Nokia telefonlar dayanıklılığıyla biliniyor. Peki gerçekten de öyle mi? Çiziklere karşı gerçekten dayanıklı mı? 300 metreden aşağı düşünce ne oluyor? İşte sonuçlarına çok şaşıracağınız 'işkence' görüntüleri... Önce sivri uçlu kalemi elimize alıyoruz. Ardından kalemle üzerini kazıyoruz. Yeni Nokia 3310'un ekranı bakalım ne kadar dayanıklı? Bir başka açıdan bakıyoruz, ekranda çizikler bu şekilde belirgin. Şimdi de tuşlara falçata vuralım, bakalım ne olacak? Yavaş yavaş falçatayı tuş takımına sürüyoruz. Tuşların son hali böyle, boyası atmış durumda. Şimdi de kasaya falçata vuralım. Nokia 3310 soyulmaya başladı bile! Bu da telefonun bir başka açıdan görüntüsü... Arkadan çizik atıldığında bu şekilde görünüyor. Şimdi de kamerayı çizelim. Kameranın son hali... Çakmakla yakmaya çalışalım; ekrana bakalım bir şey olacak mı? Evet bir dakika kadar tutuyoruz ve... Sonuç bu... Ekranda ufaktan bir erime var! Şimdi de bükelim! Evet büküldükçe kasa açılmaya başlıyor. Ancak telefonda ciddi bir sorun olmuyor, eski haline dönüyor. Gelelim düşürme testine! Omuz mesafesinden Nokia'nın eski ve yeni 3310 modelleri yere düştüğünde bakalım ne olacak? Yere çakılmış durumdalar! Eski Nokia 3310 bu halde... Ancak kalıcı bir hasar yok; kırılan parça olmadığından hemen birleştirip eski haline getirebiliyorsunuz. Şimdi de yeni Nokia 3310'u yere atalım. Telefon parçalanmadı bile! Telefonun ön yüzü bu halde... Bir şey görünmüyor! Sadece kasasında ufak bir açılma var; ama kapatılabiliyor! Şimdi de eski Nokia 3310'u bu kez dik bir şekilde yere atıyoruz. Telefonların en hassas düşüşü bu şekilde oluyor! Bakalım ne olacak? Paramparça olmuş gibi görünüyor ama... Aslında hiçbir şeyi yok! Birleştirince eski haline döndü bile! Bir de yeni Nokia 3310'u yere aynı şekilde atalım! Aynı şekilde düşüyor ve yine görünürde bir şey yok! Sadece kasası biraz açılmış o kadar! Son olarak her iki telefonu 300 metre mesafeden yere bırakacağız drone sayesinde! Drone havalandı ve telefonları yere bırakmaya hazırız! Ve yere çakılıyorlar! Peki sonuç? Her iki telefon da gayet sağlam görünüyor! Yenisinin arka kapağı açılmış ve pili fırlamış; ancak eskisinde hiçbir şey yok! Bir de bu açıdan bakalım! Bazı telefonlar var ki hiç kimse onlara dokunamadı, hep konsept olarak kaldı. İşte görenleri kendine hayran bırakan Nokia başta olmak üzere birbirinden farklı o telefonlar... Tasarımcı Clement Logereau tarafından geliştirilen ve değişebilir küçük karelerden meydana gelen Nokia Unik, bambaşka bir cep telefonu akımının öncüsü niteliğinde. Telefonun en büyük özelliği değişebilir tasarıma sahip olması... Diğer bir deyişle dilediğiniz rengi dilediğiniz karede telefonunuza uygulayabilirsiniz. Özellikle oyunculara yönelik donanımlarıyla dikkat çekmesi beklenen Alienware Anroid, isminden de anlaşılacağı üzere işletim sistemi olarak Windows Mobile'ı değil, Android'i seçmiş durumda... Juan Carlos Garzon isimli tasarımcı tarafından oluşturulan bu şeffaf Nokia konsepti, dokunmatik bir ekrana ve şeffaf bir ekrana sahip. Jung Dae Hoon tarafından geliştirilen bu telefonun dikkat çeken özelliği bileğe takılıyor olması. Bunun dışında telefonla görüşme yapılmak istendiğinde telefondan dışarıya yansıyan lazerle butonlara tıklayabilir, saati gene yansıma yoluyla görebilirsiniz. Bu telefon konsepti özellikle sık sık mesajlaşanlar için düşünüldü. Sam James Chu'nun tasarımını üstlendiği telefon ile kaleminizle yazar gibi karşınızdakine mesaj gönderebileceksiniz. Sürgülü telefonları bir kenara bırakacak olursak, ZTE'nin bu konsept telefonunda tuş takımı ve üst panel ayrı yönlere doğru açıldığında telefonun ekranıyla karşılaşıyorsunuz. Joongho Choi isimli tasarımcının elinden çıkan bu telefonun ayrıcı özelliği iki parça halinden oluşması... Geliştirilen bu telefon tasarımı sayesinde artık telefon görüşmesi yapmak istediğinizde telefonu kulağınıza takmanız yeterli olacak ve eliniz artık telefonla görüşürken yorulmayacak. Uzaktan bakıldığında kaleme benzeyen bu özel tasarım aslında bir cep telefonu. Ekranı ise kalemin üzerindeki ufak bir bölmede yer alıyor. Tuş takımı da ekranın hemen yanında bulunuyor. Şeffaf bir görünüme sahip olan ve Seunghan Song tarafından tasarlanan bu konsept telefon, ayrıca hava durumunu algılayarak en son hava durumu bilgilerini an ve an ekrana yansıtabiliyor. Bilim-kurgu filmlerinden çıkan bir cep telefonuna benzeyen Cobalto konsepti, şeffaf yapısıyla da dikkat çekiyor. Telefonun şekli ise Apple'ın henüz piyasaya sürdüğü popüler Magic Mouseuna oldukça benzer nitelikte... Büyüteç tasarımına sahip olan Fujitsu Concept Phone'un ekranı da oldukça hoş bir tasarıma sahip. Knot Design'ın geliştirdiği dokunmatik ekranlı bu telefon, farklı tasarımıyla da dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. LG tarafından geliştirilen bu konsept telefonun giremediği şekil yok... Shirley A. Roberts imzalı bu cep telefonu tasarımı ise diğer cep telefonlarından farklı olarak esnekliğiyle ön plana çıkıyor. Kıvrılabilen ve rulo şeklinde katlanabilen bu telefon, kol saati gibi de kullanılabiliyor. Bu cep telefonu tasarımında ise yeşil rengi önplana çıkarılmış. Ancak telefonun ayırıcı özelliği yeşil rengi değil elbette. Telefon çimen tasarımını kullanıyor ve farklı bir görünüme kavuşuyor. Ekranı kapalı olduğunda oldukça küçük ebatlarda olan telefonun ekranı açıldığında devasa bir dokunmatik ekrana sahip cep telefonu ortaya çıkıyor. Hem saat hem telefon olan Samsung WM konsepti aynı zamanda uzaktan kumanda işlevi de görebiliyor.