Salgına rağmen ‘Türk Pazarı’nda yüzler hep gülüyor
Güncelleme Tarihi:
Berlin’de turistik gezilerin rotası içinde yer alan, Başbakan Angela Merkel’in yanı sıra pek çok siyasi liderin geçmiş dönemlerde uğrayıp, vatandaşlarla sohbet ettiği Kreuzberg-Maybachufer’daki ‘Türk Pazarı’, samimi ve güler yüzlü hizmet anlayışıyla çalışmaya devam ediyor. Berlin Eyalet Senatosu’nun karantina uygulamaları kapsamında, Türk Pazarı’nda gıda ve hijyen ürünlerinin satışına izin çıkarken, yaklaşık 300 olan tezgâh kapasitesi ise 30’a düşürüldü. Pazarda maskesiz çalışanlara 2 hafta çalışma yasağı getirilirken, tezgâhlar arasındaki mesafe ise zabıtalar tarafından dikkatle takip ediliyor.
KORONAVİRÜS öncesinde Berlinlilerin salı ve cuma günleri akın ettikleri ‘Türkenmarkt’da bugün alışveriş trafiği azalsa da tezgâhlar yine eskisi gibi dolu. Müşterilerin taze meyve ve sebzeye daha çok ağırlık verdiğini belirten Türk esnafı, “Berlin bizim evimiz, yıllardır tanıdığımız müşterilerimizle adeta akraba gibiyiz. Soğuk hava ve salgına rağmen işimizin başındayız ve severek çalışıyoruz” diyor.
AŞILAMA İŞLEMİ BİRAZ RAHATLATTI
MUHİTTİN ÇELİKKAYA (42):Aslen Adanalıyım, 2000 senesinde geldim Almanya’ya ve 20 yıldır bu pazarda çalışıyorum. Korona sürecini özellikle bizler bu pazarda daha yoğun hissettik. Normalde 300’e yakın tezgâh kurardık, şimdi sadece 30 tezgâh ile hafta da 2 gün çalışıyoruz. O nedenle diğer arkadaşlarımız bu dönemi ekonomik açıdan zor geçiriyorlar bize göre. Turistlerin gelişinde yaşanan ciddi düşüşler haliyle bizlere de yansıdı, çünkü pazarımız turist ağırlıklıydı aynı zamanda. Sosyal mesafe ve insanların hastalıktan dolayı sokağa bile çıkmaya korkar hale gelmesi, tüm dünyada olduğu gibi burada da ciddi ekonomik sıkıntılara neden oldu. Yeni yeni bir canlanma başladı, sanırım herkes duruma alıştı, aşılama işlemi de biraz ortalığı rahatlattı. Ülkemizi çok özledik, kapıların kapanması hasretleri daha da büyüttü. İnanın ilk fırsatta memleketime gitmeyi çok istiyorum.
BAKMADAN GEÇME!
BİZ KÖTÜNÜN İYİSİYİZ, HÂLÂ ÇALIŞIYORUZ
MEHMET TANIŞ (37): Pazarcılık bizde baba mesleği, çekirdekten yetiştik. Kendimi bildim bileli burada çalışıyorum. Sanırım Almanya’nın en meşhur pazar yeri burasıdır. Bakanlar, milletvekilleri, Berlin’in her semtinden vatandaşlar, kimi dolaşıp sohbet etmeye, kimi alışverişe hep bize gelir. O nedenle biz de yıllardır burada hep çok yoğun çalıştık. Ama bu salgınla birlikte çok şey değişti. Kâr oranımızda yüzde 50’ye yakın düşüş yaşadık. Ayrıca Türkiye ya da diğer Avrupa şehirlerinden gelen ürünlerdeki fiyat artışı da etkiledi. Devletten bir kereye mahsus 14 bin euro destek aldık. Salgının başladığı ilk dönemde bir cuma günü saat 13.00 sıralarında polis geldi, pazarı kapattı. Zaten bizim o günkü zararımız en az 5 bin euroydu. Yine de biz kötünün iyisiyiz, bu noktada hâlâ aktif çalışıyoruz, evimize ekmek götürüyoruz.
AKRABA, EŞ, DOST ZİYARETLERİNİ UNUTTUK
NEVZAT ÜÇÜNCÜ (57): Korona salgını pek çok sektörde zor geçiyor, her hafta tezgâhlarımızı açarak pazara çıktığımız için çok fazla olumsuz yönde etkilendiğimizi söyleyemem. Ancak eski yıllardaki gibi bir kasa yapamadık. Müşteri açısından da ciddi kayba uğradık, bu da zarar olarak yansıdı. Aynı zamanda hem bizi hem müşterileri sosyal mesafe ve maske takma zorunluluğu çok yordu. Almanya tedbir kararlarını çok doğru ve yerinde uyguladı. Merkel hükümeti, bu salgın dönemini başarıyla yönetti bana göre. Özel sektörden devlet okullarına kadar her yeri aynı anda açmadı, kademeli geçişlerle önceliğin halk sağlığı olduğuna hep vurgu yapıldı. Bu ülkede yaşayan hepimize, “Biz devlet olarak arkanızdayız” mesajı vererek güvende olduğumuzu hissettirdi. Bence bu süreçte Merkel gibi bir kadın başbakanımız olduğu için hepimiz çok şanslıydık. Temennimiz, bu salgının bir an önce bitmesi. Akraba, eş, dost ziyaretlerini unuttuk, en büyük hasretimiz vatanımız.
BAKMADAN GEÇME!
HAYATIMIN ÇOĞUNU PAZARDA GEÇİRDİM
MUSTAFA KAYA (20): Aile mesleğimiz pazarcılık, hayatımın çoğunu burada geçirdim diyebilirim. Korona salgınından önce ev eşyaları, bisiklet malzemesi, bavul gibi ürünler satıyorduk. Sonrasında pazar tezgâhlarına sadece gıda ve hijyen satışına izin çıkınca, biz de halk sağlığını gözeterek maske, kolonya, temizlik malzemelerine yöneldik. Çin’den gelen ve Almanya’da satışı onaylanmış sertifikalıdır tüm ürünlerimiz. Koronadan dolayı piyasada hâlâ devam eden belirsizlik var. Hastalık bitince eski sisteme dönmeyi planlıyoruz.
HASTALIK HEPİMİZİ ÇOK KORKUTTU
HALİL TOP (56): Geçmişte kar-kış demeden pazara çıkardık, şimdi korona var herkes evinde ama biz yine çalışmaya devam ediyoruz. Berlin bizim evimiz, yıllardır tanıdığımız müşterilerimizle adeta akraba gibiyiz. O yüzden işimizi severek yapıyoruz. Hastalık hepimizi çok korkuttu ama buna da şükür diyorum. Çevremizde işsiz kalan insanları görünce. Sağlıklı kalabilmek ve hizmet verebilmek adına tüm kurallara uyum sağladık. Müşterilerimiz de anlayışlı, hepimiz sosyal mesafeye dikkat ediyoruz. Yine de “Hastalığa karşı bol su için” diyorlar, ben de öyle yapıyorum, temizliğe de dikkat ediyorum.
BAKMADAN GEÇME!
HEPİMİZİN HAYATINI ALT ÜST ETTİ
ENGİN ÇAMAŞLIOĞLU (57): Pandemi hepimizin hayatlarını alt üst etti, bizler de çok zorlandık çalışırken. İster istemez insan korkuyor. Maskelerin altında doğru dürüst nefes bile alamadan çalışıyoruz. Ama sağlıklı olduğumuz ve tezgâhımızı açıp eve ekmek parası götürebildiğimiz için de şükrediyoruz. Hastalık herkeste farklı etkilerle ortaya çıktı. Ağabeyim başka bir hastalıktan dolayı rahatsızlandı ve burada hastaneye yatırdık. Tedavisi devam ederken hastanede korona ya yakalandı ve yaklaşık 2.5 ay önce kendisini kaybettik. Bizim için çok acı ve büyük bir kayıp oldu. Herkesin kendisine çok dikkat etmesini, sağlıkla kalmalarını diliyorum.