Çin'in Hong Kong'a yönelik olarak parlamentoya sunduğu yeni ulusal güvenlik yasa teklifi hem Hong Kong'da protestoların yeniden canlanmasına hem de uluslararası alanda tepkilerin meydana gelmesine yol açtı. Çin'in ulusal marşına saygısızlığın suç sayılması gibi kimi maddelerin yer aldığı ve 'terörizm ile dış müdahaleye' karşı oluşturulduğu belirtilen Hong Kong'a yönelik yeni ulusal güvenlik teklifi geçen hafta Çin'de parlamentoya sunulmuştu. Bunun üzerine Hong Kong'da yeniden eylemler düzenlendi. Geçen yıl da suç işlediğinden şüphe edilen kişilerin Çin'e iadesini öngören yasa tasarısı yüzünden Hong Kong'da uzun süren eylemler gerçekleştirilmişti. Çin'in bu son hamlesinin de Hong Kong'daki demokrasi yanlısı eylemleri kontrol altına alma adımı olarak görülüyor. Geçen hafta sonu Hong Kong'da bu yasa teklifine yönelik olarak protestolar düzenlendi ve kimi aktivistler gözaltına alındı. Bir araya gelen binlerce protestocuya polis göz yaşartıcı gazla müdahale etti. ABD'nin karşı çıktığı yasa tasarısı hakkında Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel de 'iki sistem, tek devlet' ilkesinden yana olmaya devam ettiklerini söyledi. Hong Kong'un lideri Carrie Lam ise Çin'in çabalarını desteklediğini açıkladı. Yabancı güçlerin Hong Kong'a müdahale etmeye hakkı olmadığını dile getiren Carrie Lam, taslağın Hong Kongluların temel haklarını tehdit etmeyeceğini iddia etti. Hong Konglu lider hiçbir ülkenin yasal güvenliğinde oluşacak bir boşluğu kabul etmeyeceğini, Hong Kong için de aynı durumun geçerli olduğunu söyledi. Hong Kong, 'iki sistem, tek devlet' ilkesi altında yönetilen eski bir İngiliz sömürgesi. Bu yarı özerk bölge, İngiltere'nin 1842'de başlayan sömürge yönetimi sonrası 1 Temmuz 1997'de yeniden Çin'in hakimiyetine girdi. 1997 yılında gerçekleştirilen bu devir teslim sırasında Hong Kong'da basın özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı yasal güvence altına alındı. Aynı zamanda Hong Kong'un kendi güvenliğini kendi sağlaması da bu dönemde güvence altına alındı. Ancak Çin, Hong Kong'un bu statüsünü güvence altına alan kanun kapsamında bir güvenlik yasa taslağını hazırlaması ve yürürlüğe koyması gerektiğini; bunu da Hong Kong'un 20 yıldır yapmaması dolayısıyla harekete geçtiklerini söylüyor. 2003 yılında da mevzubahis ulusal güvenlik yasası uygulamaya alınmak istenmiş; ancak 500 bin kişinin sokaklara dökülmesiyle teklif geri çekilmişti. Çin'in bu ulusal güvenlik teklifinin ise Hong Kong parlamentosunu es geçerek hazırlanması dolayısıyla yasal olmadığı öne sürülüyor. Geçen yıl haziran ayında ise Çin'in suçluların iadesiyle ilgili hazırladığı yasa taslağı Hong Kong'da protestoların ortaya çıkmasına yol açmış; eylül ayında tasarı geri çekilse de protestolar daha geniş demokrasi taleplerine dönüşerek devam etmişti. Kasım ayında demokrasi yanlısı aktivistlerin yerel seçimlerde kazanımlar elde etmesiyle bu protestolar yavaş yavaş sönümlendi. Çin'in yeni gündeme getirdiği ulusal güvenliğe dair yasa teklifinin ise Hong Kong'daki siyasi aktivistler ve demokrasi yanlılarına müdahale amacıyla hazırlandığı öne sürülüyor. Geçen hafta Çin'de parlamentoya sunulan bu teklif onaylandıktan sonra yasa taslağına dönüşecek; bu aşamanın ardından da haziran ayının sonunda yasaya dönüşmesi ihtimali yüksek. Eylül ayında Hong Kong'da seçimlerin düzenlenecek olması sebebiyle Çin'in seçimler öncesinde bu taslağı yasalaştırmaya çalıştığı belirtiliyor. Diğer yandan bu tasarının Hong Kong'un küresel finans merkezi olma özelliğine taş koyacağı öne sürülüyor. ABD'nin de bu yasa teklifine karşı olduğunu dile getirmesiyle hafta başında Asya'da hisselerin düştüğü görülmüştü. Yasa teklifine yönelik bir başka endişe de Çin'in bu şekilde kendi güvenlik güçlerini Hong Kong'a yerleştireceğine dair. Çin uzmanı olan Willy Lam, bu yasa teklifiyle Hong Kong'daki muhaliflerin Çin'de olduğu gibi hükümeti eleştirmeleri takdirinde ceza almaktan korktuklarını söylüyor. Joshua Wong gibi demokrasi yanlısı aktivistler ise yabancı hükümetlerin amaçlarına destek vermeleri için kampanya yürüttüklerini, ancak bu tasarıyla bunun yasa dışı bir faaliyete dönüşebileceğini aktarıyor. Hong Kong'un ana kanununa göre Çin'de uygulamaya konan yasaların özerk bölgede geçerli olması için ek kanunlarda özellikli olarak yer alması gerekiyor. Bu da ancak kararnameyle uygulamaya konabilir; bunun için de Hong Kong parlamentosunun onayı gerekiyor ki Hong Kong lideri Carrie Lam bu alanda işbirliği sağlayacağını belirtti. Ancak anayasa hukukçuları ise bu taslağın Hong Kong'un yarı özerk statüsünü güvence altına alan kanuna aykırı olduğunu; bu yüzden uygulanmasının mümkün olmaması gerektiğini dile getiriyor.