Biz bunlara sitokin adını veriyoruz. Sitokinler salındıkları hücreden çevresindeki hücrelere birtakım sinyaller iletirler. İşte bu sitokinler kontrol edilmek zorunda. Bunlar eğer kontrolsüz salgılanırsa bu sefer aşırı reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Bunlar aşırı ve kontrolsüz şekilde salındığında etrafında ne varsa yıkıp çevredeki sağlam dokuları da öldürür. Bağışıklık sisteminiz tamamen kendi dokularınızı yok etmeye başlıyor. Bu durdurulamaz şelale halinde kendini kötü bir noktaya götürüyor. Bunu durdurmazsanız hastayı kaybedebiliyorsunuz. En son 'sitokin fırtınası' adı verilen olayı ben de yaşadım. Koronavirüse yakalandım, kullandığım ilaçlara rağmen uzunca bir süre ateşim düşmedi. Durdurulamayan bir ateş, giderek artan bir nefes darlığı, nefes yetmezliği, bunun sonunda da her geçen saatinizin daha kötüye gittiğini hissediyorsunuz. İşte o zaman bu sitokinlerin reseptörlerini bloke eden bir ilaç kullandık. Mucizevi bir şekilde birkaç saat içinde kendimi iyi hissettim. O reaksiyonu durdurduğunuz zaman vücut kendini çok çabuk toparlayıp bu defa tamir edebiliyor. Bu ilaç bağışıklık sisteminin sitokin fırtınası dediğimiz olayı yarattığı zaman kullanılıyor."