İlk olarak 2019'un son günlerinde görülen ve hala gezegenimizin bir numaralı ortak gündeme olmaya devam eden koronavirüsü (Kovid-19) konuştuğumuz şu günlerde bilim dünyasından son derece ürkütücü bir açıklama geldi. ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), 'potansiyel tehlikeli' olarak nitelenen bir asteroidin Dünya'nın yakınından geçtiğini duyurdu. 2021 KT1 adı verilen asteroid 1 Haziran’da gezegenimizin yakınından geçerek uzay boşluğundaki yolculuğuna devem etti. 'Yakın' olarak bahsedilen mesafe 7 milyon 240 kilometre olarak açıklandı. Söz konusu asteroidin bir şehre isabet etmesi durumunda sonuçlarının felaket olabileceğinin altı çizildi. Mermiden 20 kat daha hızlı hareket eden asteroidin Fransa'nın başkenti Paris'in sembolü Eiffel Kulesi’nden büyük olabileceği belirtiliyor. ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) ile Avrupa Uzay Ajansı'nda (ESA) görev alan bilim insanları yaklaşmakta olan bir asteroit için simülasyon yapmıştı. Asteroidin Dünya’ya çarpması durumunda olası senaryoları ele alan bilim insanları olası acil durum planlarını masaya yatırdı ve bu cismin durdurulması için neler yapılabileceği üzerine planlar geliştirdi. Çalışmada görev alan ekip, varsayımsal asteroit etki senaryosuna '2021 PDC' adını verdi. Bu senaryoya göre, gezegenimize 56 milyon kilometre uzaklıkta bulunan asteroit, 6 ay içinde Dünya'ya çarpacak. Söz konusu senaryoda 19 Nisan'da keşfedilen asteroitin 20 Ekim'de gezegenimize çarpma ihtimali yüzde 5 olarak belirlendi. Hesaplamalar asteroitin vuracağı bölgenin doğu Avrupa veya kuzey Afrika olacağını gözler önüne serdi. Başka bir deyişle söz konusu simülasyondan çıkan sonuçta Türkiye riskli bölgenin içinde yer aldı. Bilim insanları böyle bir durumda asteroidin büyük bir nükleer patlama etkisi yaratacağını ve korkunç sonuçlara neden olacağı konusunda fikir birliği yaptı. Elimizdeki teknoloji ile böyle bir duruma karşı etkisiz kaldığımızın altını çizen ekip tek çözümün çarpışma bölgesinin erkenden tahliye edilmedi olduğunu bildirdi. Bu da on milyonlarca kişinin evlerini hatta ülkelerini terk etmeleri anlamına, başka bir deyişle gezegenimizin en büyük mülteci krizi anlamına geliyor. Gezegenimiz olası bir asteroit çarpmasına kadar ne kadar hazırlıklı? Hollywood filmlerinin en popüler konularından biri olan bu senaryo için Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) harekete geçmişti. NASA tam da bu konuda, göktaşı tehlikelerine nasıl karşı koyacağımızı açıklayan planlarını duyurdu. NASA'nın yeni yol haritası pek çok devlet kuruluşunun ortak çalışmasını ön görüyor. İlk alınacak önlem göktaşlarının takibe alınmasına yönelik teknolojilerin geliştirilmesi. 1990'lardan beri bu tip gök cisimlerini takip eden NASA, hem yeryüzünde, hem de yörüngede güçlü teleskopların kurulması öngörülüyor. İkinci adım çarpışmaların etkilerini tahmin edip modele dökecek programların geliştirilmesi olacak. Bu kapsamda tüm kurumlara veri gönderecek bu programlar, eş zamanlı bilgi akışı sağlayacak. Üçüncü adımda çarpışmanın yaşanmaması için göktaşlarını durdurmak olacak. Bu amaçla göktaşlarıyla çarpışıp yok edecek veya rotalarını değiştirecek. Dördüncü adım ulusların birbirleriyle etkileşim içerisine girmesini ve göktaşına karşı tüm gezegenin birlikte çalışması hedeflenecek. Beşinci ve son hedefte ise bu adımların hiçbiri başarılamazsa veya bu adımları uygulamaya zaman kalmamışsa insanların tahliye edilmesine veya korunmasına yönelik.