PİYASALAR FED’İN KARARINI BEKLİYOR
Hürriyet yazarı Zeynel Balcı konuyu köşesine taşıdı. İşte Balcı’nın yazısı:
Piyasaların son dönemdeki gündemini büyük ölçüde merkez bankaları belirliyor. Geçen hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ile Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantıları öne çıktı. Alınan kararlarda sürpriz yoktu. TCMB beklendiği üzere faiz değişimine gitmedi. Toplantı sonrası yapılan açıklamalarda “Küresel ekonomide yüksek enflasyonun devamı ve resesyon riskine dikkat çekilirken, cari işlemler dengesinde turizm kaynaklı güçlü iyileşme devam etmektedir. Bunun yanında, enerji fiyatlarındaki yüksek seyir ve ana ihracat pazarlarının resesyona girme olasılığı cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır” görüşlerine yer verildi. Avrupa Merkez Bankası (ECB) ise beklentiler dahilinde 11 yıl sonra 50 baz puan faiz artışına gitti ve negatif faiz dönemini sonlandırdı. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde’nin toplantı sonrası yaptığı açıklamalar ise bir bakıma son görünümün özeti gibiydi. Lagarde konuşmasında; “Gelecek toplantılarda faiz oranlarının normalleşmesinin uygun olacağı, ekonomik aktivitenin yavaşladığı, yüksek enflasyon baskılarının zayıf eurodan kaynaklandığı ve ücret artışının hala devam ettiği ve enflasyon riskinin yoğunlaştığı, ekonomik aktivitenin yavaşladığı” gibi önemli detaylar vardı. Konuşmada, resesyon riskine rağmen yüksek enflasyon, ücret ve istihdamın faiz artırım kararında etkili olduğu izlenimi hakim. Ayrıca yüksek enflasyonun zayıf Euro’dan kaynakladığının altını çizmesi para politikaları açısından önemli bir vurgu.
ECB faiz artırım kararıyla parasal sıkılaşma ve faiz artırım sürecine başlarken bunun bir süre daha devamıyla resesyon riskine işaret etmesi önümüzdeki toplantılarda 50 baz puan faiz artırım ihtimalini zayıflattı. Bu Euro’nun değer kazanımını sınırladı. ECB Eylül ayından sonra faiz artırımını durdurma kararı verebilir, şeklinde bazı piyasa görüşleri de gelmeye başladı. Şimdi dikkatler 27 Haziran’da toplanacak olan ABD Merkez Bankası (Fed) tarafına çevrildi. Beklentiler 75 veya 100 baz puanlık faiz artışı yönünde. Her iki olasılık da bir süredir gündemde. Dolayısıyla piyasa fiyatlamalarının içinde belli ölçüde var. Bu açıdan ikisi de sürpriz olmaz. Ancak 75 baz puanlık artırıma piyasalar daha olumlu bakacaktır. Fed toplantısı dışında artan COVID-19 vakaları, Çin’deki gayrimenkul ve bankacılık sektörüne ilişkin gelişmeler, İtalya’da Başbakan Draghi’nin istifasıyla eylül, ekim gibi erken seçimin gündeme gelmesi, önümüzdeki hafta açıklanacak Almanya enflasyon verileri gündeme dair notlar olarak verilebilir. İç ve dış borsalarda tepki yükselişi ve toparlanma süreçleri biraz zayıflama göstermesine rağmen korunuyor.