Milli Eğitim Bakanı Selçuk: 81 ilde 1000 mesleki ve teknik Anadolu lisesini kapsayan projeyi başlatıyoruz
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, "Mesleki eğitimin kalitesini artırmak için 81 ilde 1000 mesleki ve teknik Anadolu lisesini kapsayan önemli bir projeyi başlatıyoruz." dedi.
Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) hayata geçirilen yeni proje ile 1000 mesleki ve teknik Anadolu lisesine, Türkçe, matematik ve fen bilimleri alanlarında temel becerilerden okulların bakım onarımına, kütüphane, atölye ve spora kadar çok sayıda alanda destek sağlanacak.
Bakanlık, mesleki eğitimde yaptığı projelere bir yenisini ekledi. Mesleki ve teknik Anadolu liselerinden belirli kriterlere göre seçilen 1000 okula kapsamlı destek paketi hazırlandı. 81 ilde belirlenen 1000 okulda 618 bin öğrenci eğitim alıyor.
Proje kapsamındaki okulların tamamına kütüphane kurulacak ve spor alanları oluşturulacak. Bu okullarda okuyan öğrencilere, Türkçe, matematik ve fen bilimleri alanlarında temel becerilerde destek eğitim hizmeti sunulacak. Bu kapsamda Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmet Genel Müdürlüğü bu okullara destek paketleri hazırlayacak.
Proje kapsamında tüm öğrencilere ilk yardım eğitimi verilecek ve isteyenlere yüzme öğretilecek.
Okulların tamamı Anadolu güzel sanatlar liseleri ve spor liseleri ile eşleştirilerek ortak kültür, sanat ve spor etkinlikleri yapılacak. Ayrıca proje kapsamında öğrenciler için müze ve ören yerleri ziyaretleri düzenlenecek. Bu okullarda düzenli olarak kariyer günleri etkinlikleriyle eğitim, sanayi ve endüstri, bilim, kültür ve sanat gibi alanlarda önde gelen başarılı insanlarla öğrencilerin buluşması sağlanacak.
Okullar arası başarı farkını azaltmak için atılan adımlardan birisini oluşturan projeyle ilgili ilk toplantı MEB Bakan Yardımcısı Mahmut Özer başkanlığında video konferans yöntemiyle gerçekleştirildi. Toplantıya Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Kemal Varım Numanoğlu, Strateji Dairesi Başkanı Mehmet Fatih Leblebici, Destek Hizmetleri Genel Müdürü İsmail Çolak, İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanı Umut Gür, Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Özgür Türk, Bakan Danışmanları Dr. Sevil Uygun İlikhan, Dr. Aylin Şengün Taşçı, Dr. Hayri Eren Suna ve 81 il milli eğitim müdürü katıldı.
"Çok geniş bir alanda destek sağlayacağız"
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ortaöğretimde okullar arası başarı farkından en olumsuz etkilenen okulların ağırlıklı olarak mesleki ve teknik eğitimde bulunduğuna işaret etti.
Bu farkı azaltmak ve mesleki eğitimin kalitesini artırmak için 81 ilde 1000 mesleki ve teknik Anadolu lisesini kapsayan önemli bir projeyi başlattıklarını belirten Selçuk, şunları kaydetti:
"Proje kapsamında bu okullara özellikle temel becerilerde özel eğitim destek programlarından bakım onarım, kütüphane, atölye ve spor alanları gibi çok sayıda altyapı desteğine kadar çok geniş bir alanda destek sağlayacağız. Proje kapsamında atılan adımları ve sağlanan gelişmeleri her ay düzenli olarak 81 il müdürümüzün katılımıyla değerlendireceğiz. Sağlanan iyileştirmeleri raporlar halinde paylaşacağız. Proje, bir yıl süreli olacak. Bu bir yıl içerisinde proje kapsamında hedeflenen tüm yatırımları yapmayı ve destekleri sağlamayı amaçlıyoruz. Projeye destek veren Bakan Yardımcımız Mahmut Özer'e, tüm çalışma arkadaşlarıma ve 81 il müdürümüze şükranlarımı sunuyorum."
Milli Eğitim Bakanı Selçuk "Yaşayan Okullar" Projesi tanıtım toplantısında konuştuBakan Selçuk, Sultanahmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde gerçekleştirilen projenin tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, bugün ayrı bir mutluluğu olduğunu çünkü çok eski yıllardan beri okul mimarisi konusunda özel olarak çalışıp, sonsuz hayaller kurduğunu dile getirdi.
Selçuk, bugün bu hayali gerçekleştirmek için tam da "keşke" dedikleri şekilde bir mimari atılımın içerisinde olduklarını belirterek, bu mimari atılımı böyle bir dünyada yapıyor olmanın ayrı bir sevinci olduğunu çünkü insan-mekan ilişkisinin kişilerin psikolojisini, antropolojisini, sosyolojisini ve mutluluğu çok etkilediğini, bu konuda da çocukların, öğretmenlerin mutluluğunu destekleyecek bir ortam oluşturmanın hayati bir önem taşıdığını ifade etti.
Yükseköğretim hariç 12-13 yılın bu mekanlarda geçtiğine işaret eden Selçuk, "Böyle bir mekanda çocukların her gün soluduğu havanın, gördüğü imajların, yaşadığı atmosferin onun hayatında nasıl iz bırakmasını istiyorsak öyle iz bırakması için de bir çaba gerekiyor. Bugün o çabanın içerisindeyiz. Işığın, sesin, görüntünün nasıl güzelleşeceği ve hayırseverlikte olduğu gibi estetik severlik ne demektir, kıymetini bilmek ne demektir noktasında da okullarımızı güzelleştirmenin peşindeyiz." dedi.
"23 proje geliştirildi"
Bakan Selçuk, okulun öğrencilerin mutluluğuna hizmet eden mekanlar olmasının öğrenmenin motivasyonunun temelini oluşturduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"15 mimarımızın gönüllü olarak verdiği bir destekten söz ediyoruz. Bu destek o kadar önemli ki, dünya çapında yarışmaya girsek nasıl okul mimarisi çalışması yaparız sualinin yanıtı olarak bir proje gerçekleşiyor burada. Her bir mimarımız kendi hayalini, sevincini çocukların gözündeki pırıltıyla ilişkilendirerek hayata getirme, vücut bulma konusunda bir gönüllü faaliyet yaptı ve 23 proje geliştirildi."Proje üzerinde yaklaşık 1 yıldır çalıştıklarını aktaran Selçuk, projenin bitmesinin kendisi için çok önemli olduğunu çünkü bu konuda çok fazla hayal kurduğunu, binaların yapılması konusunda da şu anda bu hayallerini hayata geçirme noktasında bir çabanın içerisinde olduklarını kaydetti. Selçuk, bu projeleri neden tip proje olarak tasarlamadıklarını ya da "Okul dört duvardır." diye düşünmediklerini ise şöyle anlattı:
"Çünkü ideal okul binası nasıl olmalı, zamanın ruhunun gerektirdiği atmosfer nasıl oluşturulmalı sorusunu en başta mimar arkadaşlarımızın zihninde, gönlünde cevaplandırmaya çalıştık. Yaşayan Okul Projesi ile çocuğun okulla birlikte sanki tabii ortamında yaşıyormuş gibi, zorlama bir mekandan ziyade onun günlük ihtiyaçlarını doğal olarak giderebileceği ve orada olmaktan dolayı mutluluk duyacağı bir ortamı oluşturmaya gayret ettik. Bunu var olan binaları yenileyerek yapmayı da düşündük, yıkıp yeniden yapmayı da düşündük, bir tarihi ortamda bir köyde var olan bir okulu dönüştürmek şeklinde de düşündük. Sıfırdan bunu yapmak şeklinde de düşündük. Çünkü hepsinin sıfırdan yapılması mümkün olmayabiliyor. Bazen mevcutların değiştirilmesine ihtiyaç oluyor."
Ziya Selçuk, mimarlar ile okullar hakkında konuşurken, hayallerini istişare ederken ayrı bir mutluluk yaşadıklarını çünkü hepsinin bir okul yapmak ve bu okulun içerisinde gezinen çocukların sevincini hissetmek gibi müthiş bir motivasyonu olduğunu dile getirdi.
"Okul kapalı ve yüksek duvarları olan bir mekan olmamalı"
Projedeki her okulun, o şehrin iklimsel, tabii ve kültürel şartları düşünülerek yapıldığına işaret eden Selçuk, dokuya hürmet etmenin, oranın şartlarına saygı göstermenin, ihtiyaçları dikkate almanın önemini vurguladı.
Ziya Selçuk, projenin bir diğer boyutunun ise okulların mahalleyle bütünleşmesi meselesi olduğuna dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Okul kapalı ve yüksek duvarları olan bir mekan olmamalı. Mahalleyle özdeşleşmiş, sosyal faaliyetlerin, bazı hizmetlerin yürütüldüğü, yaşayan bir ortama ve 7/24 çalışan bir ortama dönüşmesi ihtiyacı var okulların. İşte tam da bu nedenle okul aile iş birliği derken kağıt üzerinde kalmasın, okul çevre iş birliği derken askıda kalmasın diye bu okullar çevreyle bütünleşen, organik bir bağ oluşan mekanlara dönüştürüldü. Ya da sofra kültürümüzü okullara taşıdık. Yemekhanelerin de bakış açısını farklılaştırmaya gayret ettik.
Diğer taraftan, peki bu projeler meslek lisesinde nasıl olur, güzel sanatlar lisesinde nasıl olur, Anadolu lisesinde nasıl olur, anaokulunda nasıl olur, her bir okul tipimizde ve kadememizde de okulları çeşitlendirerek bunların her şekilde yapılabileceği ihtimalini de güçlendirmiş olduk. Böylece hepsini ayrı ayrı çalıştık. Okulun içindeki dolaşım haritalarını çalıştık ayrı ayrı.
Yani çocuğun sosyalleşmesi, çocukların iletişimi, yaş grupları arasındaki iletişimin düzenlenmesi, öğretmenlerin buluşacağı noktaların oluşması, öğretmen odalarının yeniden tasarlanması ve benzeri birçok hususiyeti burada dikkate aldık ki elbette teknolojinin getirdiği bazı yenilikleri de bazı ihtiyaçları da burada karşılamak için akıllı sistemler gündeme geldi ve onları hayata geçirdik."
"Mesele fikriyat geliştirme, estetik algı oluşturma, sanata saygı duyma meselesi"Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, çocukların iyi olma haliyle ilgilendiklerini ve onların mutluluklarına baktıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
"Çocuklar için nasıl bir okul olur ve bundan sonra da yapacağımız her bir okulun nasıl güzelleştirileceği konusunda farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. İstanbul'un en güzel binaları Osmanlı'nın en zor zamanlarında yaptığı binalar arasında yer alıyor. Cumhuriyetin en güzel binaları Cumhuriyetin en zor zamanlarında yapılan binalar. Dolayısıyla bu mesele bir zorluk ya da yokluk meselesi değildir, bu mesele bir fikriyat geliştirme, bir estetik algı oluşturma, sanata saygı duyma meselesidir. Eğer elimizdeki imkanları her ne kadarsa bir zarafet içerisinde harcama kabiliyetimiz varsa, biz bunu o şekilde yaparız.
Bundan sonra yapacağımız bu tür okullarda da bu hassasiyetin yükselmesi için elimizden ne gelirse yapacağız ve çocuklarımız için fırsat adaleti sağlayacağız. Bütün çocuklarımızın en güzel mekanlarda eğitim-öğretim görmesinin hakları olduğunu düşünüyoruz. 'İnsanın şahsiyetini zenginleştiren şahsiyetli binalar yapmak için buradayız.' şeklindeki düşüncemizi inşallah hayata geçireceğiz."
Çalışmanın hayata geçmesi için ilk nüvenin ortaya konulduğunu dile getiren Selçuk, bakanlıktaki ekibin gün gün çalıştığını, hayırseverlerle bağlantının sağlandığını, diğer yapılabilecekler konusunda gayret sarf edildiğini anlattı. Selçuk, "Biraz önce fısıltı şeklinde bir şey de geldi bana. Bilmiyorum siz duydunuz mu? 'Bu okullardan birini TMSF Başkanımız, TMSF adına da üstlenecekmiş' gibi bir fısıltı da duydum." dedi.Selçuk, konuşmasının sonunda çalışmada emeği geçenlere teşekkür etti.