Böyle tanımlanmış olsaydı her ay 29.53 gün sürerdi. Oysa ki Güneş takviminde aylar 28, 29, 30 ya da 31 gün sürer ve toplam bir yıl da 29.53 * 12 = 352.2 gün değil 365.25 gündür! Bu nedenle bir aya aynı evreden (sözgelimi Dolunay ama Yeniay olsa da farketmez, ilkdördün olsa da) iki tane denk geldiği olur. (Aynı nedenle Ramazan ayı her yıl 11 gün öne kayar!) Güneş takviminde bir yıl yine bu nedenle 12.37 tane ayrı evreden içerir. Bu 0.37’ler birleşip 2-3 yılda (tam olarak 2.7 yılda) bir 13. Dolunay’ın bir yıl içerisine sığmasına neden olur. İşte böyle olduğunda gerçekleşen 13. dolunay “Mavi Ay” adını alır. Adını, İngilizce’de eski bir terim olan ve “ihanet eden” anlamına gelen “belewe” kelimesinin zaman içerisinde “blue” yani mavi kelimesine dönüşmesinden alan bu kültürel olgu, insanlar bir yılda 12 dolunay beklerken gerçekleşen 13. dolunayın takvime “ihanet” ettiği göndermelerinden alır. Ay’ın rengi ile hiçbir ilgisi yoktur. Sky & Telescope dergisinin Mart 1946 sayısı genel kabul gören orjinal tanımı alıp (yanlış anlayarak) bir ayda gerçekleşen ikinci dolunaya ilgi çekmek üzere “Mavi Ay” demiştir. Ay ancak çok özel durumlarda, volkanik patlamalar gibi Dünya’nın atmosfer parçacık yoğunluk, boyut ve yapısını kısa sürelerle değiştiren doğa olayları sonrası “mavimsi” bir renkte görülebilir.