"Gitmeseydin, saklambaç oynardık yine evin içinde... Saklandığın yerden dakikalarca çıkmaz, çocuklar seni bulduğunda en çok sen bağırırdın heyecandan. Sabırla beklerdin nefes almadan, seni bulmalarını, kim bilir hangi kapının arkasında, küvetin içinde, yatağın altında...Gitmeseydin, futbol oynardık salonun ortasında... Topu vermemek için ayağıma vurmana, günlerce topallamaya razıyım.Gitmeseydin, vallahi az konuşurdum... Sen, gazete-kitap okurken yanında sessiz durmaya çalışırdım...Gitmeseydin, çiğköfte yapardık. “Olmuş mu olmamış mı?” diye tavana, duvarlara atmanıza, beni çıldırtmanıza ses çıkarmazdım...Olana razı olup, isyan etmeden beklemek en iyisi!.. Tamam...Böyle devam edeceğim...O varmış gibi...Dolapları onun düzenlediği gibi, eşyalarına dokunmadan, yaşadığı sürece büyük bir özenle koruduğu kostümlerini, aksesuarlarını, belgelerini aynı özenle saklayarak, yatağın ‘sol tarafına’ asla geçmeden yaşıyorum.O varmış gibi..."