"Bir tura katılmaya karar vermişler, Louvre müzesi, Luxembourg bahçesi derken, nihayet Paris’in en ünlüsü Eiffel’in fonda olduğu bir yere gelmişler. Yüzük ceketin iç cebinde ama hemen altında atması gereken kalp, durmak üzere... Ha şimdi, ha birazdan derken, panikle bir an kovalarken, tur rehberi 'hadi gidiyoruz' demez mi! Beceriksiz genç ve yüzüğü binmişler otobüse... Tüm koşturmacaların sonunda, gencimiz ve güzeller güzeli sevgilisi, akşam başbaşa yürüyüşe çıkmışlar... Issız sokakları arşınlamışlar ve nihayet Seine nehri üzerindeki Pont Neuf köprüsüne varmışlar (köprü üstü aşıkları filmini bilir misiniz?) genç nihayet gözünü karartmış, acaba doğru an mı? Doğru yer, doğru zaman mı diye korksa da, dizlerinin üzerine çökmüş...Ömrü boyunca tutmak istediği elleri avucunun içine almış ve gözlerinin içine “her şeyi biliyorum, ben de seni bekliyorum” diye bakan kıza yüzüğü uzatmış... Güzeller güzeli kız yüzüğü parmağına takmış..."