Orta Amerika ülkelerinden El Salvador’da yapılan devlet başkanlığı seçiminin ilk turu sonuçları belli oldu. İlk turda Osmanlı torunu Nayib Bukele en fazla oyu alan isim oldu. Yüksek Seçim Kurulu, 4 adayın yarıştığı seçimde oyların yaklaşık yüzde 54'ünü alan Ulusal Birlik İçin Büyük İttifak koalisyonu adayı olan ve ataları Filistin topraklarından Osmanlı pasaportu ile El Salvador’a göçen Bukele'nin seçimi kazandığını duyurdu. Sağcı Ulusal Birlik İttifakı’nın (GANA) adayı Bukele geçerli oyların 360 bin 626’sını alıp ilk turun en fazla oy alan ismi oldu. Onu 222 bin 386 oyla Carlos Calleja ve 104.781 oyla Hugo Martnez takip etti. Nayib Bukele, ülkede devam eden çete şiddeti ve yüksek yaşam maliyeti nedeniyle geleneksel partilerin yıpranmasını fırsat bildi. Pek çok Bukele taraftarı oy vermeye Arap kıyafetiyle gitti. Seçim sonuçlarının açıklanmasıyla aynı kıyafetlerle sevinç gösterileri düzenlendi. Bukele, seçimin ilk turunda yeterli çoğunluğu sağladığı için 10 Mart'ta planlanan ikinci tur yapılmayacak. Başkent San Salvador'un eski Belediye Başkanı olan Nayip Bukele kökleri Osmanlı İmparatorluğu egemenliğindeki Filistin'e dayanıyor. Bukele, 20. yüzyılın başında Filistin topraklarından Güney Amerika'ya göç etmiş bir aileden geliyor. Babası tanınmış bir Müslüman iş adamı ve yerel imam olan Bukele 1981'de San Salvador'da dünyaya geldi. Genç yaşta iş hayatına atılan Bukele, otomotiv sektöründe faaliyet gösterdi, dünyaca ünlü markaların yerel dağıtımcılığını yaptı. 2012'de San Salvador'un güneyindeki Nuevo Cuscatlan beldesinin belediye başkanı seçilen Bukele, 2015'te başkent Sal Salvador'un belediye başkanı oldu. Her iki seçimde de iktidardaki sol eğilimli Farabundo Marti Ulusal Özgürlük Cephesi adına yarışan Bukele, 2019 seçimleri öncesinde partisinden ayrılmıştı. Bukele, seçim kampanyasında yolsuzluğu önleme, çete şiddetine son verme ve daha fazla istihdam vaatleriyle ön plana çıkmıştı. 6,5 milyon nüfuslu Orta Amerika ülkesi El Salvador'da ülke nüfusunun üçte biri yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Ülkede olumsuz yaşam koşullarından kaçan yüz binlerce kişi, diğer Orta Amerika ülkelerinden vatandaşların da katıldığı bir göçmen konvoyu oluşturarak ABD sınırına hareket etmişti.