Güncelleme Tarihi:
Antalya'nın Elmalı ilçesinde 2019'da iki çocuğun cinsel istismara maruz kalmasına ilişkin davanın yankıları sürüyor. Görülen davada sanıkların tutuksuz yargılanıyor olmaları sosyal medyada tepki çekti. Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, sanıkların tutuklu yargılanmalarını talep ediyor. Hükümet yetkilileri, "Sanıkların en ağır cezayı almasını" istedi. İşte, Elmalı Davasında Başsavcılık, hükümet ve sosyal medyadan gelen tepkiler...
Geçen yıl haziran ayında, Balıkesir'de savcılığa giden babaanne G.S., o dönem 6 ve 9 yaşında olan iki torununun cinsel istismara uğradığı iddiasıyla, eski gelini Merve A., kocası Rahmi A. ile gelininin erkek arkadaşlarından şikayetçi oldu. Savcılık, babaannelerinin yanında olan, istismara uğradığı öne sürülen ana sınıfı öğrencisi G.E.G. ile ağabeyi İ.E.G.'nin, Çocuk İzlem Merkezi'nde ifadesine başvurdu.
İfadesinde anne ve babasının ayrıldığını söyleyen G.E.G., annesi Merve A.'nın Rahmi A. ile evlendiğini, ancak F., A., M. ve M. adlı erkeklerle de ilişkisi olduğunu söyleyerek, geçen yıl üvey babası Rahmi A. ile isimleri F., A. ve M. olan kişilerin kendisine istismarda bulunduğunu anlattı. G.E.G.'nin, başından geçen olaylarla ilgili annesi Merve A., üvey babası Rahmi A. ve dayısı S.'den şikayetçi olduğunu ve ağabeyiyle kendisine çok acı çektirdiklerini anlattığı öğrenildi. G.E.G., anneanne F.G. ile dayısı S. C.G.'nin de kendisini çok dövdüğünü sözlerine ekledi.
Savcıya ifade veren ağabey İ.E.G. ise anneannesinin Finike'deki evinde kaldığı 7-8 aylık süreçte oklava ve şarj kablolarıyla dövüldüğünü söyledi. İ.E.G., üvey baba Rahmi A., M. ve dayısı S.'nin kendisinin özel bölgelerine dokunduğunu söyledi.
Kamuoyunda 'Elmalı davası' olarak dün tekrar gündeme gelen olayla ilgili Türkiye’nin konuştuğu çift Merve-Rahmi Akman, ilk kez Demirören Haber Ajansı’na (DHA) açıklama yaptı.
Akman çifti, suçsuz olduklarını, mahkemenin kendilerini doktor, psikolog raporlarına göre tahliye ettiğini öne sürerek, çocuklarının, babaanneleri tarafından yönlendirildiğini, bunun da psikolog raporları ile kanıtlandığını savundu.
Anne Merve Akman, iki gündür yaşananlara isyan ettiğini söyledi. Rahmi Akman’la 8 Kasım 2018 tarihinde evlendiğini anlatan Merve Akman, şunları söyledi:
* Evlenmeden önce bir olaya karıştım. Bu nedenle tutuklandım. 3 yıl 8 ay ceza aldım. Afyon Açık Cezaevi’nde bir yıl tutuklu kaldım. Sonra çıkan af yasası ile tahliye edildim. 2019 yılının kasım ayında çocuklarımın babaannesi Günay S., Afyon Açık Cezaevi’nde ziyaretime geldi. Çocukları 1 aylığına Edremit’e tatile götüreceğini, kendisinin babaanne olduğunu, onlarla bir süre birlikte olmak isteğini söyledi. Ben de izin verdim. Kızım G.E.G. ve oğlum İ.E.G.'yi alarak götürdü.
Açık cezaevinde olduğu için çocuklarını bu sürede her gün aradığını aktaran Merve Akman, "Bir süre sonra çocuklarım 'Anne biz burada kalmak istemiyoruz. Gel bizi al, ne zaman geleceksin' demeye başladı. Ben çocuklarıma cezaevinde olduğumu söylememiştim. Bir otelde çalıştığımı, üç ayda bir hafta iznim olduğunu söylemiştim. Çünkü açık cezaevinde üç ayda bir hafta evci iznimiz vardı. Bu sürede çocuklarımı ve eşimi görmeye geliyordum. Önce eşimle bir iki gün otelde kalıp, annemin yanındaki çocuklarıma öyle gidiyordum" dedi.
Merve Akman açıklamalarını şöyle sürdürdü:
* Bir süre sonra çocuklarımı babaannesi, 'Çocuklar seninle görüşmek istemiyor' diyerek görüştürmemeye başladı. 'Çocuklarınla görüşmek istiyorsan yeni kocandan boşan, oğluma dön' dedi. Ben de bunu reddettim. Kendisine, 'Benim mutlu bir evliğim var. Kocam çocuklarıma iyi bakıyor. Senin oğlun bana sürekli işkence yaptı. İşkence gördüm. Şimdi mutlu bir evliliğim var. Senin oğluna asla dönmem. Bana çile çektirdi' dedim. 'Bundan sonra olacaklardan kork. Sen ve eşin çocuklara işkence yapmışsın, cinsel istismar yapmışsın' diye beni tehdit etti.
2020 yılının Ramazan Bayramı’nın arife gününde yaşadıkları yerde jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındılarını söyleyen Merve Akman, "Telefonlarımız elimizden alındı. Ancak Cumhuriyet Savcılığı emriyle serbest bırakıldık. Telefonlarımız incelendi. Ancak 2020 yılının kasım ayında tekrar gözaltına alındık. 14 Kasım 2020 tarihinde 14 saat süren bir duruşma sonunda tutuklandık. 5 Ocak 2021 tarihinde delil yetersizliğinden serbest bırakıldık" dedi.
Adli tıp raporlarıyla çocukların istismara uğradığının kesinleşmesine rağmen psikolog raporlarıyla her şeyin ortada olduğunu öne süren Merve Akman, "Çocuklarımı babaanneleri uydurma yalanlarla kandırmaya çalışıyor" iddiasında bulundu.
Kızının velayetinin hâlâ kendisinde olduğunu kaydeden Merve Akman, şöyle devam etti:
"Eski eşim benden sonra dört kez evlendi. Bana 'Oğlumu eşim istemiyor' diyerek kendisi gönderdi. Babama oğlumun noterde velayetini vererek teslim etti. Gelince kucağıma atladı, ağladı. 'Anne beni bir daha babama gönderme' dedi. Ben oğlumu Finike’de okula yazdırdım. 'Ben otelde çalışıyorum, bir süre gelmeyeceğim' diyerek, çocuklarıma yalan söyledim. Sırf onların psikolojisi bozulmasın istedim. Bu süreçte kızım bir sağlık sorunu yaşadı. Hastanede yattı. Kızımın başında eşim kaldı. Babam kaza geçirdi. Oğlumu bu süreçte Finike’de bir paketleme tesisinde çalışan kız kardeşlerim fabrikada baktı. Oğlum fabrikada teyzesinin telefonuna kendisi bir video çekiyor. Herkesi arıyor. 'Annem beni okula göndermiyor' diyor. Benim tek suçum kötü ve yanlış bir adamla evlilik yapmak."
Rahmi Akman ise "Biz iki gündür eşimle Türkiye’nin baskısı altındayız. Sosyal medyadan bize ağır küfürler geliyor. Annemi, babamı, kardeşimi, eşimi, dostumu, arkadaşlarımı ağır şekilde tehdit ediyorlar. Bizim can güvenliğimiz yok. Biz çocukları istismar etmedik kesinlikle. Doktor raporlarımız, adli tıp raporlarımız vardır. Kesinlikle adli tıp raporlarında istismara dayanak hiçbir şey yoktur" şeklinde konuştu.
Rahmi Akman, sözlerine şöyle devam etti: "Ben o çocuklara babasının yapmadığı babalığı yaptım, babasının vermediği sevgiyi verdim, babasının yapmadığı güzellikleri yaptım. Ben o çocuklara annesiyle beraber sahip çıktım. Benim sahip çıkmam suçsa siz yargıda karar verin."
Rahmi Akman’ın annesi Hatice Akman da oğlu ve gelininin arkasında olduğunu söyleyerek, "Ben bir anneyim, oğluma helal süt emdirmiş bir anneyim. Oğlum, gelinimin çocuklarına babalık yaptı, kendi çocukları gibi. Benim oğlumu, gelinimi linç etmeyin" diye konuştu.
Merve Akman ayrıca sosyal medya hesabından da açıklama yaptı. Psikolog raporuna göre ifadelerin çocuklara ezberletildiğini, özellikle resimler çizdirildiğini öne sürerek, şöyle dedi:
* Çocuklarım davanın başından beri Balıkesir Ayvalık Sosyal Hizmet Merkezi’nde psikologla görüşmektedir. Balıkesir Valiliği tarafından dosyaya gönderilen 30 Nisan 2021 tarihli evrakta, her ne kadar 23 Ekim 2020 tarihinde mahkemeye görüş bildirilse de yapılan mesleki çalışma sonucu 'Çocuklar hakkındaki kanaatlerinin değiştiği' bildirilmiş, bu yazının ekinde de çocuklarımla görüşen uzman psikoloğun altı sayfalık raporu gönderilmiştir.
* Rapordan takip edebileceğiniz üzere psikologda şüphe uyanmasına neden olan somut olaylara tek tek yer verilerek, 'Babaanne Günay S'nin istismar davası, velayet davası ve çocukların sağlık kontrolleri hakkında tutarsız ve yalan beyanlarda bulunduğunun gözlemlendiği' belirtilmiştir. Raporun sonuç kısmında çocukların babaanne yanından alınarak, onunla görüşmesinin engellenmesinin, çocukların maruz kaldıkları manipülasyon ve duygusal şiddetten uzaklaştırılarak olayları net biçimde anlatabilmeleri için babaanne ile görüşmelerinin engellenmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Raporda kızının psikologla görüşürken kendisine mektup yazmak istediğini söylediği, fakat babaannesi kızar diye psikologdan bu raporu saklamasını istediğinin yazdığını aktaran Merve Akman, "Şimdi sizlere soruyorum, ben öz kızımı istismar etsem sözde babaannenin alıkoyduğu kızım bana mektup yazmak ister mi? Psikoloğa beni özlediğini söyler mi? Kızım neden 'Bu mektubu babaannem görürse bana kızar' demektedir? İyice baskı altına alındığından olabilir mi?" şeklinde konuştu.
"Raporda internette dolaşan resimlerin nasıl çizildiğini okudunuz mu?" diye soran Merve Akman, şöyle devam etti:
"Resim çizme pratiği olmayan oğlumun psikologla görüşmeye geldiğinde doğrudan kendi isteği ile resim çizmek istediğini ve şaşırtıcı şekilde kızımın da de kendi isteği ile resim çizmek istediğini söylediklerini okudunuz mu? Psikoloğun da bu durumdan şüphe ederek rapora 'Her iki çocuğun da ne söylemeleri, ne çizmeleri gerektiği konusunda yönlendirildikleri şüphesi uyanmıştır' şeklinde yazdığını da okudunuz mu?."
Kızının 7 Mayıs 2020 tarihli adli tıp kurumu raporundan ayrıntılara yer veren Merve Akman, bunların istismar bulgusu olduğundan kesin olarak bahsedilemeyeceği yazıldığını" öne sürdü.
Merve Akman anlatımlarını şu ifadelerle sürdürdü: "Gelelim bu rapordan bir ay sonra alınan yine kızım hakkındaki ikinci adli tıp kurumu raporuna. 10 Haziran 2020’de adli tıp kızımdaki bulgu ile fiili livata arasında illiyet bağı kurulamayacağını söylüyor. Bu şekilde de kızımda hiçbir bulgu olmadığı anlaşılmış oluyor. Oğlumun raporları da benzer şekildedir."
Merve Akman, internette dolaşan ses kaydının kesinlikle kızına ait olmadığını da belirterek, sosyal medya hesabında psikolog ve adli tıp kurumu raporlarını da paylaştı. Akman 61 paylaşım yaparken, 20 belgeye yer verdi. Sanığın kendisini savunduğu paylaşımlar da büyük tepki topladı.
Eski gelini ve kocasının çocukları yönlendirmekle suçladığı babaanne Günay S. ise iddiaların asılsız olduğunu torunlarının hâlâ yaşadıkları travmadan kurtulamadığını söyledi. Bu konunun aileler üzerinde medyada yer almasını istemediğini, torunlarının etkilendiğini ifade eden Günay S., sürecin avukatlar üzerinden sürdürülmesini istedi. Torunlarının psikolog desteği aldığını anlatan Günay S., yaşanan süreci ise şöyle özetledi:
"Çocuklar, 2019 yılında bana geldiler. Şu anda psikolog desteği alıyoruz. Eğitimleri aynı zamanda devam ediyor. Bayağı bir yol kat ettik ama hâlâ sayıklamaları mevcut. Korkuları mevcut. Çocukların sürece katılmasını istemiyorum. Çünkü çocuklar, korku içindeler. Orada gördükleri işkence, tehdit, istismar çocuklar da büyük travma uyandırmış. Bir kişi yan da baksa irkiliyorlar. Gece trafikten ses de gelse, irkiliyorlar. Hâlâ kendilerini korkuda hissediyorlar. Torunlarım ve ben medyada olmak istemiyoruz. Gündemde olmak istemiyoruz görsel olarak. Çocukların bir geleceği var. Yaşadıklarını unutturmaya çalışıyoruz. Onun için de gündemde çocuklarım olmasın. Avukatlarımız ile irtibata geçilsin. Bunu istirham ediyoruz."
Günay S.’nin avukatı Yusuf Önder ise süreci başından itibaren adli süreç ve yaşananlar hakkında bilgi verdi. Çocukların kontrol edildiği sağlık kuruluşundan aldıkları fiziksel şiddete maruz kaldıkları yönündeki rapor üzerine adli işlem başlattıklarını belirten Önder, 2020 yılında davanın açıldığını söyledi.Duruşma gününden iki gün önce anne Merve Akman ve üvey baba Rahmi Akman tarafından çocukların kaçırılmaya çalışıldığını belirten Önder, "İlk celseden 2 gün önce Antalya'dan buraya geliyorlar ve velayeti kendisinde olmayan G.E.G.yi kaçırma teşebbüsünde bulunuyorlar. Çocuk bu sırada bağırıyor, vatandaşlar devreye girerek, çocuğu üvey baba ve annenin elinden alıp, babaanneye teslim ediyor. Duruşmadan iki gün önce bunların yapılması şüphe uyandırır" dedi.Çocukların durumuyla ilgili ilk başta babaları Gürhan G.'ye bilgi verilmediğini söyleyen avukat Yusuf Önder, "Babanın bir hata yapmasından çekindik. Durum ayyuka çıktıktan sonra babayla konuştuk. Durumun vahim olduğunu anlattık. Babayı zapt etmekle uğraştık" dedi.
Avukat Yusuf Önder sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Gelen haberler üzerine öğreniyoruz ki, çocukların annesi mahkemeye dair evrakları paylaşmış. Bu çocukların örselenmesidir. Çocukların haklarının zedelenmesidir. Çocukların adının açık bir şekilde görünür ve okunur bir şekilde yayınlanması, ifşa edilmesi tamamen bir hukuk ihlalidir. Bu ihlali kabul etmemiz mümkün değil. Birtakım haber kanallarından çocukların fotoğrafları paylaşılmaya ve erişilmeye çalışılıyor. Biz bunu kabul edemeyiz. Biz bu paylaşımlarla ilgili şikâyetçi olacağız. Unutulma hakkı ve çocukların geleceği resmen şu anda çok büyük tehlikeye girmekte. Bu çocukları büyüyecekler. Bu çocuklar Türkiye'nin geleceği."
Küçük kız ve ağabeyi, başlarına gelenleri, deftere yaptıkları çizimlerle de anlatmaya çalıştı. Bu resimler de soruşturma dosyasına girdi.
Merve A., ifadesinde, "Çocuklarımın dolduruşa gelerek yalan beyanda bulunduklarını düşünüyorum. Suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum. Tahliyemi ve beraatımı istiyorum" dedi. Rahmi A. da "Çocuklara biz bir şey yapmadık. Suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum. Bu aşamada tahliyemi ve beraatımı istiyorum" diye konuştu.
Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı avukat Serap Ertuğrul, “Dosyayı başından beri takip ediyoruz. İki çocuğumuzla ilgili birden fazla rapor olmasına rağmen nasıl böyle bir kararla karşılaşıldığına anlam veremiyoruz. Sosyal medyada dolaşan bir mektup var, o mektup dosyada yer almıyor. Bir sonraki duruşma 17 Eylül 2021’de. Bu duruşmayı da yakından takip edeceğiz” dedi.
Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan yazılı açıklamada, bazı sosyal medya platformlarında Antalya'nın Elmalı ilçesinde 2019'da gerçekleştiği öne sürülen iki çocuğun istismar edilmesi olayı ile ilgili yürütülen yargılamaya ilişkin bir kısım iddialar karşısında kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla basın açıklaması yapılması gereğinin duyulduğu belirtildi.
Açıklamada, Balıkesir'de Edremit Cumhuriyet Başsavcılığına 5 Mayıs 2020'de başvuran çocukların babaannelerinin Antalya'nın Finike ilçesindeki torunlarının anne, üvey baba ve dayıları tarafından 2019'da cinsel istismara uğradıkları iddiasıyla ihbar ve şikayette bulunduğu aktarıldı.
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından derhal soruşturma başlatıldığı ve çocuklara psiko-sosyal destek verildiği kaydedilen açıklamada, "Mağdurların Çocuk İzlem Merkezi'nde beyanları alınmıştır. Yürütülen soruşturma neticesinde elde edilen bulgular ve çocuklara karşı nitelikli cinsel istismar eylemlerinin gerçekleştirildiği yönünde yeterli şüphe oluştuğu kanaatiyle 24 Temmuz 2020'de düzenlenen iddianame ile sanıkların cezalandırılması istemiyle Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde kamu davası açılmıştır." ifadeleri kullanıldı.
Delillerin tam olarak toplanmamış olması, delillerin karartılma ihtimalinin bulunması gerekçeleriyle sanıkların 16 Ekim 2020'de tutuklanmasına karar verildiği vurgulanan açıklamada, yargılama sürecinde ise delillerin toplanmış olması ve alınan beyanlardaki çelişkiler dikkate alınarak sanıkların 5 Ocak 2021'de tutuksuz yargılanmalarına karar verildiği belirtildi.
Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığınca tutuksuz yargılamaya yapılan itirazın Antalya 10. Ağır Ceza Mahkemesince reddedildiği kaydedilen açıklamada, yargılama sürecinin başsavcılıkça titizlikle takip edildiği vurgulandı.
Açıklamada, "5 ay önce tutuksuz yargılanmalarına karar verilen sanıklar hakkındaki yargılama süreci devam etmekte olup, son duruşma 21 Mayıs 2021'de yapılarak, duruşması 17 Eylül 2021 tarihine bırakılmıştır. Yargılama sürecinde alınan mağdur beyanları ve toplanan tüm deliller mahkemesince birlikte değerlendirilecek olup, nihai karar bağımsız ve tarafsız yargıya aittir. Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından yargılama süreci titizlikle takip edilmektedir." denildi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Antalya Elmalı'da iki kardeşin istismarına ilişkin davayla ilgili Hakimler ve Savcılar Kurulunun (HSK) inceleme başlattığını bildirdi.
Bakan Gül, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Çocuklarımızın cinsel istismarına hiç kimse, hiçbir şekilde müsamaha göstermez, gösteremez. Yargı süreci devam ediyor. Süreci yakından ve dikkatle takip ediyor, sürecin hassasiyetine uygun her türlü tedbiri alıyoruz. HSK da konu hakkında inceleme başlattı." ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Antalya Elmalı'da iki kardeşin istismarına ilişkin davayla ilgili "Alçaklar en ağır cezayı almalıdır. Adalet için sürecin yakın takipçisi olacağız." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, sosyal medya hesabından, "Elmalı Davası" etiketiyle yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti:
"Hukukta yazılı kurallar kadar maşeri vicdan da esastır. Elmalı davasında belgeler ortadadır. Bu korkunç hadisede, çocuk istismarına müsamaha gibi algılanabilecek kararlardan kaçınmak şarttır. Alçaklar en ağır cezayı almalıdır. Adalet için sürecin yakın takipçisi olacağız."
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Antalya Elmalı'da iki kardeşin istismarına ilişkin davayla ilgili toplumsal vicdanın sesinin dinlenmesi gerektiğini bildirdi.
Kurtulmuş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti:
"Elmalı Davası'yla ilgili toplumsal vicdanın sesi dinlenmelidir. Çocuk istismarı konusunda yargı makamları, gerçeğin ortaya çıkması ve adaletin yerini bulmasındaki aciliyet konusunda en yüksek hassasiyeti ortaya koymalıdır. Sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız."
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, AK Parti olarak, Antalya Elmalı'da iki kardeşin istismar edilmesine ilişkin davayı yakından takip ettiklerini belirtti.
AK Parti Sözcüsü Çelik, şunları kaydetti:
"Faillerin mümkün olan en ağır cezayı alması en büyük temennimizdir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, hem yargılama sürecine müdahil olmuştur hem de evlatlarımızı ihtiyaç duydukları hizmetlerle desteklemeye devam etmektedir. Evlatlarımız güven altındadır. Adaletin tecelli edeceğine inanıyoruz. Hukuki süreçleri takip ediyoruz. Adalet kurumu her şeyi açığa çıkaracaktır. Vicdanlarıyla bu evlatlarımıza destek olan herkese şükranlarımızı sunuyoruz."