GENÇLER İÇİN BUNU YAPIYORUM
Ama sizin bir şansınız var. Sizin yerinizde ve sizin yaşınızda olup ama bugüne kadar gelen süreçte her şeyi tattınız. Belki de birçok noktada tüketilme duygunuz tamamen tamamlandı. Bugün aslında siz yaptığınız işin ve bu dünyanın bütün o olumsuz, cafcaflı ve süslü kısımlarını ayırt edebiliyorsunuz. Ya bunlar olmasaydı Hakan Ural aynı samimiyeti gösterebilir miydi?
Hakan Ural: Yaşanmışlıklara ve ödediğimiz bedellere tecrübe diyoruz. Senin de dediğin gibi yüzde yüz etken. Bugüne avantaj gibi yansıyıp lehime gözüküyor olabilir ama bunlara ödediğimiz bedelde bir ömrü heba ettik. Bu format içerisinde bunlardan fayda sağlıyor olabiliriz doğru söylüyorsun. Ama baktığın zaman bunların içerisinde çok büyük acılar, tahammülsüzlükler ve yaşadığın haksızlıklar var. Bir film değil bu bir hayat sonuçta. Çok üzüldük, çok yıprandık ve çok yanlışlar yaptık. Bu nedenle yayında kendi yaşadığım şeyleri yayında bastırarak söylüyorum ki bir daha kimse yapmasın. 1000 kişiden 2’sini kazansam yeter. Özellikle gençler için bunu yapıyorum.
Biz program yapıyoruz ya da şuyuz buyuz kaygınız yok. Gerçekten olanı verebiliyorsunuz. Onu biraz bu programda ortaya çıkarmak istiyorum aslında.
Hakan Ural: O da ne bence biliyor musun? Vallahi billahi şuradan çıkmak nasip olmasın eğer şu kadar hesabım varsa. Ben bunu Reyhan’la da konuşurum. Allah’a hamdolsun bir şeye ihtiyacım yok. Manen benim adımı bu saatten sonra bunun üstüne de koyamazsın aşağı da çekemezsin. Olacağımızı olmuşuz zaten. Bazı insanlar çok şöhret sahibi olmak ister ya biz zaten onun tillahı olmuşuz. Tek bir motivasyonum var. Yayın yaparken gerçekten insanların kalbine girebilmek, minicikte olsa bu ülkeye ve vatana şu kadar faydalı olmanın odağındayım. Bence izlenme nedeni de bu. İnsanlarımız çok zeki ve farkındalar. Bu adamın samimi olduğunu görebiliyor.
Her konuğa olmasa da ne söyleyeceğini merak ettiğim konuklara soruyorum bu soruyu. Öncesi ve sonrası yok bu sorunun. Tek kelime… Size biri geldi ve “Neden?” dedi. Ne dersiniz?
Hakan Ural: “Ne, neden?” derim. (Gülüyor.) Soruya soruyla cevap veririm. Müthiş bir felsefeci var, konuk katılmış. Onu orada tanıdım. Ben çok az insandan tatmin olurum ve doğruyu sağlarım. Birkaç kaynaktan araştırırım bilgiyi. Adam bir şeyler anlattı ve sonra “Sen kimsin?” dedi. Açken ben mi, tokken ben mi? Mutluyken ben mi, mutsuzken ben mi? Tatildeyken ben mi, cezaevindeyken ben mi? Ben kimim sorusunun cevabının bile kategorileri var. O yüzden ne, neden? Onun da 2 milyon 252 bin cevabı var yani.