Dünya yaklaşık 2 yıldır koronavirüs ile yatıp koronavirüs ile kalkıyor... İlk olarak 2019'un son günlerinde Çin'in Wuhan kentinde görülen Kovid-19 gezegenimizin bir numaralı ortak gündemi olmaya devam ediyor. Çeyrek milyara yakın insana buluşan Kovid-19, 5 milyondan fazla cana mal oldu. Delta varyantı ile daha bulaşıcı hale gelen virüs dünyanın dört bir yanında can almaya devam ediyor. Pandemi ile birlikte bilim dünyası neredeyse tüm mesaisini virüsü yenmeye ayırdı. Bu kapsamda virüse karşı elimizdeki en güçlü silah olan pek çok aşı geliştirildi. Bu sayede milyonlarca hayat kurtarıldı. Dünya pandemiyi geride bırakıp endemik döneme geçmek için geri sayıma geçmişken Avrupa ve Asya'dan gelen haber ile sarsıldı. Ölüm oranı yüzde 50'nin üzerinde olan yani koronavirüsten 25 kat daha ölümcül olan hastalık bir kez daha gündemde. Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü'ne (OIE) Avrupa ve Asya'dan pek çok şiddetli kuş gribi salgını rapor edildi. Uzmanlara göre, bu virüsün yeniden hızla yayıldığının bir işareti olabilir. İngiltere, Fransa ve Hollanda'da da benzer vakalar görülürken Çin, halihazırda bildirilen 21 vaka insan bulaşı ile bu durumdan en çok etkilenen ülke konumunda. Güney Kore ve Japonya da vakaların görüldüğü ülkeler arasında. Kuş gribi vakalarının görüldüğü ülkelerde çiftlikler ve hayvan tesisleri için yeni önlemlerin alınması gündemde. Peki genellikle sonbahar ve kış aylarında kuşlar göç ettikçe yayılan virüsün insanlara bulaşması nasıl mümkün? ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri bir kişinin virüs taşıyan kuşa dokunarak virüsü kapabileceğini belirtiyor. Enfekte bir kuş, kanatlarını çırparken, kaşınırken veya kafalarını sallarken genellikle enfekte damlacıkları veya tozu havaya yayar. Virüs parçacıkları bir kişinin gözlerine, burnuna veya ağzına girerse enfekte olabilirler. Kuş gribi insanlarda son derece ölümcüldür ve ölüm oranı yüzde 50'nin üzerindedir. Virüsün insandan insana bulaşması mümkündür, ancak son derece nadirdir. Dünyada bilinen ilk kuş gribi vakası 1878 yılında İtalya’da görüldü. Kümes hayvanı salgını olarak adlandırılan kuş gribine, 1924-1925 yıllarında da Amerika Birleşik Devletleri’nde rastlandı. 1930’lardan 2000’li yıllara kadar 1991 yılında İngiltere’deki salgın dışında genelde sakin bir süreç izleyen hastalık, 2000’li yıllarda ise adını salgınlarla fazlasıyla duyurmaya başladı. 2003 yılında Belçika, Hollanda ve Almanya’da 28 milyon kanatlı hayvan kuş gribi korkusuyla itlaf edildi. 2004 yılının başlarında Güneydoğu Asya’yı etkisi altına alan kuş gribi, Japonya ve Güney Kore’yi de etkiledi. Bu salgının halen Çin ve Güneydoğu Asya’nın bazı bölgelerinde etkisini sürdürdüğü tahmin ediliyor. Amerika ve Kanada’da da 2004 yılında kuş gribine rastlandığı ancak Teksas’ta görülen virüsün H5N2 olduğu ve Güneydoğu Asya’daki virüsten farklı olduğu kaydedildi. 2005 yılı sonlarında da kuş gribi Avrupa’da görülmeye başlandı. Türkiye’nin yanı sıra Romanya, Rusya ve Hırvatistan’da da hastalıklı kuşlar tespit edildi. Dünyada 2003 yılından bu yana kuş gribi nedeniyle yaklaşık 70 insan öldü ancak Türkiye’de 2 kişinin hayatını kaybetmesine kadar Güneydoğu Avrupa dışında hiçbir kayıp verilmemişti. Kuş gribi sadece hastalıkla hayvanlardan diğer hayvanlara ya da onlarla temas eden insanlara bulaşıyor ancak bilimadamları, hastalığın evrim geçirerek insandan insana bulaşabilecek bir hale dönüşmesinden korkuyor. Bu durumda dünya genelinde milyonlarca insanın hayatını kaybedebileceği belirtiliyor.