Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i kurban etmek istemesinin bir benzerinin de Peygamberimizin dedesi Abdulmuttalib tarafından yaşandığı haber verilmektedir.Zemzem kuyusunun kazılması sırasında Kureyşle karşılaştığı zorluklardan dolayı Abddulmuttalib eğer on tane oğlu olursa onlardan bir tanesini Kâbe’nin yanında Allah için kurban etmeyi adamıştı. Çekilen kur’ada Peygamberimizin baba sı Abdullah’a çıkmıştı. Abdulmuttalib adağ: yerine getirmeye karar verdi. Kureyşliler böyle bir adetin yerleşmesinden korkarak, kendisine engel olmuşlardı. Daha sonra Abdullah’ın yerine 100 tane deve kurban edilmiştir. Bu olayla Peygamberimizin, insanlığa kurtarıcı olarak gelişinin bir işareti olarak, insan hayatının maddi ölçüsü tam 10 misli yükselmiş bulunuyordu. İslâm’da kurban kesme geleneği Hz. İbrahim’e kadar uzanır. Hz. İbrahim’in yapmış olduğu hac ibadeti sırasında. Mina’da kurban kestiği anlaşılmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de Allah: "Sonra da sana: ’Doğru yola yönelerek İbrahim’in dinine uy! O müşriklerden değildi.’ diye vahyettik." buyurulmaktadır. (16/123 Nahl) Kurban bayramının da Hz. İbrahim’den kaldığı bilinmektedir. Hz. Peygamber, kurban bayram namazını kıldıktan sonra hazırladığı iki boynuzlu koçun birisini kendisi ve ailesi için, diğerini de ümmeti için kurban etti. Sonra da: “Allah’ını! Bu şendendir ve sanadır.” buyurdu. (S. Buhârî, Trc. Tecıîd, 3/172). Hz. İbrahim’in geçirdiği büyük imtihandan sonra Allah’ın lütfettiği koç kurbanını da hatırlatan bu ibadet, böylece İslam’da da devam etmiştir. Dinimizde kurban, kurban bayramı günlerinde kesilir. Sığır, manda, deve, koyun ve keçi kurban edilir. Kurbanlıklar, sağlıklı ve sağlam hayvanlardan olmalıdır. Bunun dışında adak kurbanı, akika kurbanı, bazı suç ve günahlar için, keffaret kurbanı türleri de bulunmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hakk: "Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat O’na sadece sizin takvanız ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammedi) Güzel davranışları müjdele!" diye buyurdu. (22/37 Hac). Bu ayet, genel olarak bütün ibadetlerde iyi niyet ve İhlasın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Anlaşılıyor ki, ibadetlerimizde bizi Allah rızasına ulaştıracak olan temel unsur, kalplerimizin takvası, yani bu ibadetleri gösterişten uzak olarak; sırf Allah’ın rızasını kazanmak için yapmamızdır.