TANSEL ÖNGEL (KAAN)
Tecrübeden ders çıkarmayan, sadece yorulur, yıkılmaya mahkumdur Kaan, kardeşi Hakan’ın aksine, zor günlerin direnen değil, dövünen kişisidir. Romantiktir, kırılgandır. Kolay kanar, kolay kandırılır ve yazık ki kolay kolay da iyileşmez. Melankoliktir biraz, takıntılıdır Kaan. Cevaplara kolay ulaşamaz, sorgulamaz çünkü, dosdoğru güvenmeyi tercih eder. İyi biridir ve bu yüzden hiçbir zaman büsbütün iyi hissedememiştir kendini, doya doya iyiyim diyememiştir.
UĞUR UZUNEL (ÖMER)
Aşk diye bildiği şeyin ağır bir obsesyon olduğunun farkında değil Ömer. Olsa dahi dönmez yolundan, vazgeçmez. Aşk sandığın kadar değil, yandığın kadar demiş ya hani Mevlana; Ömer’i ikisi de paklamaz artık. Yanmanın değil, yakıp yıkmanın derdinde artık o. Ve elbette aşk, yandığın yerde başlayıp yaktığın yerde biten şeydir. Sonunu bile bile yakar kendini Ömer, ateşe yürür en başından beri.
IŞIL DAYOĞLU (ADALET)
Adıyla müsemma Adalet. Eski yetimhane müdürü. Vicdan terazisi herkesi doğru tartmış bugüne kadar, herkese hakkını vermiş, kimselerden bir şeycik istememiş, kimseye müdana etmemiş, çok sevmiş ama hiç evlenmemiş. Yeğeni Emir’le bir başına yaşıyor mahallede ama herkeslere yetiyor, herkesin derdine koşuyor. Kin tutmuyor, nefret etmiyor kolay kolay. Bu hayatta ihmal ettiği tek bir kalp var o da kendi kalbi. Peşinden gidemiyor bir türlü kalbinin; dostu sevmek bir yere kadar, biraz da aşk olsun diyemiyor. Utanıyor mu, belki biraz. Bencilce mi geliyor, belki biraz. Ama en çok, Emir yalnız kalır diye korkuyor.
NALAN KURUÇİM (SEMİHA)
Para, pranga olsa, bileğine takıp anahtarı denize atar Semiha. Öylesi meftundur paraya. Bir kıssa vardır, arkadaşlığı tarifler hani; kimi dost vardır ekmek gibidir her gün ararsın, kimisi ilaçtır ihtiyacın olunca ararsın, kimisi de hastalıktır, o gelir seni bulur. İşte bu son örnektir Semiha. Gelip bulan, hasta eden cinstendir. Bu yüzden hemen her an hastadır, bulaşıcıdır. Kendinden başkasını sevebilmiş midir bu hayatta, meçhul! Mahallenin meşhur kalpsizidir Semiha. Kızı Seda’yla, manav çırağı Emir’in aşkının katilidir.
TAHA ÜNAL (EMİR)
Adalet’in kurtlar sofrasındaki kuzusu, biricik yeğeni. Çocuk yaşta, emekli olan teyzesine yük olmamak adına okulu bırakıp çalışmaya başlamış koca yürekli küçük çocuk. Derman’ın çıraklığında sadece manavlığı değil, romantizmi de etüt etmiş. Temiz kalbin, duru aşkın yaşayan mümessili.
UĞUR BİÇER (SERDAR)
Abidin Dino, çaresizliği çizseydi eğer, Serdar’ı resmederdi. Diplomalı işsiz Serdar. Koah hastası babasıyla, merdiven altı dairelerinde, küf içinde yaşıyor. Çalışkan ve dürüst bir adam oysaki ama bir türlü iş bulamıyor, bulsa dahi babasını bırakıp çalışamıyor. Bu onulmaz paradoksun içinde keskin bir hayat mücadelesi veriyor Serdar. Yaşamıyor, hayatta kalmaya çalışıyor.