Kimler Kurban kesmekle yükümlüdür? Diyanet bilgisi!
Güncelleme Tarihi:
Kurban Bayramı'na sayılı zaman kala dini görevlerimizden olan kurban kesme ile bilgiler araştırılmaya devam ediyor. Kimler Kurban kesmekle yükümlüdür? Diyanet İşleri Başkanlığı'nın konuyla ilgili verdiği bilgiler...
Yaklaşan Kurban Bayramı ile birlikte Diyanet'e yöneltilen sorular hız kazandı. Bunların arasında, kimler kurban kesmekle yükümlüdür sorusu da yer alıyor. Kurban kesme ibadetini idrak etmek isteyen vatandaşlar, kimler kurban kesebilir, kimler kesmekle yükümlü değildir merak ediyorlar. İşte, Diyanet'in konuyla ilgili verdiği yanıt...
KİMLER KURBAN KESMEKLE YÜKÜMLÜDÜR?
Kurban kesmek, akıl sağlığı yerinde, büluğa ermiş (ergen olmuş), dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan her müslümanın yerine getireceği malî bir ibadettir (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 148). Temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 80.18 gr altın veya değerinde para ya da eşyaya sahip olan kimselerin kurban kesmesi gerekir (Mevsılî, el-İhtiyâr, IV, 252-256; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 452-453). Ayrıca kurban mükellefiyeti için aranan nisabın üzerinden, zekâtın aksine bir yıl geçmesi şart değildir.
BAKMADAN GEÇME!
KURBAN KESMENİN HÜKMÜ NEDİR?
Akıl sağlığı yerinde, hür, mukim ve dinî ölçülere göre zengin sayılan mümin, ilâhî rızayı kazanmak gayesiyle kurbanını kesmekle hem Cenab-ı Hakk’a yaklaşmakta, hem de maddi durumlarının yetersiz olması sebebiyle kurban kesemeyenlere yardımda bulunmaktadır (Serahsî, el-Mebsût, XII, 8; İbn Nüceym, el-Bahr, VIII, 197). Bu ibadetin ruhunda Hakk’a yakınlık ve halka fedakârlıkta bulunma anlayışı vardır. Kurban, bir müslümanın bütün varlığını, gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir.
Mezheplerin çoğuna göre udhiyye kurbanı kesmek sünnettir (İbn Rüşd, Bidâye, I, 429). Hanefî mezhebinde ise tercih edilen görüş, kurbanın vacip olduğudur (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 146). Kurban, -fıkhî hükmü ne olursa olsun- müslüman toplumların belirli simgesi ve şiarı sayılan ibadetlerden biri olarak asırlardan beri özellikle milletimizin dinî hayatında önemli bir yer tutmaktadır.