek zorundayım. Hastanın akciğer tomografileri ve filmlerini gördüğünüz zaman 'Bu hastalar acaba nasıl nefes alabiliyor?' diyebileceğiniz görüntüler. Bizim halkımızdan tek beklentimiz kurallara uysunlar ve yoğun bakıma ihtiyaç duyulmasın; yoğun bakım ortamı gerçekten zor bir ortam, hastalar için de çok sıkıntılı bir yer. Kendilerinin buna ihtiyaç duymamaları için kısıtlamalara uyulmasını tavsiye ediyorum" diye konuştu.
'YER PROBLEMİMİZ OLMADI'
Prof. Dr. Turan, Ankara Şehir Hastanesi olarak pandeminin başından beri yatak sayılarını artırarak dinamik bir süreç yaşadıklarını kaydederek, "Her gün değişen bir sürecimiz oldu. Ve bu süreç içerisinde de yeterince yoğun bakım yatağına ve servis yatağına sahibiz. Şansımız; büyük bir mekan ve büyük bir hastane olmamız. Ankara Şehir Hastanesi Avrupa'nın da en büyük hastanelerinden biri; o nedenle bizim yer problemimiz olmadı. Yoğun bakım yataklarımız hep doluya yakın ama 'turn-over' denilen devir işlemini sağladığımız için hastalarımıza yer bulabildik. Aslında tüm Ankara bölgesine hizmet ettik, hatta tüm Türkiye'den de hastalarımız gelebildi. Ankara Şehir Hastanesi olarak gerekli hizmeti sağladık ve sağlamaya da devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.
BAKMADAN GEÇME!
'BU DÖNEMİ BU ŞEKİLDE YAŞAMAK ZORUNDAYIZ'
Prof. Dr. Turan, tüm dünyanın pandemi ile mücadelesine dikkat çekerek, "Tüm dünya genelinde bu virüsün ortadan kalkması gerekiyor. Bunun için bir zaman öngörüsünde bulunmak çok kolay değil. 1918'de çıkan İspanyol gribinin ne kadar uzun sürdüğünü biliyoruz. Biz de aslında bir süre daha ne yazık ki bununla yaşamayı öğrenmek zorundayız. 100 yılda bir gelen salgın bizim dönemimize denk geldi. Biz de bu dönemi bu şekilde yaşamak zorundayız. Süresi hakkında bir öngörüde bulunmak çok zor" değerlendirmesinde bulundu.