Solingen katliamının 28. yılında kurbanlar anıldı
Güncelleme Tarihi:
Almanya’nın Solingen kentinde 29 Mayıs 1993’te ırkçılar tarafından kundaklanan evde hayatını kaybeden 5 Türk için anma töreni yapıldı.
‘SOLİNGEN MAALESEF İLK DEĞİLDİ’
Untere Werner Caddesi üzerindeki evlerinde 28 yıl önce yaşanan faciada 5 aile ferdini yitiren anne Mevlüde Genç ile baba Durmuş Genç’in Türkiye’de olması nedeniyle katılmadığı törene, katliamda yaşamını yitirenlerin yakınları ile yetkililer katıldı. Solingen Belediyesi’nin organize ettiği ve Kovid-19 tedbirleri kapsamında sosyal mesafe kuralının uygulandığı anma töreninde, kundaklanan evin bulunduğu yerdeki anıtın önünde Kur’an-ı Kerim okundu. TBMM Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Alt Komisyon Başkanı AK Parti İstanbul milletvekili Zafer Sıraya, törende yaptığı konuşmada, ırkçı saldırıda yaşamını yitiren Genç ailesi fertlerini saygı ve rahmetle andı. Solingen saldırısının ilk olmadığını belirten Sırakaya, şunları söyledi:
‘TEK SESLİ OLMALIYIZ’
“1984 yılından 2020 yılına kadar geçen 36 yıllık süreç içerisinde 19 vatandaşımız kundaklama, 12 vatandaşımız ise vurularak hayatını kaybetti. 2000-2007 yılları arasında NSU cinayetlerinde 8’i Türk olmak üzere 10 göçmen kökenli insan defnedildi. Hanau’da Şubat 2020’de ise 4’ü Türkiye kökenli olmak üzere 9 insan katledildi. Süreç içerisinde bakıldığı zaman ırkçılığın çirkin yüzünü hiçbir zaman kaybetmediğini ve hep insan hayatına kastettiğini gördük. Bütün bu süreçler en başta demokrasiyi, birlikte yaşamı, beraberliği hedef alıyor, barışı ve insanlığı hedef alıyor. Çok daha gür bir sesle her türlü nefret suçuna, her türlü ayrımcılığa, her türlü dışlamaya, her türlü antisemitizme, her türlü İslam düşmanlığına karşı tek sesli olmamızın bir kez daha ne kadar önemli olduğunu ifade etmek istiyorum.”
BAKMADAN GEÇME!
‘SIFIR TOLERANS POLİTİKASI BENİMSENMELİ’
Düsseldorf Başkonsolosu Ayşegül Gökçen Karaarslan, “İnsanlarımıza, camilerimize, derneklerimize yönelik saldırıların giderek arttığını büyük bir kaygı ve endişeyle izliyoruz. Camilerimize yönelik çok sayıda tehdit mesajı alıyoruz. İnsanlarımız tedirgin. Bunun artık son bulmasını istiyoruz” dedi. Yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslam karşıtlığını sadece bir güvenlik meselesine indirgemenin eksik bir yaklaşım olduğunu belirten Karaaslan, kurumsal ırkçılığın üzerine gidilmesi, ırkçı ve yabancı düşmanlarına karşı sıfır tolerans politikasının benimsenmesi gerektiğinin altını çizdi.
BİRLİK VE BERABERLİK MESAJI
Solingen Belediye Başkanı Tim Kurzbach da Solingen’de 5 kişinin katledilerek büyük bir suç işlendiğini belirterek birlik ve beraberlik mesajı verdi. Türkiye’nin Köln Başkonsolosu Turhan Kaya, Essen Başkonsolosu Şener Cebeci, Münster Başkonsolosu Ahmet Davaz’ın yanı sıra çeşitli dernek temsilcilerinin katıldığı törende, Solingen katliamında hayatını kaybedenler için ırkçılık karşıtı anıtın önüne çiçekler konarak saygı duruşunda bulunuldu, hep birlikte dualar edildi.
BAKMADAN GEÇME!
‘BU ÜLKE, BİZİM DE ÜLKEMİZ’
Solingen kurbanları Frankfurt’ta da ‘Hülya Günü’ etkinliğiyle anıldı. “Solingen, Hanau’dan Minneapolis’e Irkçı Şiddete Karşı Koy’ adıyla düzenlenen anma töreni Frankfurt Üniversitesi Bockenheim kampüsünde başladı. Törene Frankfurt Eğitim ve Uyum Encümeni Sylvia Weber ile Hanau’da ırkçıların katlettiği Ferhat Unvar’ın annesi Serpil Unvar da katıldı. Tören, konuşmaların ardından Hülya Meydanı’na yapılan yürüyüşle devam etti.
'BİZİM DEĞİŞİME İHTİYACIMIZ VAR'
Dokuz yaşındaki Hülya Genç’in ırkçı terörle katledilen yüzlerce insandan biri olduğunu belirten Serpil Unvar, şunları söyledi: “Tıpkı benim oğlum Ferhat gibi. Irkçı cinayetleri unutmak demek, bizim değişim istemediğimiz anlamına gelir. Hanau, Kassel, Münih, Köln, Solingen’de olanların tekrarlanmaması için bizim değişime ihtiyacımız var. Başka annelerin de çocuklarını kaybedeceği korkusunu yaşamak istemiyorum. Çocuklarımız hep sussun istemiyorum. Biz, çocuklarımız yabancı değiliz. Hiç kimsenin bize şiddet uygulama hakkı yok. Bu ülke, bizim de ülkemiz. Biz, birlikte çalışmak, yaşamak zorundayız.”
BAKMADAN GEÇME!
‘IRKÇILIK NORMAL BİR DURUM HALİNE GELDİ’
Dayanışmanın toplumu bir arada tuttuğunu kaydeden Frankfurt Eğitim ve Uyum Encümeni Sylvia Weber ise şöyle dedi: “Ancak ırkçı şiddetin tek tek bireylerin işi olmadığı da bir gerçek. Siyahlar, Romanlar ile Müslüman ve Musevi vatandaşlara saldırılar da bunu gösteriyor. Gazeteler, polis şiddeti haberleriyle dolu. Bu nedenle her aşırı sağ şiddetin bireylerin yaptığı iş olduğunu söylendiğinde sinirleniyorum. Irkçılık, toplumumuzun normal bir durumu haline geldi. Kurumsallaşıp toplumda kökleşti. Kurumsallaşması ciddiye alınıp mücadele edilmeli. Irkçı saldırıların bir ortak özelliği de aydınlatılmaması, aydınlatılması aktif şekilde engellenmesi. Yedi yıl önce hazırlanan NSU dosyaları 30 yıl daha saklı kalacak. Bu kurumsal ırkçılığa bir örnektir.”
‘BUNLAR HEP TEK KİŞİNİN İŞİ Mİ’
Irkçılığın artık spor kulüplerinden itfaiyeye, polisten bürokrasiye her yerde olduğunu belirten Frankfurt Türk Halkevi temsilcisi Mustafa Korkmaz da şunları söyledi: “En korkutucu olanı da ırkıçılığın polis ve devletin çeşitli kurumlarında yer almasıdır. Hessen’de CDU ve Yeşiller’in oylarıyla NSU dosyalarının açılması talebi reddedildi. Peki, her ırkçı saldırıdan sonra yapanların tek kişi olduklarını, bağlarının, desteklerinin olmadığını duyarak mı aydınlanacağız? Halle’de sinagoga saldırıyı yapan tek kişi idi, Kassel Valisi’ni öldüren tek kişi, Hanau’da 9 göçmenin katili tek kişi idi, tehdit mektupları tek kişinin marifeti. Karakolda, poliste destekçileri yoktu. Öyle mi gerçekten?”
BAKMADAN GEÇME!
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Abdullah Eren, Solingen faciasının yıl dönümünde ırkçı saldırıda yaşamlarını yitiren Genç ailesi üyelerinin Amasya’nın Taşova ilçesinde bulunan kabirlerini ziyaret etti.
Yaşanan faciada 2 kızını, 2 torununu ve bir yeğenini kaybeden Mevlüde Genç’le de sohbet eden Eren, saldırıda hayatını kaybedenleri rahmetle andı. Eren, Mevlüde Genç’e, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un selamlarını getirdiğini ifade etti. Avrupa’da ırkçılığın ve İslam düşmanlığının giderek arttığına da dikkati çeken Eren, şunları kaydetti:
BAKMADAN GEÇME!
‘DERS ÇIKARMAMIZ GEREKİYOR’
“29 Mayıs 1993’teki olayın 28. yıl dönümü olması hasebiyle köydeki mezarlıkta bir anma programı yapmak istedik ve onları ziyaret etmek istedik. Irkçı kundaklama neticesinde hayatını kaybeden insanların hatırası yaşatılmaya çalışılıyor. Solingen’de de anmalar yapılıyor. Dolayısıyla üzerinden 28 yıl geçmesine rağmen hâlâ sıcaklığını koruyan olaydan ve Mevlüde teyzemizin, Durmuş amcamızın Avrupa’ya, Almanya’ya, Türkiye’ye örnek olan tavırlarından bizim ders çıkarmamız gerekiyor.”
‘28 YILDAN BU YANA DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK’
Solingen faciasının Doğu-Batı Almanya’nın birleşmesinden sonra yaşanan en büyük toplumsal olay olduğunun altını çizen Eren, “Aslında 28 yıldan bu yana değişen bir şey yok. Maalesef Avrupa’da, yıldan yıla saldırıların arttığını görüyoruz. Bu artış bizi hem ürkütüyor hem de daha çok tedbir almamamız konusunda bizleri uyarıyor. Bu konuda YTB olarak bizler de vatandaşlarımızın yanında oluyor, çalışmalarımızı devam ettiriyoruz” dedi. Mevlüde Genç de, “Allah’ım böyle olayları kimselere göstermesin. Acı çekmesi zor. Kendimizi, insanlığımızı, sevgiyi bilelim, hoşgörülü olalım.” diye konuştu.
BAKMADAN GEÇME!
‘TEDBİRLERİ ALMAK DAHA ÖNEMLİ’
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran da TRT Deutsch’ta Solingen faciasının 28’inci yıl dönümüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. O kara günün hâlâ hafızalarda olduğunu belirten Kıran, “Yüreğimiz acıyor, yüreğimiz parçalanıyor. Bugün, bu faciada hayatını kaybeden vatandaşlarımızı bir kez daha rahmetle ve hasretle yad ediyoruz” diye konuştu. Türk milletvekili, başkonsolos ve yetkililerin Almanya’da düzenlenen anma törenine katılarak aile ile olan dayanışmayı bir kez daha gösterdiğini ifade eden Kıran, “Bu faciaları anmak tabii ki acıları paylaşmak adına önemli. Ama anmakla birlikte anlamak ve gerekli tedbirleri almak çok daha önemli” dedi.
‘GEREKLİ ADIMLAR ATILMALI’
Irkçı saldırının yaşandığı o kara günün ne kadar büyük acılara neden olduğunun ve facianın hesabının sorulmaması sebebiyle Avrupa’da İslam karşıtlığının ne kadar vahim boyutlara ulaştığının hep birlikte görüldüğünün altını çizen Kıran, şunları söyledi: “Solingen faciası neydi, o kara gün neden cereyan etti bunun sebeplerini her şeyden önce Alman makamları iyi analiz etmeli ve bu konuda vicdanları rahatlatacak kararları, adımları kararları alarak gerekli adımları atmalı. Solingen’de gerekli tedbirler alınsaydı, faciasının sebepleri iyi araştırılıp gerekli adımlar atılsaydı, arkasından gelen pek çok facia da gelmezdi. Facialar önlenmiş olurdu. Geçen yıl Hanau’da bunun son örneğini yaşadık ve o saldırıda 4’ü Türkiye kökenli 10 kişi hayatını kaybetti.”
BAKMADAN GEÇME!
‘GÖRMEDİK, GÖREMEDİK, GÖREMİYORUZ’
“Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier’in, Alman yetkililerinin bu acıyı paylaşması çok önemliydi. Ama maalesef söz konusu saldırılara karşı biz gerekli adımları atıldığını hiçbir zaman görmedik, göremedik, hâlâ daha göremiyoruz. Bu vesileyle bir kez daha Solingen faciasında hayatını kaybeden, Hanau’da hayatını kaybeden, Avrupa’da İslam karşıtı saldırılara kurban verdiğimiz bütün vatandaşlarımızı saygıyla rahmetle anıyoruz, ruhları şad olsun.”