Siz de yaşlı değilsiniz. Bu kadar kısa sürede ne değişti?
- Artık sosyal medya ve sınıf farklılıkları gençliği çok zorluyor. Özellikle sosyal medyadaki paylaşımlar inanılmaz bir rekabet ortamı yaratıyor ve başka dünyalara tanık olunmasına sebep oluyor. Bu kendi dünyamızı beğenmememizi ve mutsuzluğu getiriyor. Oysa bizler eskiden mutluyduk. Kendi dünyamızdaydık.
Bahar öğretmen ön yargılı bir karakter... Artık toplumca ön yargılı mıyız?
- Bizim özümüzde her zaman ön yargı vardı, sadece bu durum giderek daha arttı.
Neden?
- Saygı, özveri, tahammülümüz azaldı. Azalanlarla birlikte artanlar; korku, ön yargı, saygısızlık ve sevgisizlik oldu. Ben bu durumlar içinde kendime korumacı bir tavır oluşturuyorum.
Sizin bu kontrollü duruşunuz sebebi de bu mu?
- Onun sebebi küçük yaştan beri çalışmak sanırım. İnsanın sadece kendi kendini en iyi şekilde koruyabileceğine inanıyorum ve hep kafamdaki ses ‘Kendini koru’ diyor.
‘Sen değişirsin, dünya değişir’
Çok küçük yaştan beri ekrandasınız. O genç yaşta şatafatlı bir hayatın içine düşmek ne hissettirdi?
- Farkında bile değildim. ‘Hayat Bilgisi’nde formayla bir öğrenciyi oynuyordum, okulumu devam ettiriyor gibiydim. Öncesinde de sakin bir hayatım vardı. Aileme hep bağlıydım. Uzun yıllar zaten onlarla yaşadım. İlk tanınmaya başladığım zaman yaptığım en uç şeyi anlatayım sana; bir pazar anneme dedim ki, “Hadi seninle Bağdat Caddesi’ne yürümeye çıkalım”. Çıktık, ikimiz ayrı böbürlenerek yürüdük. Çocukluk işte... (Gülüyor)
Genelde oyuncular ‘yırtma’ hayaliyle bu işe başlıyor. Siz?
- Benim hiç öyle bir hayalim olmadı. Bu engel olamadığım bir dürtüydü. Hesapsız şekilde beni içine çekti. Sahnede olmam gerektiğini hissediyordum. Girişken olmanın da çok faydasını gördüm. Radyo programcılığı, sunuculuk derken setlere gittim ve kamera önünde olmam gerektiğini hissettim.