11-Hayatınızda yaşadığınız en büyük macera neydi?
O kadar çok var ki hangi birini anlatsam bilemedim (gülüyor)… Mesela 15 yaşımda İtalya’yı çok merak ediyordum ve orada yaşama hayalleri kuruyordum. Gecenin bir vakti sırt çantamı aldım ve İtalya’ya kaçtım, 3 gün sonra Alman polisi beni telefon ile arayınca mecburen babamı arayıp yerimi söylemek zorunda kaldım (gülüyor)! Peki babam ne yaptı dersiniz? Geldi beni Bibione’den aldı ve şöyle dedi “madem buraya kadar getirdin beni, hadi baba-kız Venedik’e gidelim”... Hep gülüyorum bu hikayeyi anlatırken çünkü gerçekten çok deli dolu bir çocuktum ve canım babam bu konuda benden çok çekti. Beni her zaman anlamaya çalıştı ve bana zincirler vurmak yerine kanatlar taktı.
12-Olimpiyatlara katılsaydınız hangi branşta yarışırdınız?
Çocukluğum kış olimpiyatlarını izlemekle geçerdi. Buz pateni müsabakalarını dört gözle izlerdim. Alman buz patencisi Katarina Witt’in büyük hayranıydım o zamanlar. Fakat benim bu spor dalına olan ilgim sadece izlemekle kaldı. Hayatımda buz pateni bile kaymışlığım yok! Uzun lafı kısası, buz pateni…
13-Dünyadaki yeryüzü cennetiniz neresi?
Bulunduğumuz yeri güzelleştirdiğimizde her yer yeryüzü cennetimizdir.
14-En büyük rol modeliniz kim ve size nasıl ilham verdi?
Birçok rol modelim var, her birinin de bana kattığı şeyler farklı... Prenses Diana benim gençliğime damgasını vuran ve bana ilham veren isimlerden biridir mesela, onun duru güzelliğini, doğuştan gelen asilliği, yaşadığı tüm zorluklara ve haksızlıklara rağmen dimdik duruşu ile başardığı, yaptığı iyilikler... Ölüm haberi geldiğinde tatil için Türkiye’ye, yazlık evimize gelmiştik. Günlerce ağladığımı dün gibi hatırlıyorum o yaz günlerinde.