MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜ NEDİR?
Maymun çiçeği virüsü, Avrupa'da 1980 yılında resmen ortadan kaldırılan çiçek hastalığı ile aynı soydan gelen bir rahatsızlık. Belirtileri, çiçek hastalığıyla benzerlik taşıyor. Maymun çiçeği virüsüne yakalananlarda da, çiçek hastalığında olduğu gibi, ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, titreme ve kızarıklık, ciltte kabarıklar gibi şikayetler oluşuyor. Ancak uzmanlara göre, maymun çiçeği virüsü, yakalananların yüzde 30'unu öldüren çiçek hastalığından çok daha az tehlikeli. Maymun çiçeği virüsüne yakalananlarda rahatsızlıklar birkaç hafta içinde kendiliğinden geçiyor.
Şimdiye dek Afrika’daki birçok maymun çiçeği salgınını takip eden bilim insanları ise dünyadaki yeni salgına şaşırdıklarını söylüyorlar. Amerikan AP haber ajansına konuşan virolog Oyewale Tomori, “Her uyandığımda yeni bir ülkede vaka tespit edildiğini görüyorum. Gerçekten şaşkınım” ifadelerini kullandı. Geçmişte Nijerya Bilim Akademisi’nin de başkanlığını yapan ve DSÖ’de danışma kurullarında görev alan Tomori, “Bu Batı Afrika’da alışık olduğumuz türden bir salgın değil. Belki de Batı’da yeni bir şeyler oluyordur” dedi.
Tarihte ilk kez 1958’de maymunlarda tespit edilen virüs, insanlar arasında ilk defa 1970’te Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde kayıtlara geçti. Afrika dışında ilk olarak 2003’te ABD’de görüldü. Daha sonra 2018’de İngiltere ve İsrail, 2019’da Singapur ve 2021’de ABD’de, Afrika’ya seyahat eden bazı kişilerde maymun çiçeği virüsüne rastlandı. Şimdiye kadar en çok Afrika’da etkili olan virüs, 2017’de Nijerya’da büyük salgına yol açarken ülkede 200 kişi virüse yakalandı ve vakaların yüzde 3.3’ü hayatını kaybetti. DSÖ’nün verilerine göre, Nijerya’da yıllık 3 bin maymun çiçeği vakası görülürken, bunların büyük bir bölümü enfekte sıçanlar ve sincaplarla yakın temas kurulan kırsal bölgelerde tespit edildi.
Endemik bir virüsün neden olduğu nadir hastalıklardan biri olarak bilinen maymun çiçeği, Kongo ve Batı Afrika türü olmak üzere ikiye ayrılıyor. Virüsün Kongo türünün yüzde 10’a kadar ölüm riski bulunurken Batı Afrika türünün ise her 2 vakadan birinde yüzde 1 ölüm oranına sahip olduğu biliniyor. Son salgında ise şimdiye kadar ölüm vakası kaydedilmiş değil.