İtalya’da cennetten bir köşe: Cilento
Güncelleme Tarihi:
Dünyadaki tüm kültürel ve sanat hazinelerinin üçte birine sahip olan İtalya UNESCO Dünya Mirası Alanları listesinde en üst sırada yer alıyor. Bu nedenledir ki İtalya, gezginciler ve seyahat sevenler için UNESCO Dünya Mirası Mekke’si olarak kabul edilir. Bu yazımda sizlere benim için her köşesi ayrı bir cennet olan bu ülkenin pek fazla bilinmeyen ama mükemmel bir kültür ve tatil beldesi olan Cilento Milli Park bölgesini anlatacağım.
İtalya, 2019 itibariyle toplam 55 UNESCO Dünya Mirası Alanı’nı içermekte. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde şu anda 167 ülkede 1.121 alan bulunduğu göz önüne alınırsa İtalya’nın bu listedeki konumunun önemi ortada. İtalya’da ülke genelinde Molise ve Aosta Vadisi hariç, tüm bölgelerinde Dünya Mirası Alanları var, yani Ülke’nin hemen hemen her köşesi keşfedilmeye değer ve sürprizlerle dolu. Leonardo da Vinci ve Michelangelo gibi inanılmaz ressamların, ‘Romeo ve Juliet’ trajedisinin ülkesi İtalya, sadece paha biçilmez tarihi ve mimari anıtlarıyla değil, aynı zamanda zengin kültürel yaşamıyla da ünlü.
Ben sizlerle cennetten bir köşe olan ülkenin pek bilinmeyen mükemmel bir kültüre sahip Cilento Milli Park bölgesinden bahsedeceğim. Cilento’nun bir kısmı 1998 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi ilan edildi. Cilento Milli Park Bölgesi (Parco Nazionale del Cilento e Vallo di Diano) komşusu Parco del Pollino’dan sonra İtalya’nın ikinci büyük milli parkı. Cilento Milli Parkı, doğu ve batının buluştuğu deniz ve dağlarla çevrili bazı yörelerinde İskandinav ve Afrika kültürünün izlerini de taşıyan bir bölge. Cilento, yüz kilometreden fazla kıyı şeridine sahip, beyaz kumlu plajları, harika koyları, tertemiz denizi, büyük bir biyolojik çeşitlilik gösteren doğası ve hoş zeytin tepeleriyle insanı kendisine hayran bırakıyor.
BAKMADAN GEÇME!
Tarihi Ortaçağ dağ köyleri, ormanlar ve pitoresk sahil köyleriyle ünlü bir bölge. Kristal berraklığında tertemiz deniz suyuna ve güzel kumsallara sahip bu koylar İtalya’nın çok tanınmış diğer koylarına göre hâlâ oldukça sakin ve el değmemiş sayılır. Tatil sezonu hazirandan eylül ayına kadar devam ediyor ve aslında özellikle aile turizmi için oldukça cazip bir bölge. Fiyatlar İtalya’nın diğer bölgelerine nazaran oldukça uygun. PAESTUM Cilento’daki en ünlü kültür alanı, kuşkusuz Paestum’daki 4. yüzyıldan kalma ve hâlâ çok iyi korunmuş ünlü Yunan tapınaklarıdır. İtalya’nın güneyinde, sahilden çok da uzak olmayan bir Greko-Romen kasabası olan Paestum kasabası bu çok iyi korunmuş üç Yunan tapınağıyla gerçekten görülmeye değer. Paestum’daki en eski tapınak MÖ 550’de Yunan sömürgeciler tarafından yapılmış olan Hera tapınağı. Hemen yanında bulunan tapınak ise 100 yıl kadar sonra yapılmış ve o da evlilik ve doğum tanrısı olan Hera’ya adanmış. Biraz daha ileride ise MÖ 500’de yapılmış olan Athena tapınağını görebilirsiniz.
İtalya’nın en iyi korunmuş arkeolojik alanlarından biri olan Paestum’u mutlaka ziyaret edin derim manzaraya uzaktan hakim olan 3 güçlü tapınağa ek olarak, geniş kazı alanında kolezyum, bir amfitiyatro, lise, Roma sokakları, konut binalarının kalıntıları ve çok daha fazlasına hayran kalacaksınız. Paestum kazılarına ait arkeoloji müzesini de ziyaret etmenizi mutlaka öneririm. Tapınakları ziyaret ettikten sonra ünlü manda mozzarellanın yapıldığı yerel bir çiftliği de ziyaret edebilirsiniz. Bu devirde hâlâ her şey elle ve tamamen manda sütüyle hazırlanıyor. Bu çiftliklere düzenlenen turda hayvan sağlığı, hijyen ve süt kalitesini korumak için nasıl optimal sağım tekniklerinin kullanıldığı, günlük hayvan üretimini ve doğal ahırları görebilirsiniz. Padula’daki 20 yıldır UNESCO Dünya Mirası’na dahil büyüleyici bir bina olan San Lorenzo Charterhouse’yi mutlaka ziyaret edin. Bence kesinlikle Cilento’nun en etkileyici manzaralarından birine sahip. Dünyanın en büyük manastırı ve teorik olarak 60.000 insanı barındırabilecek büyükte görkemli bir yapı.
BAKMADAN GEÇME!
Güney Cilento’daki Cilento Milli Parkı’nın (Capelli di Venere) iç kısımlarındaki Casaletto Spartano kasabası yakınlarında, Venüs kılları (Capelli di Venere) adı verilen büyülü şelaleler var. Bu güzel doğal harikasına bir gününüzü ayırabilirsiniz, ilginç yürüyüş parkurları da bu şelaleden başlıyor.
CASTELCIVITA Sarkıt Mağarası: Cilento’nun iç bölgelerindeki diğer ilginç bir doğa harikası da Castelcivita’daki sarkıt mağarası. Zaten bu bölgedeyseniz Paestum otoyolundaki işaretler bu harika doğa mağarasının yolunu gösteriyor. Ortaçağ’dan kalma bir dağ köyünün eteğinde bulunan, 40.000 yıl önce Taş Devri insanlarının yaşadığı bu sarkıt mağarası da ziyarete değer.
BAKMADAN GEÇME!
Agropoli Kasabası: Agropoli Salerno Körfezi’nin muhteşem manzarasına sahip ve mutlaka görülmeye değer oldukça eski bir şehir olan Agropoli tipik bir tatil kasabası. Son derece güzel ve uygun fiyatlardaki restoranlara sahip olan pitoresk Agropoli kasabası yaz aylarında yerli turistler için oldukça popüler bir tatil yeri. Salerno Körfezi’ne tepeden bakacağınız harika bir manzaraya sahip bir kalesi var ve kesinlikle turistlerden uzak tipik bir İtalyan hayatını gözlemleyebileceğiniz bir kasaba.
Ogliastro Cilento: Agropoli ve Paestum arasında, neredeyse insan ayağı değmemiş yemyeşil tepelerde kurulu zeytin ağaçlarıyla çevrelenmiş muhteşem bir manzara eşliğinde rüya gibi bir dağ köyü. Ogliastro Cilento sakinliği ve huzuru sevenler için gerçek bir cennet. Tipik dar sokakları, eski kalesi, küçük Piazzası ve antik kiliseleriyle gerçek anlamda tipik bir İtalyan köyü. Antik eski şehir duvarlarının bir kısmı hâlâ görülüyor.
BAKMADAN GEÇME!
Damlataş mağarası: Cilento Milli Parkı’nın kalbinde yer alan bu güzel sarkıt mağaraya ‘melek mağarası’ deniyor. Cilento’da görülmesi gereken ilginç yerlerden biri. Pertosa-Auletta’daki mağarayı ziyaret etmek için çeşitli turlar sunuluyor. Mağaranın içindeki yeraltı nehrindeki tekne turunu özellikle öneririm. Renkli olarak aydınlatılmış yaratıcı sarkıt oluşumları var.
Trentinara: Agropoli ve Paestum’a yaklaşık 15 kilometre mesafedeki rüya gibi bir dağ köyü Trentinara’da, ziyaretçiler huzurun tadını çıkarıyor. Kaos ve stresten uzak ve görünüşte pek göze çarpmayan küçük bir yer bir dağ aralığının tepesinde yer alıyor. Bu tepeden Piazza ‘Belvedere’, sahil ve Caperno ile Salerno Körfezi’nin harika manzarasını izleyebilirsiniz. Trentinara, ayrıca milli parkta yürüyüş yapmak için popüler bir başlangıç noktası.
BAKMADAN GEÇME!
Acciaroli köyü: Cilento Milli Parkı’nın ortasında yaklaşık 2 saatlik sürüş mesafesindeki Acciaroli köyünde yaşayan nüfusun yaklaşık yüzde 30’u iyi beslenme ve doğal ortam nedeniyle 100 yaşın üzerinde. Yapılan araştırmalar sonucunda dünya genelinde nerdeyse bir rekor. Oldukça sevimli bir köy sokaklarında dolaşırken gerçekten 100’lük ama fit insanlarla karşılaşacaksınız.
Birçok şirin dağ köyleri ve hareketli sahil kasabalarından birkaçı: Marina di Camerota ve San Marco di Castellabate, Marina di Pisciotta ve Scario gibi büyüleyici balıkçı köyleri. Özellikle Castellabate, Pisciotta veya Ogliastro Cilento’nun orijinal, ortaçağ dağ köylerinde, tipik güney İtalyan yaşam tarzına tanık olabilirsiniz. Maratea kasabasını da tavsiye ederim, 44 dini yapı ve kristal berraklığında deniz suyunun, harika plajların bulunduğu tarihi şehir merkezine ek olarak devasa bir Mesih heykeliyle Monte San Biagio da keşfedilmeyi bekliyor.
BAKMADAN GEÇME!
BAKMADAN GEÇME!
