Güncelleme Tarihi:
Oyuncu Hazar Motan yaptığı paylaşımları hayranları için yaptığını söylerken, gizemli olmak gibi bir durumunun olmadığını belirtti. Kırgın Çiçekler dizisi hikayesi içinde itiraflarda bulunan Motan, “Beni sokakta gören hala kendi ismimle değil karakter ismimle Cemre diye bana sesleniyor” dedi. İşte programdan geriye kalanlar…
* Nasılsın, neler yapıyorsun?
İyiyim, çok teşekkür ederim. Karantina sürecinde Ankara’ya geldim ailem burada benim, neredeyse iki buçuk üç aydır buradayım. Kitap okuyorum, çizim yapıyorum, çok fazla dizi film izleyemiyorum açıkçası çok konsantrasyon problemim oldu bu süreçte. Ama yeni yeni başladım şu sırada bir şeyler izlemeye. Onun dışında iyi geçiyor, Ankara’yı çok seviyorum, huzur veriyor. Bana bu süreçte iyi geldi.
* Sosyal medyada bir kitlen var fakat kemikleşmiş ya da gerçekten kitle denebilecek takipçilerin var. Bu süreç seni yıpratıyor mu? Bir sorumluluk hissettiriyor mu yoksa gayet bu durumdan memnun musun?
Şükrediyorum aslında böyle bir kitlemin hala devam ediyor olmasına. Kırgın Çiçekler biteli neredeyse iki yıl olacak ama fan kitlem hala duruyor. Bana dedin ya hani gizemlisin diye, aslında benim gizemli olma gibi bir amacım yok. Sadece çok fazla etkileşim yapan bir insan değilim ben. Arkadaşlarım bana biraz daha aktif ol diyor ama ben bu paylaştıklarımı da hayranlarım için paylaşıyorum. Biraz uzağım, çok yapamıyorum.
* Kırgın Çiçekler dizisinde ne vardı?
Bence doğallık vardı, gerçeklik vardı. Ekip de o şekilde, kamera arkası da, kamera önü de çok güzel bir uyum yakaladı. Bu oyunculuğa da yansıyor. Hepsi çok iyi oyunculardı. Bu benim beşinci işimdi ama bundan öncesinde bu kadar tanınan kişiler değildik hiç birimiz. Bence insan bizi o karakterler ile özdeşleştirdi. Beni sokakta gören hala kendi ismimle değil karakter ismimle Cemre diye bana sesleniyor. Çok inandılar bence biraz da onunla alakalı diye düşünüyorum.
* En son en çok istediğin şey neydi?
Bu aralar en son, çok çizim yaptığım için hayal kurmaya başladım biraz. Bir atölyem mi olsa? Bu aralar en çok istediğim bir atölye kurup orada kendime özel bir alanım olsun ve saatlerce çizim yapabileceğim bir dairem olsa diye bir düşüncem oldu diyebilirim.
* En son en çok hüzünlendiğin anı paylaşabilir misin?
“The Last Dance” diye bir belgesel vardı. Micheal Jordan’ın hayatını anlatıyor. Orada adam, babasını kaybettikten sonra ilk şampiyonluğu kazanıyor ve soyunma odasında yere yatıp o kupaya sarılıp hüngür hüngür ağlıyor. Ben orada çok ağladım. Biraz sulu göz bir insan olduğum için beni derinden etkiledi.
* En son en çok neye şaşırdın?
İnsanların hiçbir şey olmamış gibi dışarıda hayatlarına devam etmelerine şaşırdım diyebilirim.
* En son en çok neye hayır dedin?
Bugün gündüz, çok utanarak söyleyeceğim, babam alışveriş yapmamı istedi ben de işim var deyip hayır dedim.
* Çoğu kişi öyle biliyor ama aslında doğrusu….
- Çoğu kişi benim oyunculuğu bıraktığımı zannediyor ama öyle bir şey yok.
* Tam o anda ….. olmuştu ve heyecanımı tutamadım içimde.
- İlk röportajımda çok heyecanlanmıştım ve çok utanmıştım. Cümle bile kuramadığımı fark ettim izlediğimde. Çünkü hiç tecrübem yoktu.
* Sadece ….. anlarımda huysuz olurum.
- Sabah uyandığımda sanırım.
* Mutluyken bana ….. demek tadımı kaçırır.
- Mutluyken tadımı kaçırmaz hiçbir şey eğer gerçekten mutluysam. Mutluluğu sonuna kadar yaşarım, üzüntüyü de sonuna kadar yaşarım. Sahiplenirim o duyguyu yani.
* Peki mutluluk bir an hissi mi yoksa sürdürülebilen genel bir şey mi senin için?
- Yani genel bir tanım yapamam ama mutluluk benim için biraz an ile alakalı. Her zaman mutlu olamıyorum.
* Ona aslında öyle olmadığını anlatır mısın?
- Ona aslında öyle olmadığını anlatırım diye düşünüyorum. Çok inatçı bir insanımdır ben benim doğrum doğrudur. Kendi soğrumsa eğer sonuna kadar savaşırım.
* Kendini affettireceğin bir andasın şu an, seni dinliyor anlatır mısın?
- Anlatırım, konuşurum yani. Aile bazında da öyle, iş konusunda da. Anlatırım, onu anlamaya çalışırım.
* O sürprizi gerçekten anlamamıştı, sence neden?
- Çok yakın bir arkadaşımın uzun bir süredir bir ilişkisi var ve artık ailelerin tanışması gereken bir zamana gelindi. Yakın arkadaşımın babası beni aradı ve Hazar dedi, sen çaktırmadan kızımın erkek arkadaşını ara, mangal yapalım. Kızıma da hiçbir şey çaktırma. Kapıyı çalsın çocuk, gelsin. Ben ayarladım bunu, görevimi yaptım ve de oldu.
* Onu nasıl sevdiğini tarif eder misin?
- Sözler ile tarif ederim, hareketler ile tarif ederim.
* Ekrana ne zaman döneceksin, oyunculuktan ayrılmayı mı düşünüyorsun?
- Ayrılmayı düşünmüyorum. Ekrana döneceğim rolün ve işin içime sinen ve beni heyecanlandıran, doğru bir iş olmasını istiyorum. Bu zaten sadece bana bağlı bir şey de değil, burada karşılıklı bir durum da var. İşi bırakmış değilim ama içime sinen bir işte olmak isterim.
* Hangi yabancı filmde veya dizide başrol olmayı dilerdin?
- Matrix’de oynamak isterdim, herhangi bir rolde. Çok isterdim.
* En çok kullandığın emoji nedir?
- Ağlayarak gülen emojiyi çok kullanıyorum ben.
* Adın Hazar olmasaydı ne olsun isterdin?
- Yine Hazar olsun isterdim. Hazarı çok seviyorum.
* Arkadaş seçerken neye dikkat edersin?
- Dürüstlüğüne dikkat ederim, içten ve samimi olmasına dikkat ederim.
* Arap hayranların da çok fazla, hiç o ülkelerden bir yere gittin mi?
- Hiç gitmek nasip olmadı ama dizimiz yurtdışına da satıldığı için orda da büyük bir kitlemiz var sanırım.
* Ne zaman evleneceksin?
- Daha yok evlilik ya, henüz yok.
* Kendinizi kötü hissettiğinizde sizi devam etmeye motive eden nedir?
- Çizim yapmak, bazen ama arkadaşlarımla konuşmak çok rahatlatıyor. Annemle konuşmak rahatlatıyor. Sevdiklerimle iletişim kurmak genellikle rahatlatıyor.
* Hayranlarının senden ne görmelerini istersin?
- Ben paylaşım çok yapmıyorum aslında biraz da çekiniyorum. Bir şey koyarken hep düşünüyorum, bir sürü fanım var, kitlem var. Bu fotoğraf doğru mu acaba koymasam mı diye. Çok düşünüyorum. İnsanlar rol model alıyorlar çünkü. Ben bir hobi yapıyorum, çizim yapmak benim hobim. Bence herkesin bir hobisi olmalı ruh sağlığı ve kendini geliştirebilmek adına. Belki benden ilham alarak böyle bir şeye başlamaları olabilir.
* Film mi dizi mi izlemeyi daha çok seviyorsun?
- İkisini de severim.
* Hiç Instagram’da stalk yaparken yanlışlıkla like attığın oldu mu?
- Spesifik olarak hatırlamıyorum ama yanlışlıkla basıyorsam hemen geri çekiyorum.
* Çizim yapmayı nasıl öğrendin? Başlangıç zor muydu?
- Çizim yamayı kendi kendime öğrendim. 8-9 yıldır çizim yapıyorum, çöp adam çizerek başladım. Sonra küçük küçük geliştirmeye başladım, sulu boya yapmaya başladım, Youtube’dan videolar izledim, kitap aldım.
* Resimlerin için başka bir sayfa açmayı düşünüyor musun?
- Bir ara bir düşündüm ama bu süreç olunca biraz duraklattım. Hatta bu süreçten önce çok yakın bir arkadaşım fotoğraflarını çekti baya düşündüm yeni bir sayfa açmayı. Bu süreçte biraz duraksadı ama yapacağım böyle bir şeyi aklımda var.
* Fobisi var mıdır Hazar Motan’ın?
- Karanlıktan korkarım mesela, karanlık sevmem çok.
* Hangi Türk ve uluslararası aktör ile çalışmak isterdin?
- Haluk Bilginer ile çalışmak isterdim. Tilda Swinton diye bir oyuncu var, çok beğenirim o kadını. Ondan bir şeyler öğrenmek isterdim.
* İlk ne zaman aile evinden ayrılıp ayrı eve çıktın?
- İlk işim olduğu zaman 2014- 2015 yılında İstanbul’a taşındım. Ben normalde Ankara’da yaşıyordum. Bir ajansa kaydoldum auditionlar geliyordu, sonra bir iş olunca taşındım.
* Bir sonraki projenizde nasıl bir karakteri oynamak isterdiniz?
- Her türlü seçeneğe açığım ama içi dolu bir karakter olsun isterim. Eğreti duran bir şeyde yer almak istemem açıkçası. Üç sahnem olsun ama öyle bir yazılsın ki… Senaryo çok önemli bence oyuncuya da çok büyük yardımı oluyor. Empati kurabilmek de çok önemli.
* Yeğeninin adı nedir?
- Sim. Biz Simoş diyoruz.
* Aldığınız en iyi tavsiye nedir?
- Annemden alıyorum, sabırlı olmak diyelim.
* Hayatınız boyunca rezil oldum dediğiniz bir anı var mı?
- Bir kere oldu sette. Karnım guruldadı ama öyle böyle değil, çok sessiz bir ortamdı, sabahtı ve çok açtım. Baya uzun süren bir guruldama oldu ve herkes kıkır kıkır gülüyordu.
* Hayranlarının mesajlarını okuyor ve sayfalarını görüyor musun?
- Görüyorum, cevap da veriyorum.
* Sergi ne zaman açacaksınız?
- Şu an değil. Bu süreçten sonra aklımda var.
* Teklif aldığınız dizilerden en çok hangisini beğendiniz?
- Audition verip olmayan bir iş oldu mesela, Hizmetçiler işinde olmayı çok isterdim.
* Bu aralar neyi izliyorsunuz?
- Alfred Hitchcok’un Vertigo diye bir filmi varmış, onu izliyorum çok hoşuma gitti. Bir anda izleyip bitirmiyorum. Bir rutinim var, kitap okuyorum, çizim yapıyorum sonra da yarım saat kırk dakika falan uykum gelene kadar izliyorum.
* Hangi takımı tutuyorsunuz?
- Fenerbahçe
* Çok beğendiğiniz bir Türk oyunca var mı?
- Haluk Bilginer.
* En çok eğlendiğiniz rol?
- İlk işim Paşa Gönlüm’de. Kırgın Çiçekler diyemem dramdı sürekli ağlıyorduk.
* Drama diziler mi komedi dizileri mi?
- Ben drama dizilerini seviyorum.
* Hayranlarınıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?
- Çok seviyorum onları iyi ki varlar.
* Oyuncu olanlar neden çok seviyor oyunculuğu, diğer mesleklerden ayıran ne? İkna etmek mi karşı tarafı, role girebilmek mi, oynayabildiğini göstermek mi? Oyunculuk ne sence?
- İlk önce empat kurmak geliyor aklıma biraz. Empati kuramazsan o yazılan şeyi anlayamaz ve anlamlandıramazsın bence. Kendi özelimde ben bu işe başlarken, çok çekingen ve utangaç bir insandım. Mesela bir sahne oynamam, sinir krizi geçirmem gerekiyor. Oynuyorum ve bitiyor kendime geri döndüğümde çok iyi hissediyorum kendimi. Değişik bir psikoloji yani bana iyi gelen bir şey olduğunu hissediyorum.
* Bob ne zamandır seninle?
- Benim oğlum Bob, 4 yıldır benimle.
* Sette hiç sakarlık ve akabinde sakatlık yaşadığın oldu mu?
- Sakarlık yaşamadım. Bizim Naz Çağla Irmak var kızlardan biri o çok sakardır. Bunu izlerse bana çok kızacak ama o geldi aklıma benim öyle bir anım yok.
* Cemre’den başka bir rol seçebilseydin hangi rolü seçerdin? Eylül, Songül, Defne?
- Songül, zaten audition’a girdiğimde Songül için de vermiştim.
* İzlediğin bir Türk dizisinde keşke bu karakteri ben oynasaydım dediğin bir karakter oldu mu?
- Yer almak istediğim olmuştur ama ah be bu rolü de ben oynasaydım diye bir yorumum hiç olmadı.
* 15 yaşındaki kendinize söyleyeceğiniz üç şey olsaydı ne olurdu?
- Sabırlı olmasını dilerdim. Kendini geliştirmesini öneririm. Kitap okumasını ve kendine bir şeyler katmasını öneririm.
* Dünyada bir süper gücün olsa ne olurdu?
- Işınlanmak isterdim.
* Telefonunun kilit ekranında ne var?
- Bir ressamın tablosu var. Tablonun içinde binlerce tablo var ve 8 sene sürmüş.
* Bir adamda fiziksel olarak dikkat ettiğin ilk şey nedir?
- Gülüşü olabilir. Daha çok kişiliğine bakıyorum sanırım.
* İnsanlara çabuk güveniyor musunuz?
- Çabuk güvenirim ama bir terslik olduğunu da hissederim.
* Alışverişte en çok bütçeni neye harcarsın?
- Çok alışverişçi bir insan değilim ama ayakkabı diye tahmin ediyorum.
* Olmazsa olmaz dediğin makyaj malzemesi?
- Dudak nemlendiricisi diyebilirim.
* En sevdiğin şarkıcı?
- Soundtrack dinlerim genelde, o yüzden spesifik olarak şunu dinlerim diyemem.
* Unutamadığınız çocukluk anınız?
- Çok yakın aile dostlarım, bir de kuzenim beni odaya kilitlediler ışıkları kapatıp. O yüzden belki de karanlıktan korkuyorum şu anda.